Özel Haber | Mahra Melin Pınar'ın Ailesi Kuduz Teşhisi Konulan Çocuğun Ailesini Ziyaret Etti

Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde okula giderken köpek tarafından ısırılan 12 yaşındaki M.E.'ye kuduz teşhisi konuldu.

Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde okula giderken köpek tarafından ısırılan 12 yaşındaki M.E.’ye kuduz teşhisi konuldu. M.E. derhal Ankara’ya Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne nakledildi.

Ayrıca Ankara’da tedavileri devam eden 2 çocuktan sonra kentte yürütülen taramada ısırılıp sağlık kuruluşuna başvuru yapmayan 36 vaka daha tespit edildi.

Ankara'da karantinaya alınan M.E.’nin ailesini Antalya’da başıboş köpekten kaçarken kamyon çarpan ve yaşam savaşını kaybeden Mahra Melin Pınar’ın ailesi, Murat ve Derya Pınar ziyaret etti. Mahra’nın ailesine, Murat ve Derya Pınar tarafından kurulan Güvenli Sokaklar Derneği üyeleri de eşlik etti. Ziyaret sırasında hastane güvenliği ve dernek üyeleri arasında ufak bir gerginlik yaşansa da araya girilmesiyle gerginlik kısa sürede çözüldü. 

TamgaTürk muhabiri Semir Yapıcı da hastanede aileyle görüştü. Çocuğa kuduz teşhisi konulduğunu belirten acılı baba, doktorların umut yok dediğini aktardı.

Karantinaya alınan çocuğun odasının ışıkla irtibatının kesildiği görüldü.

Ailenin konuşmaması için tehdit edildiği, uyarıldığı iddiaları ise yalanlandı.

TamgaTürk’e konuşan amca yetkililerin önlem almasını istedi, “Belediye olsun, yetkililer olsun hiç olmazsa bir barınak yapılsın. Çocukların sağlığı açısından bu iyi olur. Buradaki ailelerin temennisi odur.” M.E.’nin durumu ile ilgili bilgi veren amca, çocuğun uyutulduğunu belirtti.

Öte yandan M.E. ile Ankara’ya sevk edilen P.E.’nin durumunun iyi olduğu ve yoğun bakımdan servise alındığı belirtildi.

Güvenli Sokaklar Derneği'nden Basın Açıklaması

Bir basın açıklaması yapan Güvenli Sokaklar Derneği, şu ifadeleri kullandı:

“Güvenli Sokaklar ve Yaşam Hakkını Savunma Derneği olarak Türkiye’de kangren haline gelmiş başıboş köpek sorununun çözümü için mücadele ediyoruz. Başıboş köpeklerin yarattığı en büyük tehlikelerden biri de kuduz hastalığıdır. Kuduz hastalığı gelişmiş ülkelerde unutulmaya yüz tutmuş bir hastalıktır. Ancak Türkiye’de kamu idaresinin görmezden geldiği sorun yüzünden ülkemizde hala görünmekte hatta bu sebepten ölümler dahi olmaktadır.

Geçmişteki vakalara hızlıca bakacak olursak;

2007 yılında Erzurum’da 3 yaşındaki Sudenaz Tenhaş

2007 yılında İstanbul’da 5 yaşındaki Serhat Karabıçak

2007 yılında Şanlıurfa’da 4 yaşındaki Bayram G

2010 yılında Şanlıurfa’da 8 yaşındaki Hüseyin Erçal

2014 yılında Erzurum’da 8 yaşındaki Kadir Karasal

2014 yılında Ağrı’da 4 yaşındaki Berat Açar

2015 yılında Hatay’da 4 yaşındaki Hayrunnisa Gök

1 Kasım 2022 tarihinde Bitlis şehrimizin Adilcevaz ilçesinde M.E isimli evladımız “kuduz” tespitiyle yoğun bakıma kaldırılmış ve durumu ağırdır. Yukarıda ismi sayılan 7 evladımız bu ülkenin evlatları. Bu çocuklar belki bir mühendis, bir doktor, bir avukat, bir siyasetçi, bir bilim adamı olacak ve bu ülkeyi ileri taşıyacaktı. Ancak bu çocuklar gelişmiş ülkelerin yıllar evvel unuttuğu bir hastalık olan “kuduz” yüzünden öldü! Türkiye’de kuduz riski hızla artmaktadır. Bu bizim görüşümüz değil bilimsel veriler bunu söylüyor!

