Roma, Veba ve Göçebeler

TAKİP ET

Roma muhakkak ki tarihin en büyük ve en geniş coğrafyaya yayılmış imparatorluğudur

Roma muhakkak ki tarihin en büyük ve en geniş coğrafyaya yayılmış imparatorluğudur. Bugünkü medeniyetin bir çok kurucu değeri Roma tarafından oluşturulmuş ve kurumsallaştırılmıştır. Bu büyük imparatorluk zaferler kazanıp yeni topraklara yayıldıkça diğer imparatorlukları ve krallıkları yerle yeksan etmiş lakin hiç ummadığı, hiç bilmediği veba adı verilen görünmez bir düşmana karşı da çok ağır bir hezimet yaşamıştır... Veba ve benzeri salgın hastalıklar hijyen koşullarının daha zor sağlanabildiği, sıkışık ve yoğun nüfuslu kentlerde daha büyük bir etki yapmış ve daha çok insana bulaşmıştır. Roma coğrafyasında üç büyük veba salgınından bahsedebiliriz bunlar: 1- Antoninus vebası: MS 165-180 yılları arasında Roma İmparatorluğu'nda yaşanmış olan ve doğu seferlerinden dönen askerler tarafından getirilmiş salgın olan Antoninus vebası günde 2 bin kişinin ölümüne neden olmuş, bilinen ilk büyük veba salgınlarından biridir. Salgın, Roma İmparatorları Lucius Verus ve Marcus Aurelius Antoninus'un da hayatını kaybetmesine sebep olurken imparatorluk toplam nüfusunun yüzde 30'unu yitirmişti. 2- Jüstinyen Vebası: MS 541 yılında patlak veren Jüstinyen Vebası’nın 25 milyona yakın insanın hayatına mal olduğu düşünülüyor. Veba salgınının başlangıcı Bizans İmparatoru I. Justinianus’un zamanında gerçekleştiğinden salgın Jüstinyen Vebası olarak adlandırılıyor. 541 yılında Konstantinopol'de İmparator Jüstinyen tahtta otururken Avrupa'da başlayan bir salgın önce Mısır'a oradan Filistin'e, Suriyeye ve oradan da Anadolu'ya ulaştı. Jüstinyen Konstantinapol'a tüm giriş çıkışları kapattıysa da salgın hastalık askeri birliklerin şehre getirdiği malzemeler arasında yer alan fareler yoluyla girdi. Farelerin tüyleri arasına gizlenen Xenopsylla Cheopis yada Asya Sıçan Piresi denilen bir böcek, 'Pasteurella pestie' denen ölümcül veba bakterisi taşıyordu. Bu böcekler çevrede bulunan diğer farelerin tüyleri arasına yerleşip hızla üredi. İnsanları ısırarak veba mikrobunu bulaştıran bu böcekler hastalanan kişilerin birkaç gün içerisinde korkunç bir şekilde ölmesine neden oldu. Hastalık normal seyrini sürdürdü ve zamanla kendiliğinden yok oldu ancak o zamana kadar dönemin en kalabalık şehirlerinden olan Konstantinopol nüfusunun yüzde 40'ını kaybetti. Salgın iş gücü ve asker sayısını kaybeden Bizans'ın zayıflamasına ve saldırılara açık hale gelmesine neden oldu. 3- Kara Veba Salgını: Bu salgın tarihte yaşanılmış birçok savaştan daha fazla can kaybına sebep olmuş bir felakettir. Etkisi o kadar büyüktü ki birkaç yılda 100 milyona yakın kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Veba salgını 1347-1351 yılları arasında Avrupa’da meydana gelmiştir. O zamanlar Avrupa’da yoğun nüfus artışı yaşanmış, bunun sonunda da kıtlık dönemine girilmiştir. Kara veba salgınının kıtlık döneminin hemen arkasından gelmesi haliyle Avrupa’nın bu durumla mücadelesini çok zorlaştırmıştır. Yaşanan kıyım sonrası toplumda tanrının ve kilisenin sorgulanmasına sebep olan Kara Veba salgınının dinde reformun ve hayatın pek çok alanında rönesansın başlamasının temel nedenlerinden biri olduğu biliniyor. Veba, Çin ve Orta Asya’da başlamış buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Veba’nın Avrupa’ya Asya’lı tüccarların Çin’den satın aldıkları