Eski Büyükelçi Namık Tan'dan F-35 Yorumu: F-35'ten Dışlanmak, Son 100 Yılda Cumhuriyet'e Verilmiş En Ağır Zararların Başında Gelir

TAKİP ET

Eski ABD Büyükelçisi Namık Tan, Türkiye'nin F-35 projesinden dışlanmasını değerlendirdi.

Türkiye Cumhuriyeti, tarihindeki en büyük anlaşmalardan birisine imza atarak F-35 projesine dahil olmuştu. Ancak ilerleyen süreçte AKP istibdadının Rus diktatörlüğü ile yakınlaşması sonrasında Rus S-400 hava savunma sistemlerinin alınmasıyla Türkiye projeden dışlandı ve yaptırımlara maruz kaldı.

Eski ABD Büyükelçisi Namık Tan, F-35'ten projesinden çıkarılmanın ve S-400 almanın Türkiye'ye verdiği zararı değerlendirdi.

Twitter'dan paylaşım yapan Tan şu ifadeleri kullandı:

ABD’nin diğer devletlerle bugüne kadar imzaladığı askeri işbirliği anlaşmaları tarihinde, toplam satış bedeli kadar off-set karşılığı olan, üstelik uçak gövdesinin ve motorun birçok parçası ile orta gövde gibi hücre imalatını da kapsayan standart dışı bir anlaşma varsa, o da bizim ABD ile F35 için yaptığımız anlaşmaydı.

Dönemin siyasi havası içinde, bizim hava kuvvetlerinin güçlendirlmesi hedefinin ötesinde ekonomiye yük olmama,teknolojik destek gibi hususlar da dikkate alınarak yapılmış bu avantajlı anlaşmanın Senato'da görüşüldüğü toplantıda, dışişleri/savunma komitesi başkanı, hatırladığım kadarıyla, "Önemli müttefik Türkiye'nin askeri gücünün pekiştirilmesi amacına matuf bu projeyi destekliyorum. Bununla birlikte, Kongre üyeleri de, Sn Başkan da, hepimiz neden ABD'nin dış ticaretinde sürekli açık verdiğini sorguluyoruz.Ancak, olumsuz gidişatı değiştirecek hiçbir tedbir almıyoruz. F35 uçaklarının Türkiye'ye verilmesini de destekliyorum. Fakat, konuya ticari açıdan bakınca, bu offset anlaşmasından parasal olarak karlı çıkan taraf, ABD değil, Türkiye'dir" demişti.

T.C. tarihinde askeri veya ticari işbirliği bakımından F35 anlaşması kadar avantajlı ikinci bir anlaşma yoktur. Üstelik, F35'in hava kuvvetlerine sağlayacağı harekat katma değeri yanında, ilk anlaşmada hedef gösterilen 100 adet konvansiyonel iniş kalkışlı F35’in yanısıra, 25-30-40 kadar da (Anadolu gemisinden 2 adet envantere alınması hedefi doğrultusunda 2 gemide toplam 40 kadar) dikine iniş kalkış yapan F35'in de envantere alınması hedeflenyordu. Bu muhtevasıyla F35 projesi Türkiye'ye sadece askeri değil siyasi kuvvet çarpanı etkisi de yapıyordu.

Yine vurgulamakta yarar görüyorum, F35 projesinin uzun vadede Türkiye'ye sağlayacağı esas katma değer, teknoloji transferi ve high-tech beşinci nesil tayyare inşa yeteneği kazandırmasıydı. TUSAŞ yöneticilerinin, biraz da mahcup ve suçluluk duygusu içinde ifade ettikleri, Milli muharip uçak projesini F35 offset anlaşmasının sağladığı teknoloji transferinin de katkısıyla gerçekleştiriyoruz” şeklindeki sözleri, aslında F35 projesinin gerçek yararına ışık tutuyor. 

S400 diye, hangi ticari menfaatler karşılığında tedarik edildiği meşkûk ve TSK'ne sağlayacağı taktik katma değer gayet tartışmalı bir tedarik uğruna F35'den dışlanmak, kanımca son 100 yılda bu Cumhuriyet’e verilmiş en ağır zararların başında gelir. 

Tabii, S400’ler uğruna F35 projesinden dışlanmamızın en önemli sonuçlarından biri de, ABD'yle ikili ilişkilerimizde ve bu çerçevede, daha geniş dış ilişkiler yumağında karşılaşmaya devam ettiğimiz gereksiz dar boğazlardır.
 

namık tan f-35 s-400 abd türkiye