Otomatik Çeviri Mucizesi (!)

TAKİP ET

'Otomatik çeviri programları çok iyi!' Sektörün içinden gelmeyen ama bir şekilde çevirmen olduğumu öğrenen herkes bu aralar bunu mutlaka söylüyor bana

“Otomatik çeviri programları çok iyi!” Sektörün içinden gelmeyen ama bir şekilde çevirmen olduğumu öğrenen herkes bu aralar bunu mutlaka söylüyor bana. Sonra da yüzüme bakıyorlar. Ne tepki vereceğim acaba? İşimizi elimizden alacağını söyleyip lanet mi edeceğim yeni teknolojiye? Ya da “yok ya, asla insan kadar iyi olamaz” diyerek inkâr mı edeceğim otomatik çevirinin geldiği aşamayı? Ben ikisini de yapmıyorum. Başarı oranlarını, kullandıkları yapay sinir ağı teknolojisinin özelliklerini falan anlatıp geçiştiriyorum konuyu. Ama şunu biliyorum, sektöre girdiğim anlamda bir “çevirmen” olarak emekli olamayacağım. Ya yeni teknolojiye uyum sağlayıp eklemleyeceğim kendimi, otomatik çevirileri kontrol edip düzelten bir çevirmen-editör olacağım, ya da başka bir sektöre geçeceğim. Otomatik çeviri bugün sektörün tam kalbindeki konu; şirket çeviri bellekleri ile eğitilmiş makine çeviri motorları, çevirmen-editör temel performans göstergeleri gibi konulara girip sizi sıkmadan şu anda çeviri işleri nasıl dönüyor, anlatmaya çalışayım: Otomatik çeviri eskiye göre çok başarılı ama “insansız” çeviri henüz ufukta görünmüyor. İlk çıktığında makine çevirisi (sadece sektörle tamamen alakasız insanlar “otomatik çeviri” der, bu sizin ne kadar yabancı olduğunuzun en temel işaretidir) biz Türkler için tamamen eğlencelik bir uygulamaydı, okuyup dalga geçiyorduk. Çok başarısızdı, çünkü yazılımlar kural-tabanlıydı ve Türkçe Çeviri Pazarı çok ufaktı (2015’te sadece 150 milyon USD); kimse Türkçe için çabalamaya gerek görmüyordu. Sonra 2018 gibi öğrenen, yapay sinir ağı temelli sistemlere geçildi ve başarı oranı 3-4 kat arttı. Başarı oranı %20’ye bile ulaşamazken komik olan makine çevirisi, bu yeni sistemlerle %60’ları geçmiş gibi görünüyor ve artık komik değil, göz korkutucu. Yine de çevrilen her metin belirli bir öneme haiz olduğundan, başarı oranı %98 bile olsa insan kontrolünden geçmeden müşteriye teslim edilemez. Yani mutlaka bir insan, o metinleri son bir defa okuyacak ve kontrol edecektir. Bunun iki temel nedeni var; birincisi kelimeleri “çevirse” bile yazılımlar henüz semantik açıdan değerlendirme yapamıyor; yani anlamlı bir cümle olup olmadığını tespit edemiyor. İkincisi de, birden çok anlamı olan kelimelerde doğru karşılığı seçemiyor, yani bağlam konusunda hassas olsalar bile her zaman doğru çeviremiyorlar. Zaten şu anda %98 düzeyinde değil başarı, makine çevirisi sonuçları henüz insan-çevirmenin işini yapmıyor, sadece işini kolaylaştırıyor. Metin türü değiştikçe başarı oranı değişiyor. Çevrilmesi gereken metinler çevirmene çok çeşitli formatlarda ve içeriklerde gelir. Kâğıda basılı metin ve kâğıda basılı metnin fotoğrafını (yaşasın JPEG) saymayalım haydi (ki bunlar da sık sık geliyor maalesef), çeşitli resmi evraklar, kitaplar, sözleşmeler, yazılımların kullanıcı arayüzü satırları… Bunların her birinin yapısı farklıdır; yani mesela bir kullanım kılavuzunda cümleler tamdır, içerik anlaşılabilir, diğer yandan yazılım çevirisinde birkaç kelimelik komutlarla cebelleşirsin. Kısacası metin ne kadar bütünlüklü ise makine çevirisi o kadar