vebalı kürkleri Avrupa’ya satması yoluyla bulaşmıştır. Gemide yaşayan pire ve farelerin de bu hastalığın yayılmasında etkili oldukları söylenmektedir. O sıralar Kırım Tatarları’nın reisi Canıbek, Kırımda bulunan bir Ceneviz limanını kuşatmış ve kendi vebalı adamlarını mancınıkla şehrin içine fırlatıp hastalığı İtalyan’lara bulaştırmıştır. Korku ve dehşet ile gemilerine binip ülkelerine kaçan İtalyanlara bulaşan vebayla ilk karşılan şehirler Cenova, Messina ve Venedik olmuştur. Sonrasında Veba Salgını, 1348 yılında Paris’e kadar gelmiş 1349’da ise Londra’yı etkisi altına almış İskoçya ve İskandinavya’dan sonra da başlangıcı olan Kırım’a tekrar ulaşmıştır. Floransa’da 90.000’den 45.000’i, Fransa’da 125.000, İngiltere de 1.000.000 kişi ve Venedik’de ise nüfusun %75 ‘i veba salgınından ölmüştür. Suriye, Lübnan, Mısır, Hatay, Mekke, Yemen ve daha birçok şehir, toplamda tüm dünyanın büyük bir kısmında insanlar veba hastalığından yaşamını kaybetmiştir. Salgının, yayılmasıyla beraber insanlarda psikolojik yıkım yaşatmıştır. Bununla birlikte salgından sonra insanların yönetime olan güvensizlikleri ve itaatsizlikleri artmıştır. Salgının ekonomik etkileri ürün ve işçi ücretlerinin artmasına neden olmuştur. Bu salgınla birlikte Dünya, ve özellikle de yerleşiklerin dünyası, hem askeri, hem ekonomik ve hem de psikolojik bir çöküşe şahit olmuştur. Salgının kıtlıktan hemen sonra yaşanması Avrupa’nın nüfusunun yarısını yok etmiş ve Avrupa’daki toplumlar ve devletler bu salgının yıkıcı etkisini ancak 150-200 yıl kadar sonra giderebilmiştir. Bu süre zarfında, bir sürü insan vebayı getirdiği gerekçesiyle suçlanmış ve bu insanların hayatlarına son verilmiştir. Birçok günahsız kadın ve erkek; cadılık, büyücülük suçlarından canlı canlı yakılarak, suda boğularak öldürülmüştür. O dönemde cadılara yardım ettiği gerekçesiyle sadece insanlar değil bölgelerdeki kediler bile öldürülmüştür. Kedilerin öldürülmesi sebebiyle farelerin sayısı çok artmış ve salgın daha da hızlanmıştır. Veba salgınından nüfusu az ve dağınık olan çadırlarda küçük obalar hainde yaşayan göçebeler göreceli olarak daha az etkilenmiştir. Dikkat edilirse göçebe hayat tarzına sahip Hunlar, Araplar ve Osmanlılar büyük veba salgınlarının hemen sonrasında güçlenmiş ve Roma topraklarında hızla yayılmıştır. Örneğin 1299’da Doğu Roma sınırlarında kurulan Osmanlı’nın küçük göçebe bir beylikten başlayıp 1453 yılında Konstantinapolis’i fetih ederek Doğu Roma imparatorluğuna son vermesinde Veba’nın Bizans askeri ve ekonomik sistemini çökertmesinin hiç mi etkisi yoktur? Görüyoruz ki bu dönem Kara Veba’nın Roma coğrafyasını kasıp kavurduğu bir dönemdir. Dikkat edilirse Osmanlı’nın duraklama dönemine girmesi de Avrupa’da veba salgınının etkilerinin ortadan kalkması ile birlikte başlamıştır. Ya da 600’lü yıllarda göçebe Arapların Orta Doğuda Roma topraklarında hakimiyet kurmasında  MS 541 yılında patlak veren Jüstinyen Vebası’nın etkisi ne kadardır? Veba salgını yerleşik toplumların aleyhine göçebe toplumların ise lehine bir etki yapmış. Veba salgını ile insani, ekonomik ve askeri darbe alan Roma güç ve toprak kaybederken vebadan daha az etkilenen göçebeler büyük güç ve toprak kazanmıştır. Tarihi okurken doğal fenomenlerin insan faaliyetlerine etkisini hiç göz ardı etmememiz gerekir. Murat Özbülbül

Antoninus Jüstinyen Kara Veba Osmanlı pandemi Roma İmparatorluğu salgın veba