Kendilerini 'İstihbaratçı' Olarak Tanıtan Kişiler İki Otele Silahlı Baskın Düzenledi

TAKİP ET

Beyoğlu'nda kendisini 'istihbaratçı' olarak tanıtan kişi ve yanındakiler, esnaflara ve çalışanlarına aylardır dehşeti yaşattılar.

İstanbul Beyoğlu Şehit Muhtar Mahallesi Süslü Saksı Sokak’ta geçtiğimiz pazar günü saat 23.00 sıralarında yaşanan olayda, sokak üzerindeki bir otelin ortaklarından olan Adnan S., kardeşleri Melik ve Faysal S. ve adamları ile birlikte yanlarında ve karşılarında bulunan iki otele ‘baskın’ yaptı.

Ellerinde tabanca ve bıçaklarla darbettikleri otel çalışanlarını yaralayan saldırganlar, ihbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen saldırganlardan Adnan S. ile kardeşi Melik S. tutuklanırken, diğer kardeş Faysal S. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Canlarından Endişe Ediyorlar

 

Baskına uğrayan ve çalışanları darbedilerek yaralanan otellerin sahipleri, Adnan S. ile beraberindeki şahısların uzun süredir kendilerini tehdit ettiğini, zorbalıkla iş yerlerine el koymak istediğini öne sürdüler. 

Şimdiye kadar defalarca şikayetçi olmalarına rağmen saldırganların her seferinde serbest kalmasından ötürü daha da cesaretlendiklerini belirten işletme sahipleri, canlarından endişe ettiklerini dile getirdiler.

Tehditle Komşularından Para İstedi

Adnan S.’nin 1 yıl önce yanlarındaki otele ortak olmasının ardından kendilerinden tehdit ile para istediğini iddia eden Reha Y., “Otelin müdür beni aradı, ‘sokakta adamın biri bizim otele saldırdı’ dedi. ‘Patronunuzu çağırın, öldüreceğim onu diye’ dedi. Ben telaşlı ağabeyimi aradım. Zatın çağırdığı yere gittik biz. Ağabeyim O’na dedi, ‘Derdin ne kardeşim?’ ‘Ben otel aldım. Yanınızda otelin yüzde 33’ünü aldım’ dedi. ‘400 bin dolar verdim. 200 bin dolar daha var’ dedi. ‘Bunu sizden tahsil edeceğim’ dedi. Benim ağabeyim dedi ki; ‘Ya neden biz? Sabancı değiliz, hayır kurumu değiliz.’ ‘Vallahi yoksa otelinizi vereceksiniz. Ben o caddeden çıkmaya karar koydum’ dedi. ‘Her caddenin bir ağabeyi var, o da benim burada’ diyor. Ya 200 bin dolar verirsiniz bu oteli alırım ya da siz gidersiniz bu oteli ben çalıştırırım’ diyor.  Benim, Adnan S. Google’a gidin bakın, Avrupa Milliyet Cemiyet başkanıyım ben’ dedi. ‘Arkamda kamyonla adam var, çok Adnanlar var’ dedi” ifadelerini kullandı.

Kırılan Saatinin Parasını Saldırdığı Çalışanlardan İstedi

Adnan S.’nin otel çalışanına saldırırken kırılan saatin parasını da kendilerinden talep ettiğini aktaran Reha Y., “Ya sen bana saat alacaksın’ dedi. Yazılı, çizili, beyanlı ve şu an savcımızda bu. Onun saati kırılmış, bizim işçiyi döverken, bunun bedelini biz ödeyecekmişiz. Ağabeyim de ‘Kırık saati getir, aynısını alayım’ dedi. ‘Kaldırdım attım’ dedi. ‘100 bin liralık saat benimki’ dedi. ‘Getir aynısını alalım madem’ dedik. ‘Yok parasını vereceksiniz’ dedi. Bir gün yanıma geldi, bana dedi ki; ‘Seni bu caddeden sileceğim. Buranın benim olacağını kavrayacaksın” dedi.

