Osman Kavala'nın Tutukluluğunun Devamına Karar Verildi
Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verildi.
Birleştirilen Gezi ve Çarşı Davası'nın üçüncü duruşmasına davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala katılmadı.
Davanın sanığı Can Atalay yaptığı savunmada, "Avrupa'dan fonlanma" suçlamasına "Gezi’de anayasal haklarını kullanan milyonlarca insanı fon kullanımıyla suçlamak kimsenin haddi değildir. Biz yahut tek bir Gezici bir tek kuruş ile dahi ilişkilendirilemezken iddianameyi yazan savcının meslek içi eğitim seminerleri AB tarafından fonlanmaktadır" diyerek yanıt verdi.
"Osman Kavala ile ilgili AİHM kararlarının uygulanmaması emperyalizme kafa tutmak falan değil düpedüz kendi anayasal düzenimizi askıya almak niteliğindedir" diyen Atalay, Kavala'nın serbest bırakılmasını talep etti.
Gezi Olayları'nda 45 kişinin gözünü, 8 kişinin hayatını kaybettiğini belirten sanık Mücella Yapıcı ise "Türkiye’de hiçbir lider bu kadar farklı insanı bir araya getiremez. Birileri, Osman Kavala'yı rehin olarak tutarak geziyi kriminize etmeye çalışıyor. Sizlere üzülüyorum. Bizlere beraat veren hakim yok oluyor. Yeni nesillerin zihninde farklı bir gezi oluşturulmak isteniyor ama Gezi tarihe geçti artık. Gidiyorum geliyorum artık ömrüm yetmeyecek. Müebbet de verseniz benim için fark etmeyecek. O yüzden burada kendim için konuşmuyorum. Hala kirada oturan ve çalışmak zorunda olan ben, Kavala ile birlikte geziye sponsor olmakla suçlanıyorum" şeklinde konuştu.
Duruşmada mahkeme heyeti 4 yıldan uzun süredir tutuklu bulunan Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğuyla karar verdi.
Avrupa Konseyi'nin İhlâl Sürecini Başlatması Bekleniyor
Osman Kavala'nın hakkındaki AİHM kararına rağmen tahliye edilmemesi ile birlikte Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Türkiye hakkında ihlâl prosedürü başlatmış ve Türkiye'ye Kavala kararını uygulaması için 19 Ocak'a kadar süre tanımıştı.Söz konusu karar Türkiye'ye verilen "son bir şans" olarak yorumlanmıştı. Kavala'nın katılmayı gerek bile görmediği duruşmada tutukluluğunun devamına karar verilmesiyle birlikte Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurarak ihlâl prosedürünü başlatacağı belirtiliyor.