Ölen Babasını Kurtarmak İçin Zaman Makinesi Yapan Profesörün İlginç Hikayesi

TAKİP ET

Profesör Ronald Lawrence Mallett, fizik alanında zaman yolculuğuna dair yaptığı çalışmalar kadar, bu çalışmalarına ilham veren olay nedeniyle oldukça ilgi çekiyor.

Çoklarımız zaman yolculuğu yaptığımızı hayal etmişizdir. “Şimdi”nin sıkıcılığından kurtulup geleceğe ışınlanmak istemeyenimiz var mı? Ya da acılarından bunaldığı için dertlerinin çoktan geride kaldığı yarınlara gitmek istemeyen? Güzel çocukluğumuza dönsek çok hoş olmaz mıydı? Yahut geriye dönüp yıllar önceki kendimize öğütler verip hatalarımızı engellemek? 

Bu çocuksu hayaller çoğumuz için anlık birer avuntudan ibarettir. Hayal eder, gülümser yahut iç çeker ve işimize döneriz. Çocukken daha sık yapardık belki, yetişkin olduktan sonra zaman yolculuğunun imkansızlığını öyle benimseriz ki, hayal bile kurmaz oluruz. Fakat bir çocuk hayal etmeyi hiç bırakmadı. Öyle ki, dünyaca ünlü bir fizikçi oldu ve halen bilimsel olarak bu konu üzerinde çalışıyor. Üstelik oldukça şairane bir sebepten: Genç yaşta ölen babasına kavuşmak için.

Babasız Kalan Bir Çocuk

Ronald Lawrence Mallett, 1945’te Pennsylvania’da doğmuş, kısa süre sonra New York’un ünlü semti Bronx’a taşınmışlar ve orada büyümüştü. Babası Boyd Mallett televizyon tamircisiydi. Çocuğuyla vakit geçirmekten çok hoşlanan, ilgili bir babaydı. Bir söyleşisinde babasını “Güneşim onunla doğar, onunla batardı” diye tarif ediyordu. 

Televizyon tamircisi babası, bilim ve teknolojiye ilgi duymasına neden olan ilk kıvılcımdı denebilir. Zaman zaman elektronik eşyaları birlikte tamir ederler, babasının bozuk eşyaları tamir etmesini çocukça bir heyecanla izler ve gurur duyardı. İki kardeşi, anne ve babasıyla mutlu bir hayat sürüyorlar, 50’ler Amerika’sının mütevazı ancak cazip hayallerini kuruyorlardı: İyi bir eğitim alacaklar, iyi işlere girip, mutlu yuvalar kurup banliyö hayatı süreceklerdi. 

Küçük Ron’un dünyası, 10 yaşındayken babasının kalp krizi geçirmesiyle başına yıkıldı. Boyd Mallett henüz 33 yaşında vefat etmişti. Neşeli ve aktif bir çocuk olan Ron, içine kapandı. Uzun süre pek konuşmadı, oyunlar oynamadı, arkadaşlarıyla eğlenmedi. Bu dönemde kitaplar ona teselli olmuştu. Kitaplara gömülüyor, hayaller kuruyor, başka dünyalarda olma hissiyle avunuyordu. İçine düştüğü karanlıktan ancak böyle çıkabiliyordu. 

Derken, hayatının dönüm noktası olan o an geldi. H. G. Wells’in Zaman Makinesi kitabının çizgi roman versiyonunu bulmuş ve okumaya başlamıştı. Çocuk zihninde bir şimşek çaktı: Zaman makinesi gerçek olabilir miydi? Böyle bir makinesi olsaydı, geçmişe gidip babasını bulabilir, tedavi olmasını sağlayabilirdi. Hayatının anlamını bulmuştu. Bir zaman makinesi bulacak, bulamazsa kendisi yapacaktı! Evdeki elektronik aletler ve eski bisikletlerden bulduğu parçalarla yaptığı makineler çalışmamıştı. Daha fazla şey öğrenmesi gerektiğine karar verdi.

