'Seçime Düşmemek İçin 'Her Şeyi Yapabilecek' Birine Karşı Giriliyor'

"Öyle ise aslında en azından son on yıldır RTE' nin düşmemeye çalıştığını söylemek doğru olmaz mı?"

BirGün'deki köşesinde yaklaşan "kaçınılmaz" seçimlere ilişkin bir yazı kaleme alan Selçuk Candansayar, son 2010 yılından bu yana her seçimin "kader seçimi" olarak nitelendirildiğini, ancak bu seçimlerle Erdoğan'ın "tek adamlığını" meşrulaştırdığını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

"2002'den bu yana yapılan yerel, genel seçimler ve referandumlar iki şekilde okunabilir. İlki, güçlendikçe daha da güçlenen RTE gücünü yasal zemine oturtarak ilerliyor, yeni bir rejim inşa ediyor. İkinci okuma ise her zayıfladığında şiddet pahasına seçim ve yönetim sistemine müdahale ederek kendini korumaya çalışıyor.

2015 genel, 2019 İstanbul yerel seçimlerinin tekrar edilmesi ve HDP’li belediyelere kayyum atanması ikinci seçeneği doğruluyor görünüyor.

"Son On Yıldır RTE Düşmemeye Düşmemeye Çalışıyor" 

Öyle ise aslında en azından son on yıldır RTE’ nin düşmemeye çalıştığını söylemek doğru olmaz mı? Kaybetmemek için yasa tanımayan, seçimlere sürekli müdahale eden, referandumlarla rejimi değiştirerek ayakta kalmaya çalışan, bu uğurda meşru gayri meşru her tür ilişkiye açık, yeri geldiğinde Fethullahçılarla, Kürtlerle ya da PKK ile ya da HDP ile yeri geldiğinde MHP ile pazarlık yapan birinden söz etmiyor muyuz? Yetmez Ama Evetçi liberaller (kendi deyimleriyle kullanışlı aptallar) ile bile iş tutmadı mı?

"Düşmemek İçin 'Her Şeyi Yapabilecek' Birine Karşı Seçime Giriliyor"

Bu durumda giderek gücüne güç katan çok güçlü birine karşı mı seçime giriliyor, yoksa düşmemek için 'her şeyi yapabilecek' birine karşı mı?

Bu sorunun önemi, RTE’ye karşı öne çıkacak adayın kim olduğu değil nasıl biri olması gerektiği sorusuna verilecek yanıtı belirleyecek olması."

Selçuk Candansayar'ın yazısının tamamını okumak için tıklayınız.