Soykırımcı Çin, Uygur Soykırımı'nı Anlatan Filme Saldırdı
Soykırımcı Kızıl Çin, Uygur Hareketi'nin başkanı Ruşen Abbas'ın kız kardeşinin izine düştüğü süreci ve Uygur Soykırımı'nı dünyaya anlatan filme saldırdı.
Soykırımcı Çin Hükümeti, Uygur Soykırımı'nı dünyaya duyurmayı hedefleyen "Kız Kardeşimi Arıyorum" adlı filmi temelsiz yalanlarla suçladı. Ruşen Abbas'ın öncülüğünü üstlendiği film, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde yayınlanmış ve Ruşen Abbas'ın kaçırılan kız kardeşi Dr. Gülşen Abbas'ı aramak için verdiği mücadeleyi konu edinmişti. Bunun dışında Uygur Soykırımı'nın mağdurlarının, tanıklarının ve Çin Hükümeti sözcülerinin de açıklamalarını içeren film için Pekin rejimi kara propagandaya başvurdu.
"Kız Kardeşimi Arıyorum" (In Search of My Sister), Kanadalı bağımsız yapım şirketi SkyBlue Productions tarafından yapılan ve eski kamp kurbanları, uzmanlar ve Uygur aktivistlerin röportajları vurgulayan bir yapımdı. Aynı zamanda, Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) sözcülerinin, özellikle de Çin devletine ait CGTN, CCTV ve China News gibi medya kuruluşları için Siyasi ve Ekonomik İşler Yorumcusu Einar Tangen'in değiştirilmemiş görüntülerini de içermekteydi.
Soykırımcı yetkililer filmin gizli bir anlaşma ile yapıldığı yalanını ileri sürerek, Ruşen Abbas'ın ablasını arama mücadelesine leke sürmeyi amaçladı. Bu saldırı, Çin Komünist Rejimi'nin Ruşen Abbas ve Uygur Soykırımı'nı inkar etme çabasının bir parçası olarak nitelendirildi.
Rejimin tetikçi medyası zamanında yalanlarını savunmak için Ruşen ve Gülşen Abbas arasında bir akrabalık bağı olmadığını dahi iddia etmişti. Ancak uluslararası kamuoyunun baskısı sonucu bu yalanı kabul eden Çin Hükümeti, Dr. Gülşen Abbas'ın terör suçlamasıyla 20 yıl hapse mahkum edildiğini söylemişti.
Soykırımcı yetkililer tarafılan gerçekleşen saldırı sonucu konuşan Ruşen Abbas, “Komünist rejimin bu açıklamayı yapmasını filmin etkisi olarak görüyorum. Masum kız kardeşim bir hapishane hücresinde acı çekiyor ve Çin rejimi onu sahte suçlamalarla şeytanlaştırmaya devam ediyor, ancak ÇKP'nin saldırıları, belgeselin gerçeği ifşa etmesiyle tehdit altında olduklarını ve bu nedenle onu itibarsızlaştırma ihtiyacı duyduklarını gösteriyor. İnsanları filmi izlemeye teşvik ediyorum. Gülşen'in hikayesi bir etki yaratmaya devam edecek ve farkındalığı yaymayı asla bırakmayacağız.” açıklamasını yaptı.