Genç Fizikçi

50’ler Amerika’sında genç bir siyahinin bilim kariyeri yapması pek de kolay değildi. Ailesinin maddi durumu oldukça bozulmuştu, üniversite parasını denkleştirmeleri mümkün değildi. İlk ve orta öğretimini devlet okullarında tamamladı. Fakat yılmadan ders çalıştı, parlak bir öğrenci oldu. Hedefi belliydi, üniversiteye girecekti. Bunun için henüz 17 yaşını doldurmadan askere yazıldı. Vietnam savaşı sürüyordu. Hava kuvvetlerine katılmıştı. Erbaş olarak 4 yıl askerlik yaptıktan sonra ordudan ayrıldı. Askerlik sayesinde bedelsiz olarak üniversiteye girme hakkı kazanmıştı, planları işliyordu.

28 yaşında doktorasını Asistan Özel Ödülü alarak bitirmiş, nihayet bilimsel kariyerine başlamıştı. Bu süreçte öğrendikleri, ona Einstein’ın Görelilik Teorisi üzerine çalışması gerektiğini söylüyordu. Öyle de yaptı. Çağdaşı olan çok az insan Einstein’ı onun kadar çalışmış, teorisine farklı yönlerden bakıp deyim yerindeyse evirip çevirmişti. Fakat hala finansmana ihtiyaç duyuyordu, deneyler yapmalıydı. Her zamanki gibi çok çalıştı. Birçok ödül aldı. 1975’te Connecticut Üniversitesi’nde Doçent olmuş, 1987’de profesörlüğünü kazanarak artık kollarını sıvamaya hazır hale gelmişti. 

Zaman Yolculuğu

Einstein’ın teorisi, biz sıradan insanların anlayacağı şekliyle, basit bir tespit yapar: Işık hızı evrensel bir sabittir. Hiçbir madde, parçacık yahut bilgi ışık hızını geçemez – geçebilseydi sonuçlar nedenlerden önce gerçekleşebilirdi. 

Özel ve Genel Görelilik teorileri bize zaman yolculuğuyla ilgili doğrudan bir şey söylemese de, zaman genleşmesi kavramını öngörür. Biri diğerinden daha hızlı hareket eden ya da daha güçlü bir kütle çekim merkezine yakın duran iki saatten birini, diğerinden daha yavaş ilerliyormuş gibi gözlemleriz. Bu, bir bakıma geleceğe doğru zamanda seyahat anlamına da gelir.

Einstein, zamanı yalnız bir koordinat değil, uzay-zaman olarak mekana bağlı bir boyut olarak gördüğünden, Genel Görelilik teorisine göre mekanın bükülmesi, zamanın da bükülmesi demektir. Mallett, tam olarak bu fikir üzerinde çalışıyor – zira zamanda ileri yolculuk teoride mümkün. Hızlı giden bir uzay aracındaki astronotlar, mesela, dünyaya geri döndüklerinde kendileri birkaç yıl yaşlanırken, dünyadakilerin birkaç on yıl yaşlandığını göreceklerdir. Hatta Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yaşayan astronotlar bu yüzden saniyenin on binde biri kadar da olsa zamanda ileri yolculuk ediyorlar. Ancak Mallett ölen babasını kurtarmak için geriye gitmek zorunda, bunun için de zamanı, hiç değilse uzayı bükmenin bir yolunu bulmak zorunda.

Mallet bunun için lazerleri kullanıyor. Bir silindir içinde, aynalar yoluyla hapsedilmiş lazer huzmelerini “kendi içine bükerek” döngüye sokmak istiyor. Teorisine göre, tam anlamıyla döngüye giren bir ışık huzmesi, fotonlar ışık hızında hareket ettiğinden ve ışık hızında zaman “durmuş” kabul edileceğinden, döngüden çıkarılan bir foton kendisini gelecekte ya da geçmişte bulabilir.

Mallett’in basitçe açıklanan yöntemi, maalesef maddeyi geçmişe ışınlamayı başarabilecek bir yöntem değil. Ancak geçmişe bilgi göndermeyi mümkün kılabilecek bir yöntem. Fakat bir sorun daha var: Ancak bu makineyi yapmayı başardığında, makinenin yapıldığı tarihten sonrası için geçerli. Yani Mallett muhtemelen babasını kurtaracak bilgiyi zamanda geri yollayamayacak. Ancak Uzay Zamanı Işıkla Bükme Projesi, babasını çok seven bir evladın bu ilhamla bilime yaptığı katkılarıyla, en şairane fizik projesi olarak şimdiden tarihe geçti bile. 
 

Ronald Mallett zaman yolculuğu fizik görelilik teorisi uzay zaman kuantum bilim profesör zamanda yolculuk mümkün mü zaman makinesi