Mansur Yavaş'ın Eski Danışmanından İyi Parti İstifacılarına: Kendi Küçük, Gürültüsü Hormonlu Azınlık

TAKİP ET

ABB Başkanı Yavaş'ın danışmanıyken istifa eden Servet Avcı, İYİ Parti'den istifa edenleri "Kendi küçük, gürültüsü hormonlu azınlık" diye tanımladı. Avcı ayrıca "talimat" üzerine yeni istifaların olabileceğini de belirtti.

İYİ Parti'nin seçimlere hür ve müstakil gireceğini açıklamasından sonra birçok istifa yaşandı ve CHP'ye yakın medya organları İYİ Parti'yi adeta kıskaca aldı. Tartışmaların odağındaki isimlerden birisi olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın eski danışmanı Servet Avcı, İYİ Parti'den istifa eden isimlere tepki gösterdi.

Servet Avcı, Yeniçağ Gazetesi'nde yayımlanan 'Kavganın da bir ahlâkı olmalı' yazısında İYİ Parti'den istifa eden isimleri "Kendi küçük, gürültüsü hormonlu azınlık" diyerek tanımladı.

İYİ Parti'den yaşanan istifaları daha önceden öngördüklerini belirterek istifaların 'bireysel çıkar odaklı' olduğunu belirten Avcı,  "Zira para ve koltuk gerçekleri, ‘satın alma veya vaat etme potansiyeli olanlar’ın eline kuralsız bir silah olarak kullanılıyor… Ağır propaganda kumpasında kimileri istifa için talimat bekliyor…" diyerek yani istifaların yaşanabileceğini belirtti.

"CHP savaş medyasının" elinden gelse İYİ Parti'yi gezegenden çıkaracağını belirten Avcı, "Kavganın bir ahlakı olmalı" diyerek şu ifadeleri kullandı:

"Kavganın bir ahlâkı olmalı… PKK’nın sivil uzantısı partileri geniş bir hoşgörüyle ‘Türkiyelileştirmek’ isteyen ‘CHP savaş medyası’, elinden gelse İyi Parti’yi gezegenden çıkaracak!..

Bu kadar büyük düşmanlığın sebebi şu: “Nasıl olur da İyi Parti, bağımsız bir parti olarak hareket eder? CHP’nin adaylarını desteklemek gibi neredeyse ‘ilahî bir görev’ varken, hangi cüretle kendi adaylarını çıkarır?”

Ben siyasî tarihimizde bir partinin bir başka partiye adeta ‘telefon sapığı’ gibi yüklendiği bir başka dönem hatırlamıyorum… Şimdiye kadar iktidar medyasını ‘tekel’ olmakla suçlayan CHP medyasının kendi alanına fırsat düşünce gerçek ‘tekel’ nasıl olurmuş göstermesi, takdire şayan bir durum!..

Fıkra gibi… Bir parti, sırf seçime girmek istediği için, yani doğal işlevini uygulamaya çalıştığı için linç ediliyor!.. Peki ne yapmalıydı? Kendi oy alanına yürümek yerine “Varlığım varlığına armağan olsun” diyerek kendini bitirme pahasına CHP’yi desteklemeliydi!.. Yeni Genel Başkan bölücü eli öptüğünde “Takdir sizin” demeliydi!.. Yemeyip içmeyip ‘kayyum’a Özel gibi yaklaşmalıydı!.. Şeyh Sait’in ‘aziz hatırası’na CHP yönetimi kadar hürmet edip, tepki koymamalıydı!.. Başkentteki son kongrelerinde Apo posterine alkışlarla eşlik eden HEDEP/ DEM Partililerle gelecek inşasına ses çıkarmamalı, birkaç küçük belediye karşılığında mücadelesini satmalıydı!.. Son CHP kurultayında kurulan ‘köle pazarı’nda olduğu gibi, ticaret ve koltuk uğruna iradesini veren istifacılara hoşgörüyle yaklaşmalı, hatta şantajlarına boyun eğmeliydi!..

Yalnız göz kararmasından olsa gerek bir şeyi iyi hesaplayamadılar… Eğer bu kopuş süreci sancısız, kavgasız, komplosuz, kumpassız olsaydı, karşılıklı teşekkürle bitirilseydi, İyi Parti seçmeninin bir kısmı, seçimlerde CHP adaylarına oy verebilirdi… Üstenci bakış, şımarıklık, öfke ve kibir birbirine karışınca, ortaya İyi Parti seçmenini, kendi partisi lehine bloke eden bir durum ortaya çıktı…

Meral Akşener’in “Savaşı siz ilân edip başlattınız, ben varım” anlamındaki sözleri ve parti içine yönelik sert mesajları, iş birliği olabileceğine dair küçük ümitleri de yok etti… Bu tavır ‘duygusal sebepleri’ olan küçük azınlık dışında büyük bir destekle karşılandı…

Demiştik: İyi Parti açısından ‘denenmişleri denemek’ yerinde saymak anlamına bile gelmeyecektir… O yüzden bugünkü arayış son derece anlamlı ve saygındır… Bloke olmuş seçmene kanalları açmaya yarayacak ve partiyi başlangıçta öngördüğü hedeflere yöneltebilecek zarurî bir arayıştır…

Bu bir ihtimal midir? Evet ihtimaldir… Diğeri, yani önceki yapılanların tekrar edilerek sonuç alınması ise ihtimal bile değildir…"

servet avcı iyi parti istifa yazı