Nasıl Bir Gelecek

TAKİP ET

Bugünlerde yeniden yüzleşmekte olduğumuz kadim düşman, ölümcül bir salgın eski dünyaya son verip yeni bir dünya düzeni kurulmasını hızlandırmaktadır

Bugünlerde yeniden yüzleşmekte olduğumuz kadim düşman, ölümcül bir salgın eski dünyaya son verip yeni bir dünya düzeni kurulmasını hızlandırmaktadır. Uzun zamandır iktidarda olan rasyonel akla ve bilime saygısı olmayan popülist muhafazakar politikacılar ve bunlar tarafından şımartılan çok bilmişlerin devri sona eriyor. Aslında bir zamandır toplumsal evrim süreçlerinin doğal seyri içinde bildiğimiz her şey kökten değişmekteydi lakin emin olun ki bu salgın değişim hızında olağanüstü bir sıçramaya neden olacaktır. Zaten sanayi çağının son demlerini yaşamaktaydık ve yeni bir çağ olan bilgi çağı ufuktan yükselmekteydi. Eskilerde bu süreçler oldukça yavaş işler, radikal üretim biçimi değişiklikleri yüzlerce ve hatta binlerce yıl alırdı, oysa artık süreçler çok hızlı işliyor.  Avcı toplayıcı çağ 100 bin yıldan fazla sürmüştü, tarım çağı Göbeklitepe’yi baz alırsak 12 bin yıldan biraz fazla sürdü, oysa insanlığı temelden değiştiren sanayi çağı sadece ve sadece 200 - 250 yıl kadar sürebilmiştir. Aslında üretim faaliyetinin en önemli unsuru, olmazsa olmaz koşulu daima bilgidir ve ne kadar yüksek nitelikli ve kompleks bilgi seviyesine sahipseniz o kadar kompleks üretim yapabilir, ihtiyaçlarınızı o kadar yüksek bir başarı oranı ile karşılayabilirsiniz. Aslında iyi gözlemlersek en baştaki tarım devriminin dahi bilgi faktörünün eseri olduğunu görürüz. Sanayi devrimi de doğal olarak insanlığın artan bilgi birikimi üzerine inşa edilmiştir. Tarım devrimi bitki ve hayvan yetiştiriciliğinin keşfedilmesi ile başlamıştı, sanayi devrimi ise makineler aracılığı ile ve kimyasal enerji kullanılarak, sınai ürünler elde edilebilmesinin keşfi sayesinde gerçekleşmişti. Sanayi çağını 1698 yılında, İngiliz mühendis Thomas Savery (1650-1715) tarafından icat edilen ve ticari olarak satılan ilk buhar makinesi ile başlatırsak bu çağın ancak 250 yıl kadar sürdüğünü görürüz. Bilindiği üzere bu ilk makine maden ocağından suyu dışarı pompalamak amacıyla kullanılmıştır, bundan sonra kimyasal ve hatta nükleer enerji kullanan makineler tarafından üretilen tek tip kitlesel üretim metodunun temel üretim biçimi olduğu görülür. Bilgi birikimi arttıkça ve karmaşıklaştıkça daha kompleks ve daha kitlesel üretimleri yaparak, daha çok insanın gereksinimlerini, daha büyük bir başarı ile karşılayabileceğiz. Bilgi çağı: üretimde kullanılan bilgi birikimi, depolanması ve iletiminin belli bir çıtayı aşarak tüm diğer üretim faktörlerinden daha başat olduğu döneme verilen addır. Bu dönemde üretilen ve tüketilen mal ya da hizmet gruplarının üretim süreçlerinde kullanılan bilgi faktörünün oranı diğer üretim faktörlerine göre çok ama çok daha fazla olacaktır. Bir dönemden diğer döneme geçiş teknolojik olarak daha sakin bir süreç olsa da bunun siyasi, ekonomik ve sosyal etkileri çoğu zaman radikal bir şekilde sancılı olmaktadır. Tarım çağından sanayi çağına geçilirken çok ciddi ve hatta kanlı sınıfsal ve toplumsal mücadeleler verilmiş, binlerce yıl dünyaya hükmetmiş toprak hanedanları ile onları destekleyen askeri ve teokratik bürokrasi güç, iktidar ve zenginlik kaybederken sermaye hanedanları güçlenmiş, zenginleşmiş ve sıradan insanlar iktidara gelmişti. Tarım çağının egemen ve güçlü uluslarından bir çoğu sanayi devrimine uyum sağlayamadığı için güç ve zenginlik yitirirken, uyum sağlayabilen hiç adı sanı duyulmamış toplumlar güç ve zenginlik elde etmiştir. Benzer değişimler elbette sanayi çağından bilgi çağına geçerken de yaşanacaktır ve bu geçişte sermaye hanedanları güç, zenginlik ve iktidar kaybederken, bilgi sahipleri yani bilgeler sınıfı iktidara gelecek güç, zenginlik ve iktidar bilgeler sınıfının eline geçecektir. Peki bu salgın bu süreci neden hızlandıracak diye sorabilirsiniz, cevaplayayım; bir kere bu salgın insanlara bilimin ve bilginin ne kadar yaşamsal bir önem taşıdığını, sığınılacak güvenilecek tek olgunun bilim olduğunu ve bilgeler sınıfının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor, ispatlıyor. Herkes bilim insanlarının ağzından çıkacak sözlere bakıyor, odaklanıyor; popülist muhafazakar siyasileri ve kadim din adamlarını artık dinleyen ne dediklerini önemseyen yok. Bu salgın süreçleri bilim ve rasyonel aklın rehberliğini içselleştirememiş popülist politikacı ve yöneticilerin ipliğini pazara çıkarmakta, çuvallamalarına ve büyük bir itibar kaybı yaşamalarına sebep olmaktadır. Trump gibi bu salgını önceleri ciddiye bile almayan popülist siyasetçiler öfkenin odağı haline gelirken, Merkel gibi bilim insanı kimliği de olan ve salgını ciddiye alan siyasilerin itibarı ve saygınlığı artıyor. Gördüğüm kadarı ile 80’lerde Amerikan Başkanı Ronald Reagan, İngiliz Başbakanı Margaret Thatcher ve ülkemizdeki örneği Turgut Özal gibi siyasetçiler önderliğinde başlayan popülist muhafazakar siyaset dönemi artık sona ermektedir. Küresel ölçekte uygulanan bu siyaset toplumsal evrimin hızlanmasına takoz koymuştu, şimdi bu takoz kalkacak, bilgeler sınıfını temsil eden, rasyonel aklı ve bilimi içselleştirmiş yöneticilerin devri başlayacak, demedi demeyin... Murat Özbülbül

bilgi çağı Göbeklitepe merkel Ronald Reagan Thomas Savery Trump Turgut Özal