Sosyolojik ve İdeolojik Taban Meselesi

TAKİP ET

Yazılarımda iç siyasete ve siyasi partiler arasındaki rekabete girmeyi çok da tercih etmiyorum lakin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın, CNN Türk'te yayımlanan "Tarafsız Bölge" programında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlarken kullandığı sosyolojik taban konusu Türkiye'de bulunan sosyolojik ve ideolojik tabanların analizinde çok ciddi bir kafa karışıklığı olduğu gerçeğini bize gösteriyor, bu yüzden konuyu biraz deşmek istedim

Yazılarımda iç siyasete ve siyasi partiler arasındaki rekabete girmeyi çok da tercih etmiyorum lakin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın, CNN Türk'te yayımlanan "Tarafsız Bölge" programında Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlarken kullandığı sosyolojik taban konusu Türkiye'de bulunan sosyolojik ve ideolojik tabanların analizinde çok ciddi bir kafa karışıklığı olduğu gerçeğini bize gösteriyor, bu yüzden konuyu biraz deşmek istedim. Bahse konu programda İYİ Parti'nin Cumhur İttifakı'nın içinde yer almasına yönelik İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e bir davet olup olmadığına ilişkin soru üzerine Kalın, "İYİ Parti'nin dayandığı sosyolojiye bakarsanız, AKP ve MHP sosyolojisiyle çok iç içedir. Burada da AKP ve MHP'nin de içinde olduğu Cumhur ittifakına yakın durması gayet normal" diye konuşmuştu. İşin açığı AKP ve MHP'nin çok ciddi bir ideolojik kayma yaşamadan bir arada olması tabanda değil tavanda yapılan sosyolojik ya da ideolojik değil, siyasi bir işbirliği sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu işbirliğinden her iki partininde sosyolojisi ve tabanı fevkalade rahatsızdır. AKP gibi “her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık” diyen, ümmetçi olduğunu saklamayan, Cumhuriyetin milliyetçi, Türkçü değerleri ve Cumhuriyetin kurucuları ile hesaplaşma derdinde bulunan, Atatürk ve laiklik ile kavgalı bir parti ile milliyetçi olduğunu iddia eden, adında Milliyetçi Hareket ibaresi bulunan bir partinin aynı ideolojik ve sosyolojik tabandan beslendiğini iddia etmek açıkçası siyaset ve sosyoloji bilimine aykırıdır. Burada üzülerek belirtmeliyim ki MHP ve Ülkücü yapının kafası fevkalade karışıktır, bir ideolojik netlikleri yoktur. Hem milliyetçiyim, Tükçüyüm deyip hem Osmanlıcı olmak, hem milli egemenlik deyip hem de dini egemenliği savunmak gibi tuhaf ve oksimoron bir duygu ve düşünce yapısının kafasının karışık olması da son derecede normaldir. İşin açığı çok uzun yıllardır Türk milliyetçiliği ve Türkçülük komünizm ile mücadele hedefi ile şekillendirilen Ülkücülük ve Türk İslam sentezi adı verilen amorf düşünce yapısı tarafından boğulmuştur. MHP tam da bu yüzden hiçbir zaman tutarlı ve istikrarlı bir söylem yada siyaset oluşturamamış, ülkenin sorunlarına çözüm yolları önerememiş ve hatta iktidara dahi talip olamamıştır. Bir kere milliyetçi dünya görüşü en temelde milli egemenliğin teminini ve milli iradenin tesisini hedefler bunun için karşısındaki düşman feodal çağın hanedan egemenlikleri ve ilahi irade iddialarıdır. Bu yüzden milliyetçi hareket doğası itibari ile seküler ve anti monarşiktir, ilahi egemenlik iddiası yerine insani egemenlik hanedan iradesi yerine milli irade talep eden bir ideolojidir. Milliyetçi ideoloji daima hanedan iktidarlarına ve saltanat sistemlerine karşı çıkmıştır çünkü milli egemenlik daima feodal hanedanlar, krallık, imparatorluk ve çarlıklar yıkılarak tesis edilmiştir. Birçok MHP taraftarı Türkçülükten çok Osmanlıcılığı ve Türklükten çok Müslümanlığı ön plana çıkartarak siyaset yapar, bu durum aslında çok ciddi bir ideolojik kafa karışıklığı ve yanılsamanın da işaretidir. MHP ve İYİ parti arasındaki ideolojik ve sosyolojik ayrışma da aslında tam bu noktada ortaya çıkmaktadır. Seküler milliyetçiler MHP'nin AKP'ye yaklaşması üzerine, partiyi terk ederek kendi değerlerini savunan yeni bir parti kurmuşlardır. Burada tuhaf hatta anormal olan MHP'nin AKP'ye yakınlaşmasıdır, bunun ideolojik hiçbir izahı yoktur, görünen odur ki böyle giderse kısa bir süre zarfında MHP, AKP'nin içinde eriyecek ve asimile olacaktır. Unutmamak gerekir ki Türkiye sosyolojisinde en derin fay hattı seküler olanlar ile sekülerliğe düşman olanlar arasındadır ve İYİ Parti seküler Türk milliyetçilerinin kurduğu bir siyasi harekettir. Bu yüzden seküler sistemi savunan blokta yer alması çok doğru ve normaldir. Sayın Kalın’ın bu temel fay hattını ve bu ayrımı görmezden gelerek İYİ Parti için AKP ve MHP tarafından oluşturulan sekülarizm hatta cumhuriyet karşıtı blokun içinde yer alması gereğini ifade etmesi buram buram politika kokan ve hiçbir sosyolojik, siyasi ya da bilimsel temeli olmayan bir söylemdir. Sayın Kalın, politik söylemlerine Twitter hesabından yaptığı, "Biz masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikayeleri anlatıldı. Artık kendi hikayemizi yazma zamanıdır" diyerek bir tuhaf katkıda daha bulunmuştu. Bu sığ dünya görüşü ile hikaye değil, olsa olsa milleti kendilerine güldürecek fıkra yazabileceklerini söylemek zorundayım. Bu ifadesi ile kendisinin Türk devrimleri ve Cumhuriyet değerlerini idrakten ne kadar aciz olduğunu, vaktini Orta Doğu masalları ile geçirmekten çağdaşlaşma ve modernleşme kavramlarını anlamaya fırsat bulamadığını da görmüş olduk. Kendisine naçizane tavsiyem Orta Doğu masallarını bırakıp Türk Devrimlerinin ne olup ne olmadığını, yüz elli yıldır süren çağı yakalama ve Türk modernleşme hamlesinin ne manaya geldiğini anlamasını sağlayacak ciddi okumalarda bulunmasıdır. Murat Özbülbül