başarılı, ne kadar oyuncaklı ise (kalın, italik kelimeler, semboller, linkler vb.) makine çevirisi o kadar başarısız olur. Ayrıca cümle uzadıkça tam doğru çeviri elde etme ihtimali azalır. Otomatik çeviri ancak çeviri deneyimi olan birinin işini kolaylaştırır. Şöyle bir örnek üzerinden açıklayayım ne demek istediğimi; 15 kelimelik bir İngilizce cümleyi çevirmeyi mi tercih edersiniz, yoksa otomatik çevirisini kontrol etmeyi mi? Çevirmek biraz uzun sürer, doğru, ama en azından kafanız karışmaz. Oysa kontrol farklıdır; önce İngilizce cümleyi okursunuz, anlarsınız (anlamıyorsanız 1-2 kelime için sözlüğe bakılır), sonra Türkçe cümleyi okursunuz, anlarsınız. Sonra kafanızda iki cümleyi karşılaştırırsınız, ama bu o kadar da kolay değildir. Cümleleri birer defa daha okumanız gerekebilir. Eğer doğruysa onaylayıp bir sonraki cümleye geçebilirsiniz; ama ya yanlışsa? Ya bir şeyler kulağınıza ters geliyorsa? Kelimeleri tek tek karşılaştırmaya başlarsınız. İki cümle yukarıda “kontrol birimi” mi, “kumanda ünitesi” mi dediğinizi hatırlamaya çalışırsınız (ya da boş verirsiniz, en temizi odur). Oysa deneyimli (en az bir yıl fiilen çeviri yapmış) bir çevirmen neyi kontrol etmesi gerektiğini bilir. Örneğin “blue” için asla “kırmızı” çevirisi karşısına çıkmaz, İngilizce metinde bir rakam varsa Türkçe metinde o yanlış olamaz. Çevirmen metni kafasında hemen böler, doğru kısımları tutup yanlışları değiştirir, gerekirse kopyala+yapıştır yardımıyla yerini değiştirir. Bunu da sizin yapacağınızın yarısından kısa sürede yapar. Ayrıca bir çevirmen uzun cümleleri kısa cümlelere bölüp “makineye” vermeyi ve kısa ve doğru çevirilerden uzun ve doğru bir çeviri çıkarmayı da kısa sürede yapabilir. Üstelik çevirmen şu kilit bilgiye sahiptir: Makine çevirisi cümle-temelli çalışır. Yani yazılım için her cümle yeni bir maceradır, her birini çevirir ve unutur. Bu nedenle (ücretli ve özellikle bir çeviri belleği ile eğitilmiş olanlar hariç) makine çevirisinde tutarlılık aranmaz. Hem önemli terimleri her cümlede farklı çevirebilir (bkz. “kontrol birimi” ve “kumanda ünitesi” örneği), hem de fiillerin zamanlarını çok önemsemez, yani bir önceki cümlede “yapıldı”, sonraki cümlede “edilmiştir” gibi uyumsuzluklarla karşılaşmak mümkündür. Çevirmen-editör bunu ilk bir saat içinde fark eder ve tutarlılığı da sağlar. Madem çeviri basitleşti, o zaman indirim yapın. Müşterinin nispeten haklı olduğu tek konu bu olabilir. Amma velakin bir geçiş döneminde olduğumuzu unutmayın; şu anda şirketlerde “Ben çeviri yazılımı kullanmam” diyerek MS Word dokümanında çeviri yapan dinozorlar, Benim gibi her türden programda deneyim kazanmış çevirmenler ve Her gösterdiğim şeyi 15 dakika sonra benden çabuk yapan ve araştırıp benim bile bilmediğim kısa yolları bulabilen ve (ii) çabuk sıkılan ve odaklanamayan yeni nesil çevirmenler bir arada çalışıyoruz. Otomatik çevirinin başına kontrol edip onaylaması için birini oturttuğumuzda bunu nasıl fiyatlandıracağımız ve nasıl teknik sorunlarla karşılaşacağımız gibi dertlerle uğraştığımız yetmiyormuş gibi, kafalarımız bu yeni iş akış sürecine uyum sağlamaya da yavaş yavaş alışıyor. O nedenle birkaç yıl içinde çeviri maliyetleri düşebilir. Ama bu sene değil! Erkin Çam

çevirmen dil editör ingilizce otomatik çeviri tercüman tercüme Türkçe