Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımının 80'inci Yıl Dönümü
Kırım Tatarlarının, Sovyet diktatörü Stalin tarafından vatanlarından sürülmelerinin 80. yılında kurbanlar anılıyor.
Eli kanlı Sovyet diktatörü Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te Kırım Tatarları, Kırım'daki vatanlarından sürgün edildi.
Sürgün sırasında Kırım Tatarlarının büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu.
Orta Asya ve Sibirya’ya sürgün edilen Kırım Tatarlarının yüzde 46’sı yolda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli nedenlerden dolayı hayatını kaybetti.
1989 yılına kadar Kırım Tatarları, sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu.
Anavatan Kırım’a geri dönmek isteyenler ya hapse atılıyor ya da başka yerlere sürgün ediliyordu.
Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatanlarına dönmeye başlarken 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı.
2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü'nü, soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgününü soykırım olarak tanıdı.
Kırım Vakfı Basın Bildirisi Yayımladı
18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü münasebetiyle Kırım Vakfı tarafından 18 Mayıs 2024 tarihinde bir basın bildirisi yayımlandı. Kırım Tatarlarına yönelik sürgünün bir insanlık suçu olduğu vurgulanan bildiride, sürgünde hayatını kaybedenler anıldı.
'Rusya, Sürgün Ve Soykırım Suçlarını Hala Sürdürmektedir'
Günümüz Putin Rusyası'nın SSCB'nin bir uzantısı olduğu belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Eli silah tutan erkekleri Kızıl Ordu saflarında cephede savaşırken yaşlı, kadın ve çocuklardan oluşan Kırım Tatar halkı 80 yıl öncesinde Sovyet Rusya yönetimi tarafından 18 Mayıs 1944 tarihinde vatanlarından topyekûn sürgüne gönderilmişti.
Tarihe geçen en büyük insanlık vahşetlerinden biri olan bu sürgünde açlık ve susuzluk yanında karanlık ve havasız hayvan vagonlarında günlerce süren yolculuk esnasında ve devam eden aylarda sürgün bölgelerindeki perişanlık sonucunda Kırım Tatarları nüfuslarının %46’sını kaybetmişti.
Sovyetler Birliği’nin son dönemlerinden başlamak üzere tamamen kendi imkanları ile sürgün yerlerinden vatanlarına dönmeye başlayan Kırım Tatarları, Kırım’da yeniden kök salmaya başlamış, öz yönetimlerini kurmuş, eğitim, kültür ve sosyal alanda da hızla kurumlarını yine kendi imkanları ile oluşturmayı başarmıştır.
Vatan Kırım’da 1990 lı yılların başından itibaren her yılın 18 Mayıs’ında şehir merkezlerinde bir araya gelen Kırım Tatarları matem günlerini kitleler halinde büyük kalabalıklarla anar hale gelmiştir.
Ancak Sovyet Rusya’nın bugünkü uzantısı olan Putin Rusyası 27 Şubat 2014 tarihinden itibaren işgal ettiği Kırım’da Kırım Tatarları için kötülüklerini kaldıkları yerden devam ettirmeyi sürdürmüştür. Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetleri yasaklayan, Kırım Tatar liderlerini Kırım’a sokmayan, Kırım’da kalanları hapislerde tutan Rusya, Kırım Tatarlarının 25 yıl içerisinde oluşturduğu milli, sosyal ve kültürel birikimlerini ellerinden alırken, sistemli bir şekilde sürdürdüğü baskıları ile Kırım’ı Kırım Tatarları için bir açık hava hapishanesine dönüştürmüştür.
Kırım Tatarlarının kimliğini ve varlığını yok etmeye yönelik Rusya’nın bu politikaları sonucunda Kırım’ın işgal edildiği 10 yıldan bu yana Kırım Tatarlarının matem günlerini anmalarına bile tahammül edilememiştir.
Bununla birlikte Rusya iki yıldan fazla bir zamandır Ukrayna genelinde başlattığı saldırıları ile yakmaya, yok etmeye, savaş ve insanlık suçlarını işlemeye pervasızca devam etmektedir.
18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın sorumlularının bugünkü uzantısı olan Rusya, sürgünün acılarını telafi etmeyi aklının ucundan dahi geçirmez iken sürgün ve soykırım suçlarını hala sürdürmektedir.
Kırım Tatar halkının muhaceretteki temsilcileri olan bizler, Rusya’nın Kırım Tatarlarını yok etmeye, onları tarihten silmeye yönelik politikalarına her zaman karşı duracağız. Acılarımızı ve kimliğimizi asla unutmayacağız. Varlığımızı korumaktan asla vazgeçmeyeceğiz. İnsani ve demokratik prensiplerimizle hak ve adalet yolunda mücadelemize devam edeceğiz.
İnsanlık suçu olan 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımının 80. yıldönümünde sürgün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Unutmadık! Unutmayacağız!"