Milliyetçi Siyaset Otoriter ve Militarist Olmak Zorunda mı

TAKİP ET

Milliyetçilikten yahut da milliyetçi siyasetten bahsedildiğinde bir çok kişinin zihninde otoriter ve militer bir rejim canlanır, milliyetçiliği insanlar hemencecik militarizm ve totaliter rejimler ile bağdaştırır

Milliyetçilikten yahut da milliyetçi siyasetten bahsedildiğinde bir çok kişinin zihninde otoriter ve militer bir rejim canlanır, milliyetçiliği insanlar hemencecik militarizm ve totaliter rejimler ile bağdaştırır. Akla filmlerde izlediğimiz Hitler’in Nazi üniforması içindeki SS subayları, yahut da Mussolini’nin kara gömleklileri gelir. Halbuki milliyetçilik bir milletin egemenlik haklarını savunmayı ilke edinmiş siyaset biçimidir. Milletin egemenlik haklarından bahsettiğimiz bir yerde egemenliğin bir kişi, bir sınıf yahut da bir hanedan tarafından kullanıldığı, onun tekelinde olduğu monarşi yahut da diktatörlük rejimlerini savunmak mümkün müdür? Tarihin gördüğü en ceberrut, en militarist diktatörlükler milliyetçiliği reddeden ve kendilerini enternasyonalist olarak tanımlayan SSCB ve Çin’de görülmedi mi? Tarihe savaşlar, işgaller ve sömürgecilik ile geçen bir çok kral, çar, padişah ya da imparator milliyetçi bir siyaset mi gütmekteydi, bunlardan hangisi milli egemenlikten bahsetti? İnsanlık tarihine bir zulüm abidesi olarak kazınan haçlı savaşları yahut da engizisyon mahkemeleri milliyetçi bir siyasetin eserleri miydi? İşin açığı otoriterlik ve militarizm ile milliyetçi siyasetin illiyet bağı her zaman dini yahut da sınıfsal siyasetten çok daha az olmuştur. Üstüne üstlük egemenliğin millete ait olmasını savunan milliyetçi siyaset milletin üstünde bir kişi, sınıf ya da hanedanın herhangi bir şekilde otorite kurmasını kesin bir dille reddetmek zorunda olan bir siyasettir. Milliyetçi siyasette milletin hiçbir ferdi diğer fertlerin sahip olmadığı bir iktidar ayrıcalığına yahut da imtiyazına sahip olamaz. Aynı şekilde bir milletin içinde bulunan ve sosyolojide sınıf olarak tanımlanan insan topluluklarından da hiç biri de diğerine karşı hukuki, siyasi ya da ekonomik bir imtiyaz ya da ayrıcalığa sahip olamaz. Milliyetçi siyaset iktidar imtiyazını elinde tutan ve egemenliği milletin izni, seçimi ve denetimi olmadan kullanan bir liderliğe de karşı olmalıdır. Esasında kendine milliyetçiyim diyen bir çok siyasi hareket ve şahsiyet aslında milliyetçi değil milliyetçi dünya görüşünü kullanan, istismar eden ve millete de saygısı olmayan figürlerdir. Arkadaş milliyetçiliği savunuyorsan önce milletin egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ilkesine saygı göstereceksin. Millet egemenliğini ancak kendi seçtiği ve denetlediği temsilciler vasıtası ile yahut da doğrudan kullanabilir ve bu rejiminde adı demokrasidir, milliyetçi siyaset yapanlar muhakkak ki demokrasiyi savunmak zorundadır. Eğer milli menfaatlerin korunmasından bahsediyorsak milliyetçilik salt geçmişi ile övünen ve geçmişe öykünen değil, geleceği planlayan bir siyaset olmak zorundadır çünkü geleceği planlayıp geleceğe uyum sağlamadan bir milletin menfaatini korumak da asla mümkün değildir. Bir milletin menfaatlerini koruyabilmek için neyin gerekip neyin gerekmediğini açıkça ortaya koymak lazımdır buna göre; Milli menfaatleri korumak için militarist bir rejim gerekir mi? Elbette hayır! Bir milletin menfaatlerini korumak için elbette bir askeri organizasyon ve güce sahip olması gereklidir, lakin bu askeri gücün milli egemenliği vesayet altına aldığı militarist bir rejim milliyetçi siyaset açısından asla kabul edilemez. Milli menfaatleri korumak için teokratik bir organizasyon gerekir mi? Elbette hayır. Bir milletin milli egemenliğine sahip olması o milletin yasalarını kendisinin yapmasını, yöneticilerini kendisinin seçmesini ve denetlemesini gerektirir. Milletin yasa yapmasının önüne kayıtlar koyan ve ilahi bir kaynaktan geldiğini iddia ettiği kendi yasalarını dayatan herhangi bir teokratik organizasyon milliyetçi siyasetin asla kabul edemeyeceği bir yapıdır. Aynı şekilde milletin egemenliğini kullanmak için seçeceği temsilci ve yöneticileri teokratik bir organizasyonun vesayet altına alması da milliyetçi siyaset açısından asla kabul edilemez bir olgudur. Milliyetçi siyaset uğruna mücadele verenler başarılı olup iktidara gelmek istiyorlarsa önce bu konuları tartışıp bir uzlaşıya bağlamalıdırlar.