Orhan Uğuroğlu: İşte 28 Şubat Davasını Çökertecek Tarihi Belge

TAKİP ET

Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu, "28 Şubat davasını doğrudan etkileyecek tarihi açıklamayı arşivimde buldum" ifadelerini kullandı.

Yeniçağ'daki köşesinde "İşte 28 Şubat davasını çökertecek tarihi belge" başlıklı bir yazı kaleme alan Orhan Uğuroğlu, "14 hükümlü, 16 yeniden yargılanan ile sonuçlanan ve halen Anayasa Mahkemesi'nde olan 28 Şubat davasını doğrudan etkileyecek tarihî açıklamayı arşivimde buldum" ifadelerini kullandı.

O günlerin DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olan Tansu Çiller'in 8 Mayıs 1997 tarihli resmi açıklamasını aktaran Uğuroğlu, 28 Şubat davasında "FETÖ'cü 16 Savcı, 14 Hâkim, 3 TÜBİTAK görevlisi, 12 asker ve 12 polisin sahte delillerle kurduğu kumpas sonucu" 16 generalin müebbet hapse mahkum edildiğini belirtti.

Uğuroğlu, "Tansu Çiller'in bu tarihi belgesi ile ve Sincan tanklarının komutanı Namık Kemal Çalışkan'ın gerçekleri ortaya çıkaran tanıklığı sonucunda Anayasa Mahkemesi kararı ile hükümlü ve yargılanan tüm komutanlar beraat ederler ve şerefli rütbeleri de itibarları da umarım en kısa sürede iade edilir" ifadelerini kullandı.

Uğuroğlu'nun aktardığı açıklama ve belgeler şu şekilde:

"Başbakan Yardımcılığından bildirilmiştir.

Son zamanlarda bazı yayın organlarında orduyla hükümeti karşı karşıya getirmeyi amaçladığı anlaşılan yanıltıcı haber ve yorumlara yer verildiğini üzüntüyle görüyorum. Bu konuda düşüncelerimi bir kere daha açıklamak isterim.

Türkiye'de anayasal kurumlar tam ve eksiksiz olarak işlemektedir. Devletin bütün kurum ve kuruluşlarının görev, yetki ve sorumlulukları anayasada ve yasalarda belirtilmiştir.

Şerefli Türk ordusunun yeri de yetki ve görevleri de keza anayasada ve yasalarda ifade edilmektedir.

Türk ordusunu devlet hiyerarşisi içindeki yerinden başka bir konumda göstermeye çalışmak devleti de orduyu da yıpratıcı sonuçlar verebilir.

Değerli komutanlarımız anayasal görev ve sorumluluklarının bilinci içindedirler.

Hükümetle ilişkilerini gene anayasanın öngördüğü çerçevede yürütmektedirler.

İktidarda olsun, muhalefette olsun hiçbir siyasi parti veya bir grup basın, orduyu iç politika tartışmalarının içine çekmeye çalışmamalı, ordunun şu veya bu konudaki tavrını kendi siyasi çıkarları veya amaçları için istismar etmeye yeltenmemelidir.

Ordumuzu şu veya bu siyasi partinin yanında veya karşısında göstermek veya şu veya bu basın grubu ile iş birliği içinde göstermek cumhuriyet geleneklerimize aykırıdır.

Bütün milletin güvencesi olan Türk ordusunu halkın bir bölümünün karşısında gibi göstermek tarihi yanılgı olur.

Ordu hepimizindir.

Siyasi kanaati ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızın gözbebeğidir.

Ordumuzun da bu bilinç içinde hareket ettiğinden ve edeceğinden kuşku duymuyorum.

Diğer bütün devlet kuruluşlarımız gibi kurumlarımız gibi ordumuz da demokrasiyi yaşatmayı ve halkın egemenliğine saygı göstermeyi kutsal bir görev bilmektedir.

Bütün demokrasilerde siyasi tartışmalar, ihtilaflar olabilir.

Bunların çözümü gene demokrasi içinde bulunur.

Demokratik müesseseler çalıştıkça demokrasinin bütün kurum ve kuruluşları görevini yaptıkça hiç kimsenin demokrasi dışı çareler düşünmesine ihtiyaç yoktur ve Türkiye'de bütün demokratik kuruluşlar görev başındadır.

Demokrasi sabır isteyen bir rejimdir.

Ülkemizin karşılaştığı bütün sorunlar demokrasi içinde çözümlenecektir."





orhan uğuroğlu 28 şubat davası çökertecek tarihi belge tansu çiller namık kemal çalışkan