Tayyip Erdoğan ile Beraber Baş Köşeye Kurulan AB Konseyi Başkanı: Üzgünüm
AB Konseyi Başkanı Michel, Türkiye ziyaretindeki protokol düzenine kayıtsız kalmasına yönelik eleştirileri yanıtladı. Michel "Protokol tuhaflığına duyarsız kaldığım izlenimi ortaya çıktığı için ve çalışmamızın gölgelenmiş olmasından dolayı üzgünüm" dedi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'i kabul etmişti. Kabul sırasında Erdoğan, Michel'i de yanına aldı ve beraberce salonun baş köşesinde karşılıklı duran iki koltuğa kuruluverdiler. Michel'in bu durumu hiç de yadırgamadığı dikkatlerden kaçmadı.
Michel, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yaptıkları görüşmede, protokol düzenine kayıtsız kalmasına yönelik eleştiriler ve sorgulamalara binaen sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı.
"Ziyaretimiz AB'nin Türkiye ile zorlu süreçte ilişkileri iyileştirme konusunda önem taşıyordu" diyen Michel, protokol kuralları uygulanırken AB Komisyonu Başkanı von der Leyen'in farklı, hatta konumunu aşağıda tutan bir muamele gördüğünü belirtti.
Salonun baş köşesinde yer alan koltuklara doğru yönelen Tayyip Erdoğan'ın ardından, derhal ve adım adım takibini sürdürdükten sonra von der Leyen'i de geride bırakarak iki koltuktan birine büyük bir heves ve muzaffer bir edayla yerleşen Michel, "Bazı görüntüler benim duruma duyarsız kaldığım izlenimi yarattı. Bunlar gerçeği yansıtmamaktadır. Saygı ilkeleri benim için esas önemdedir" diyerek kendisini savundu.
Ortaya çıkan durumdan üzüntü duyduğunu kaydeden Michel sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ursula ve ben bu durumun daha kötü bir hâle girerek olay olmasını istemedik ve ev sahibimizle siyasî görüşmemizin esasına önem verilmesini arzu ettik. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığımız konuşmada da İstanbul Sözleşmesi, kadın ve çocuk hakları, temel değerlerimiz, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğüne özellikle önem verdik. İki nedenle üzgünüm. Birincisi, Ursula’ya karşı protokol tuhaflığına duyarsız kaldığım izlenimi ortaya çıktığı için üzüntü duyuyorum. İkincisi ise Avrupa Birliği için verimli olacak Ankara’daki önemli ve faydalı jeopolitik çalışmamızın gölgelenmiş olmasından dolayı üzgünüm."