Evimi Değiştirdim, İş Yerime Gidemiyorum

 

Yıl boyunca çeşitli aralıklarla saldırıya uğradıklarını belirten Reha Y., kendisinin de Adnan S.’nin bıçak kabzasıyla omzuna vurması dolayısıyla yaralandığını, ameliyat olmak zorunda kaldığını söyledi.

Adnan S.’nin mahkeme sürerken haber göndererek ailesini öldürmekle tehdit ettiği iddiasında bulunan Reha Y., “Ben kendi evimi bıraktım başka bir yerde kirada oturuyorum. İş yerine de gidemiyorum. Pandemi döneminde zaten kapısından geçemedim. ‘Senin bu sokakta adımını attığını görmeyeceğim. Seni en son oturağa mahkum edeceğim’ dedi. Önceki akşam benim çalışanım onlara dedi ki; ‘Esnaflığa bu sığmıyor. Bak benim patron laf etmiyor, söz etmiyor. Hakaret etme, size dönüp bakmıyor’ dedi. ‘Sen ne konuşuyorsun’ dedi. Silahı çekti geldi, kabzayla vurdu. Giderken dedi ki; ‘Devlete git de bir göreyim. Devlet benim. Bu caddede benimdir. Ben derin devletim diyorum’ dedi. Sokaktaki esnafa dedim ‘Siz niye şikayet etmiyorsunuz’. Ağabey ‘Sana silah saldırdı, demin buradaydı. Ben gidersem ne yapabilirim. Ya beni vurursa ya çocuğuma bir şey yaparsa’ dediler. Saldırı günü, kendi adamlarını benim iş yerinin önüne yıkıyor, diğer çeteyi de diğer otelin önüne yıkıyor. Polisler yetişmeseydi kan gövdeyi götürüyordu. Evden ayrılırken eşim bana diyor ki; ‘Akşama gelir misin, acaba döner misin? Dönemezsen helalleşelim mi?’
Her gün sabah gidiyoruz akşam giderken yani biz ne olduğumuzu da bilmiyoruz. Psikolojimiz de dağıldı zaten. Sokaktan biri ‘merhaba’ desin, ‘niye dedi’ diyoruz. ‘Ne oldu acaba’ deyip, bu sefer oturup bekliyoruz” şeklinde konuştu.

 

İstihbaratçıyız Dediler

Saldırıya uğrayan diğer otelin sahibi Sami Y., ise “Bunlar yaklaşık 1 yıldır sokağa geldiğinden beri sokağımızın huzuru kalmadı. Gerçekten çok huzurlu bir sokaktı bunlardan önce. Yalnız bunlar hep işte esnafı darp ederek, vurarak, yaralayarak hep gözdağı verdiler. Bu gözdağından sonra da hemen akabinde ‘İşte hani, bizi bak kimse almadı’ tavırları.  20 kişi, 30 kişi sokağa girip ‘İşte buraların hakimi biziz. Ya burada bize biat edeceksiniz ya da buradan gideceksiniz’. Hani bu kadar olay yapıyor, tutuklanmıyor. Bunu da sokaktaki insanlara şöyle lanse ediyorlar; ‘İşte biz, istihbaratın adamıyız, şöyleyiz, böyleyiz’ diyerek. Bazı insanları buna inandırmaya çalışıyor. Ben kesinlikle böyle bir şey olmadığını zaten biliyorum. Ama bununla hiçbir işlem olmadığı için daha hep vitesi artırdı. Olay buralara kadar geldi. Biz şu an gerçekten kendi yerimize kendi mekanımıza gidemiyoruz. Tehditler işte. Uzaktan yeğenleri var, bize bir ay önce de saldırı yapmışlardı onlar. Onlar şu anda hala bizi tehdit ediyorlar. Bunların cezaevine girmesi durumunda bizden çok kötü intikam alacaklarını söylüyorlar. Biz devletten yardım istiyoruz. Kendi yerimize gidemiyoruz. Can ve mal güvenliğimiz kesinlikle hiçbir şekilde yok. Ama asla ve asla bu insanlara da boyun eğmeyeceğiz. Sonu nereye varırsa varsın” dedi.

 

istanbul beyoğlu otel istihbaratçıyız dediler haraç para istedi dehşet saldırı silahlı bıçaklı otel otel sahipleri ortağı yan karşı komşular