Özel Haber | Dünya Sağlık Örgütü Başkanının Çin Bağları
Özellikle Afrika'da krediler ve ticari faaliyetler yoluyla ciddi bir nüfuz kazanan Çin, bu nüfuzunu günahlarını örtmek için kullanıyor.
Özellikle Afrika’da krediler ve ticari faaliyetler yoluyla ciddi bir nüfuz kazanan Çin, bu nüfuzunu günahlarını örtmek için kullanıyor. Son olarak Çin Virüsü olarak bilinen Korona salgınında Çin lehine bir politika izleyerek salgının yayılmasında pay sahibi olduğu iddia edilen Dünya Sağlık Örgütü başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus’un geçmişine bakınca, Çin’le yakın bağlar kurulduğu görülüyor.
Tedros Adhanom, ülkesi Etiyopya’da Sağlık ve Dışişleri Bakanlığı yapmış bir isim. Sağlık Bakanlığı döneminde Etiyopya’da kurulan Tirunesh Dibaba Beijing hastanesinin temeli Çin Büyükelçisi tarafından atılmıştı. Daha sonra Dışişleri Bakanlığı yapan Adhanom, Afrika Birliği Dönem Başkanlığı esnasında, çeşitli altyapı yatırımlarına dair bir paket içeren 2063 Vizyonu’nun öncüsü olmuştu. Agenda 2063, Çin’in Afrika’ya sağladığı altyapı yatırımı kredileriyle oldukça derinden bağlantılı. Tedros Adhanom’un Çin ile ilişkisi bununla sınırlı değil. Dünya Sağlık Örgütü başkanlığı için yürüttüğü kampanyanın çeşitli Afrika ülkelerinin desteğiyle oluşturulan bir fonla finanse edildiği açıklanmış olsa da, bu ülkelerin ne kadar bağış yaptığı belirsiz; üstelik bütün bu ülkeler Çin’in nüfuz alanına girmiş, Çin kredisi kullanan ülkeler.
Tuhaf ilişkiler bununla da kalmıyor, Adhanom’un Dünya Sağlık Örgütü başkanlık seçiminde kampanyasını yürütmek için tuttuğu firma, Amerika Merkezli Mercury Public Affairs. Mercury firması, 2018 yılında gözetleme ve güvenlik sistemleri üreticisi, Çin merkezli bir firma olan Hikvision’la 840.000 dolarlık bir anlaşma imzalamıştı. Uygurları yüz hatlarından tanıyan kamera geliştirmesi gibi olaylarla gündeme gelen Hikvision, Çin Devleti’nin vatandaşın her anını gözetleyen dev bir BBG evine dönüşmesinde rol oynayan devlet ilişkili firmalardan biri. Hikvision’un, ABD hükumetinin yaptırımlarını delmek ve kaldırmak için Mercury firması üzerinden senatörlere dahi ulaştığı basit bir medya taramasıyla anlaşılıyor.
Çin’i açıkça savunan ve salgının bu kadar büyük bir krize yol açmasına neden olan Çin politikalarının algı operasyonuyla gizlenmesini sağlayan Adhanom’un bu politikası, bütün dünyada tepki görüyor.
Çin’in Adhanom’un anavatanı Etiyopya ile bağları bunlarla sınırlı değil. Ülkenin en önemli ulaştırma projelerinden Addis Ababa – Cibuti demiryolu projesi Çin tarafından finanse edildi. Nil üzerinde inşaatı devam eden devasa Hidase Barajı projesi de, Nil havzasındaki birçok enerji projesinde olduğu gibi, Çin tarafından finanse ediliyor.
Otoriter ve totaliter rejimlerin finans güçlerini kullanarak zayıf ülkeler üzerinde kurdukları hakimiyetin ne gibi sonuçlar doğurabileceğinin acı bir örneği olarak Çin kuklası Adhanom, bütün dünyaya bir mesaj veriyor.