Veteriner Hekimler Derneği Genel Başkanı Dr. Gülay Ertürk’ün verdiği rakama göre 6.5 milyon Başıboş Köpek var. 2019 yılında yayınlanan TBMM Araştırma Komisyon Raporu’ndaki veriye göre 2004-2019 arasında toplam aşılanan hayvan sayısı (kedi+köpek) 1.6 milyondur. Bu demek oluyor ki dışarıda kuduz aşısı yapılmayan milyonlarca başıboş köpek var!

T.C Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü verilerine göre 2000 yılında Kuduz Temaslı Vaka Sayısı 80 bin iken 2019 yılında 309 bine yükselmiştir. Bu sadece sayısal olarak bir artış değildir. Rakamları o yıllardaki nüfusa oranladığımızda 2000 yılındaki kuduz temaslı vaka sayısının nüfusa oranı on binde 1.2 iken (0,0012) 2019 yılında on binde 3.7 (0,0037)’ye çıkmıştır. Tam olarak 3 kat artmıştır.

Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Küresel Kuduz Riskli Ülkeler arasında yüksek riskli kategorisinde yer alıyoruz.

Öte yandan ABD, Japonya, İsveç, Norveç, Hollanda, İrlanda, İngiltere, Fransa, Finlandiya, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Kanada, Avustralya gibi 13 gelişmiş ülke kendi dışişleri bakanlıklarının sayfalarında Türkiye’ye gidecek vatandaşlarını “başıboş köpekler” ve “kuduz” riskinden dolayı uyarmaktadır.

Devleti yetkililerine sesleniyoruz. Başıboş Köpek Sorunu maalesef büyük bir halk sağlığı sorunu yaratmaktadır. Kamu hizmetinin nihai amacı kamu yararıdır. Devlet, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturu ile hareket ederek temel insan haklarını sağlamak mecburiyetindedir. Başta İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere Türkiye Belediyeler Birliği’ne sorumluluklarını hatırlatıyor ve göreve davet ediyoruz.

İnsan haklarını ve hayvan refahını temin edin ve başıboş köpekleri toplayın.”

"Başka Mahralar Olmasın"

Burada TamgaTürk’ten Semir Yapıcı’ya konuşan Murat Pınar, “Başka Mahralar olmasın” diyerek şu ifadeleri kullandı:

“Çocuk kuduz teşhisiyle hastanede yatıyor. Yok diyorlar ama kuduz teşhisi konmuş, dün ameliyat olmuş. Beyin damarlarını açsın diye bir ilaç verilmiş. Kuduzu önlemeye çalışıyorlar, kurtarmaya çalışıyorlar çocuğu. Çocuğun babasıyla da amcasıyla da görüştük. Geldiği günden beri kuduz teşhisiyle hastanede yatıyor. Komşularının, aynı zamanda akrabalarının çocuğu iyileşmiş. İki çocuğu farklı köpekler ısırmış.

Kuduz teşhisi konulan çocuk uyutuluyor, kendi kendine nefes alamıyor. Ailesinden aldığımız bilgi bu şekilde.

Maalesef ki ülkemizde kuduz var. Bir çocuğumuz da canıyla cebelleşiyor. Biz de sokaktaki başıboş köpeklerin yerinin sokaklar olmadığını, insan hakları ve çocuk hakları beyannamelerine aykırı olduğunu dile getiriyoruz. Bu da bu durumun bir örneği şu anda maalesef.

"Eşimle Yoğun Bakıma Çıktığımızda Çok Kötü Oldum"

İnşallah 5199 sayılı kanunu değiştirip sokaktaki başıboş köpeklerin toplanıp kaliteli barınaklar hazırlanarak oraya alınması, orada yaşam alanı sağlanması için elimizden geleni sonuna kadar yapmaya devam edeceğiz.

Ben ve eşim yoğun bakıma çıktığımızda çok kötü oldum. Aynı 23 gün hastanede yaşadığımız her şey tekrar gözümün önünden geçti. Başka çocuklara bir şey olmasın diye bu mücadeleye devam ediyoruz. Güvenli Sokaklarda Yaşam Hakkını Savunma Derneği’ni kurduk. Devletimize bu başıboş köpeklerin sorun olduğunu; artık dönülmez noktaya geldiğini anlatmaya çalışıyoruz.

Tabii benim yaşadığım acı benim açımdan çok büyük bir acı. Burada şu an acı çeken, can çekişen çocuk da benim evladımdan farklı değil. Artık bu saatten sonra hayata böyle bakıyorum, hiçbir evladımızın başına böyle acılar gelmesin diye mücadele etmeye devam edeceğim."

