MHP'li Oktay Vural'dan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Eleştirisi

TAKİP ET

Eski MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural dikkat çekici eleştirilerde bulundu.

Independent Türkçe'den Can Bursalı'ya konuşan MHP'li Oktay Vural, Türkiye'de kutuplaşma üzerinden yürütülen siyaseti "sis bombası" olarak niteledi. 

Siyasette bir çölleşme olduğunu belirten Vural, "Biz sonuçları tartışıyoruz. Sebepleri tartışmıyoruz. Siyasette bir akıl yürütme, sorgulama ve felsefe olması lazım" dedi.

"Mesele iktidar veya muhalefet değil.. Gençler bir gelecek öyküsü arıyor" diyen Vural, "Maalesef bu kutuplaşan ortamda, kimsenin birbirini anlamadığı, hava bulutlu dediğin zaman vay sen muhalif mi oldun, hava güzel dediğin zaman vay sen yandaş mı oldun denilen, insanların birbirini anlamadığı ortamda siyaset dünyası bu problemi görmeli" diye konuştu.

"Sistem Adaletsizlik Üretiyor"

"2023 yılı çok önemli. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı başlıyor" diyen Vural, "Türkiye'de sürekli olarak reformlardan bahsediyoruz. Şimdi size soruyorum. Kaç defa adalet reformu yaptık? Ha bire adalet reformu... Ama bakıyorsunuz Anayasa Mahkemesi sürekli hak ihlali kararı veriyor. Yargıtay’da dosyalar bozuluyor. Sistemin sonuçları itibariyle bakınca, çürük olduğunu, adaletsizlik ürettiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Ekonomide de sürekli yeni programlar sunulduğunu ancak satın alma gücünün düştüğünü ve yüksek enflasyon oluştuğunu belirten Vural, "Gelir dağlımı bozukluğu devam diyor. Yoksulluk artıyor. Rekabet gücümüz düşük. Bunlar ekonomik yapının ürettiği sonuçlar. Bu sonuçları doğuran sebepler ortadan kaldırılmalı. Demek ki politik ekonomiyi değiştirmemiz gerekiyor" dedi.

Sistem Eleştirileri

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" için "Eleştirilecek yönleri var" diyen Vural, "Bundan önceki sistemin de sağlıklı çalıştığını kimse söyleyemez. Ben o sistem içerisinde siyaset yaptım. Maalesef Türkiye sürekli sistem tartışması içinde… Bundan önceki sistem içerisinde de bu sistem içerisinde de Türk siyasetinin en önemli problemlerinden biri olan diyalog ve uzlaşma arayışı yok. Burada mesele, siyasal aktörlerin Türk devlet geleneği içerisinde bir araya gelip mutabık kalabileceği politik meşruiyeti sağlanmış bir sistem konusunda uzlaşma sağlayamamasıdır. Gönül ister ki bir uzlaşma olsun. Bundan sonra da bunu sağlamak gerekir" şeklinde konuştu.

Altılı masanın açıkladığı "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" deklarasyonuna da değinen Vural, "Geçmişteki parlamenter sistemin çok sağlıklı olduğunu söyleyemeyiz. Ama bugünkü eko-sistemin, yenilenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Ancak mesele yasama, yürütme ve yargının düzenlendiği bir sistem boyutu ötesinde ele alınmalıdır" dedi.

"MHP Yönetimiyle Görüş Alışverişim Yok"

Toplumun parlamentoda temsil edildiğini ancak denge ve denetim mekanizması kurulamadığını belirten Vural, "Bunu değiştirmek lazım. Soru önergeleri veriliyor, araştırma komisyonları kuruluyor ama işlevi yok. Yürütmede karar alma süreci katılımcı mı? Yargı sistemi var ama, Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruların  %94'ünde hak ihlali kararı vermiş" diye konuştu.

Halen MHP üyesi olduğunu ancak MHP yönetimiyle bir görüş alışverişi olmadığını belirten Vural, "Görüş ve tutumların oluşmasında böyle bir beklenti ve arayış da yok. Görüş alışverişim olsaydı, bu siyasette aktif olduğum anlamına gelirdi" dedi.

"Milliyetçilik Sadece Bir Yabancı Karşıtlığı Değildir"

"Milliyetçilik dediğimiz şey sadece bir yabancı karşıtlığı değildir" diyen Vural, "Göç meselesi bir toplumsal güvenlik sorunudur. Elbette ciddi bir tehdittir. Gelecekle ilgili bir tehdittir. Aile yapımıza, kültür yapımıza, beşeri sermayemize ve ekonomimize yönelik tahribatını dikkate almak lazım. Dolayısıyla göç meselesine bakış açımız da o muhafaza etmek istediğimiz çerçeveyle ilgili bir mesele olduğu" ifadelerini kullandı.

"Seçimde bir değişim bekliyor musunuz?" sorusuna yanıt veren Vural, şu ifadeleri kullandı:

"Toplum Buna Kızgın"

"Şu anda toplum hem sosyal hem de ekonomik sorunlar yaşıyor. Ve üstelik toplum sadece ekonomik sorunlarından muzdarip değil. Aynı zamanda bu ekonomik sıkıntıları ifade ederken aşağılanmaktan da muzdarip. Bir kilo et yiyorsak yarım kilo yeriz... Domatesi iki kilo yerine iki tane alırız... Daha niceleri. Toplum buna kızgın.

Öte yandan insan ekonomik ve sosyal statüsüyle birlikte bir kimliğe sahiptir. Bu bakımdan değişim talebinin kaynaklarını tespit etmek için bu ikisini birlikte bir bütün olarak kavramak gerekir. Değişim aslında ekonomik ve sosyal statülerin birleşmesinden doğan bir karardır.

Şimdi yaşadığımız bir süreç var. Bu süreçte yaşanılan sıkıntılar var. Bunların değişmesi elbette talep edilir. Hiç değişme olmayacaksa toplum neden devamını istesin? Mesele toplumsal iradenin bu değişimi sağlayacak görüşe güvenini sağlamaktır. Zannederim umuttur değişimi sağlayacak olan. Bunu kim sağlayacak?

Buralara hitap edebilen olursa toplumsal tercih de oraya yönelecektir.

Ben daha önce dediğim gibi Türkiye'nin yeni yüzyılında bir yenilenme ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Önemli olan siyasetin bunu ne ölçüde kavradığıdır bana göre.

Bence Türkiye'nin yeni yüzyılında milliyetçilik bu yenilenmeyi sağlayacak fikre sahiptir ve yönetecek manevi ve maddi donanıma sahiptir.

Olursa toplumsal tercih de oraya yönelecektir."

mhp oktay vural cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi eleştirisi can bursalı