Şahsiyet İmtihanı

Üç ülküdaşımız sözlü ve fiziki saldırıya uğramış; ülkücü oldukları söylenen gençler tarafından… İsimlerini yazmayacağım… Yazmayacağım çünkü saldırıya uğrayan isimler değil, sıfatlardır… Saldırıya uğrayan ölümün gölgesinde yaşanmış bir mücadeledir… Ülkü uğruna çekilen çilelerdir, ana baba hasretidir… Cezaevlerinde tüketilen gençliktir… *** O atılan tekmeler, yumruklar onların bedenine değmemiştir sadece, bir nesil tekmelenip bir nesil yumruklanmıştır orada

Üç ülküdaşımız sözlü ve fiziki saldırıya uğramış; ülkücü oldukları söylenen gençler tarafından… İsimlerini yazmayacağım… Yazmayacağım çünkü saldırıya uğrayan isimler değil, sıfatlardır… Saldırıya uğrayan ölümün gölgesinde yaşanmış bir mücadeledir… Ülkü uğruna çekilen çilelerdir, ana baba hasretidir… Cezaevlerinde tüketilen gençliktir… *** O atılan tekmeler, yumruklar onların bedenine değmemiştir sadece, bir nesil tekmelenip bir nesil yumruklanmıştır orada. Ve yapanlar değildir suçun büyüğünü işleyen, yaptıranlardır. *** Şimdi bir şahsiyet imtihanı var ortada; ülkücülerin vereceği bir şahsiyet imtihanı. Ya, "Bu iş yapılmalıydı ve yapılan doğrudur!" diyecek ülkücüler ya da lânetleyecekler yapılanı. Kapalı kapıların ardında ve ikili telefon görüşmelerinde "Diyecek söz bulamıyorum" diyenlerin ülkücülük adına söyleyecek tek sözleri kalmamış demektir. İnançları ve menfaatleri çatıştığında, inançları yanında konumlanamayanların kullanamayacakları tek kimlik ‘ülkücülük’tür çünkü. *** Evet! Bugün bir şahsiyet imtihanıyla daha karşı karşıyayız. Ve bu imtihanda öncelikle, ‘80 öncesini yaşamış büyük ülkü devlerinin tavırlarını ibretle izleyeceğiz. Bakalım, ateşe gönderdikleri insanların yanında mı duracaklar, yoksa kahrolası beklentilerinin yanında mı? Hep beraber göreceğiz… Suat Başaran