Sorun Neden Bu Kadar Büyüdü?

Bu sorunun bu kadar büyümesinin sebebi nedir sorusuna yanıt veren Murat Pınar, “Tabii ki bu kanun çıkartılırken ileri görüşlü bir açıdan bakmamışlar. Belki 2004 yılında bu kanun çıkartıldığında acaba biz ne sıkıntılar yaşarız diye düşünülmeden çok acele çıkartılmış bir kanun gibi duruyor. Düşünerek hareket edilseydi sokak hayvanları milyonlarca popülasyona ulaşmazdı. Daha radikal kararlar alınabilirdi. Ülkemizde nice radikal kararlar alınabiliyor.

Yolda yatan köpek yanından geçen b irine saldırmıyor, arkasından gelene saldırabiliyor. Neyi ne zaman yapacaklarının garantisi olmayan bir canlı. İçgüdüsel hareket ediyor. Sonuç itibarıyla bir çocuğun canını alabiliyor; çocuğun canının alınmasına sebep olabiliyor. Kötü bir durumdayız, popülasyonun önüne geçilmezse önümüzdeki günlerde daha da kötüye gidecek. Daha önce ayda bir vaka olurken şimdi ayda 3-4 vaka oluyor. Bir an evvel devletimizin bu sorunu çözmaesini istiyoruz.”

Sorun Nasıl Çözülür?

Sorunun çözümü ile alakalı olarak ise Murat Pınar şunları kaydetti:

Çok acil bir şekilde karar alınıp 5199 değiştirilmeli. Her ilin yüzlerce dönüm devlet arazileri var, bu devlet arazileri hemen, acilen çevrilip bütün başıboş köpekler buraya toplanmalı; hayvansever dernekler, bizler, herkes köpeklere bakacaksak gider orada bakarız. Başıboş köpeklerle insanları aynı ortamda bulundurmamamız gerekiyor. Çok ciddi bir şekilde çeteleşmiş durumdalar; iki köpek bir insana saldırdığı zaman bu işten kurtuluşu yok. En iyi ihtimalle ısırılır.

O yüzden köpeklerin toplanıp büyük barınaklara, adına barınak diyoruz; ben kaliteli yaşam alanı diyorum, oralara alınırsa bu sorun çözülür.

Devletimizden hükümetimizden, bu konuyla ilgili yetkili kim varsa elini taşına altına koyup, çocuklarımızın, vatandaşlarımızın başıboş köpekler tarafından ısırılıp, parçalanıp veya kazaya sebebiyet vererek ölmelerine engel olmalarını istiyorum. Başka Mahralar olmasın.”

Murat ve Derya Pınar, M.E.’nin anne ve babasıyla konuşup onları teselli etmeye çalıştı. M.E.’nin annesi çocuğu için gözyaşı döktü.

100. Yılına Giden Türkiye Cumhuriyeti'nde Başıboş Köpek Sorunu: Kuduz

Türkiye Cumhuriyeti devleti 100. yılına doğru giderken başıboş sokak köpekleri büyük bir sorun olarak gündemdeki yerini koruyor. Bu konuda etkili bir adımın atılmadığı ülkemizde 2022 yılında, 12 yaşındaki bir çocuk kuduz teşhisiyle yaşama tutunmaya çalışıyor. Doktorların umudu kestiği çocuğun daha ne kadar yaşama tutunmaya çalışacağı ise meçhul.

Ancak Mahra Melin Pınar’ın ailesinin ziyaretinden de anlaşılabileceği gibi canı yananı ancak canı yanan anlıyor. Köpektaparlar olarak tabir edebileceğimiz başıboş köpeklerin sokaklarda kalmasını savunanlar ise ailelerin bu acısını anlamıyor, görmüyor, duymuyor.

M.E.'nin acılı ailesi doğal olarak şu an konuşmaya pek meyilli olmasa da halleri ve tavırları yaşadıkları acının büyüklüğünü anlatıyordu. Önlenebilir bir sorun yetkililer tarafından görmezden geliniyor ve küçük çocuklar mağdur oluyor. 

Başıboş köpek saldırılarından çocuklar en iyi ihtimalle hayatları boyunca onları etkileyebilecek bir travma ile kurtuluyor.

Yetkililer bu konuya önlem almadıkça ne yazık ki yeni Mahralar, yeni M.E.ler olacak.