Prof. Dr. Refet Gürkaynak: Enflasyon Henüz Zıplamadı

TAKİP ET

Prof. Dr. Refet Gürkaynak enflasyonun henüz "zıplamadığını" ifade etti.

YouTube kanalında yayımladığı videoda Türk ekonomisinin durumunu ve gidişatını yorumlayan Bilkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Refet S. Gürkaynak şunları söyledi:


"Maalesef ülkemizde şu an gördüğümüz şeyler azıcık kitaba çalışmış iktisatçılar için ilginç şeyler değildir. Azıcık ne yaptığını bilen bir iktisatçıya 'Enflasyonun zaten yüksek olduğu bir ülkede Merkez Bankası yardır yardır faiz indirir ve ben 'Ölür Allah ben bu faizi artırmayacağım' derse ne olur?' diye sorarsanız, size hemen 'Önce kur zıplar, arkasından enflasyon zıplar' cevabını verir.

Biz bu işin şu anda 'kur zıplaması' kısmındayız. Bunu duyup 'Bu enflasyon daha zıplamamış hali mi?' endişesi duyuyorsanız, hükümetinizin size kötü haberleri var. O enflasyonun esas büyüğü arkadan gelecek.

Neden böyle oluyor? Bunun iki tarafı var. Birisi, neden bu politikalar bu sonucu veriyor? O kolay kısmı. Onu şimdi anlatacağım. Bir tanesi de neden bu politikalar uygulanıyor? O çok daha zor kısmı. Anlamadığımı söyleyerek başlayacağım.

Neden böyle oluyoru anlatmak için bir örnek düşündüm. İşe yarayacağını umarım. Farz edin ki farazi bir ülkede tek yetkili bir lider çıkıyor ve diyor ki 'Benim uzmanlığım tarihtir, stratejidir. Bu işleri iyi biliyorum ve tarihimize baktığım zaman ülkemizin toprak kaybettiğini görüyorum. Ordumuz harbe giriyor ve toprak kaybediyoruz. Dolayısıyla ordu sebep, toprak kaybı neticedir. Bundan sonra savunmamız ordunun bir şey yapmaması üzerine kuruludur. Bunu duyunca vatandaşlar çok bilmiyorlarsa dahi 'Ya o öyle olmaz, acayip bir şey oluyor orada' duygusu duyarlar. Bilenler ise 'Hayır nedensellik öyle bir şey değil, gerçekten savaşlarda toprak kaybediyoruz. Böyle bir korelasyon var ama nedensellik öyle değil. Ordumuz yeterince kuvvetli olmadığı için toprak alıyorlar bizden. Orduyu kapatmak değil kuvvetlendirmek lazım' diyor. Lider de 'Olmaz öyle şey, satılmışsınız, cahilsiniz' falan diyor onlara.

Muhtemelen önce 'Bir şey olmaz, gündem değiştirmek için söylüyor. Yapmaz aslında...' gibi şeyler söylüyor. Ondan sonra lider gidiyor başka ülkelerde de bunları söylüyor. Bari orada söyleme.

Allah'tan burada bir ordu var hakikaten. Genelkurmay Başkanı çıkıyor diyor ki 'Burada kanun var, bizim vazifemiz canımız pahasına ülkemizi savunmaktır, biz bunu yapacağız.' Kuvvetler ayrılığı iyi bir şeymiş. Ertesi gün kalkıyorsunuz Genelkurmay Başkanı görevden alınmış. Yeni gelen de, koltuk bir şekle sokuyor geleni... 'Eşin dostun yüzüne bakacağım, buraya gelip de bu ülkeyi savunmayacağız diyen Genelkurmay Başkanı ben olmayacağım' diyor. Eyvallah, çat o da görevden alınıyor. Gelen gidiyor, gelen gidiyor. Bir noktada bir Genelkurmay Başkanı 'Biz hakikaten savunmayacağız' diyor.

O zaman belki şey diye düşünüyor insanlar, yahu sen öyle diyorsun ama birileri ülkemize girmeye kalksa oradaki onbaşı kendi inisiyatifi ile engel olur buna. 'Ben hala ikna olmadım.' Aynı şeyi lider de düşünüyor olabilir. Dolayısıyla, şöyle bir emir geliyor: Bütün askerler silahlarını çekip kendilerini ayaklarından vuracaklar. Askerler de uyguluyor bunu. Ama artık savaşabilir durumda bir ordunuz yok.

Şimdi ne olacak? Cevabı o gün hemen bir şey olmayacak. Korku olur, sessizlik olur, herkes birbirine bakar. Ama bu ülkenin başına bir şey geleceğini biliyoruz. Neden böyle? Neden bu sonuç çıktı ortaya? Ne zaman savaşsak ülkemiz toprak kaybetmiş, doğru değil miydi? Doğruydu ama bundan çıkarttığımız nedenselliğe ilişkin sonuç yanlıştı."

refet gürkaynak bilkent ekonomik kriz tmcb faiz ekonomi tcmb