Timur Soykan Yazdı: Adaletsizliğin Tarihi Dilekçesi

TAKİP ET

Gazeteci Timur Soykan, 70'li yaşlarındaki Mürüvvet-Remzi Güvenç çiftinin yaşadıklarına ilişkin dikkat çekici bir yazı kaleme aldı.

BirGün'de yayımlanan yazısında Soykan, 70'li yaşlarındaki Mürüvvet-Remzi Güvenç çiftinin yaşadıklarını anlattı. "4 yıl önce, 7 Temmuz 2018 Cumartesi günü" Güvenç çiftinin kızları, damatları ve torunlarıyla her zaman olduğu gibi köylerindeki evlerinde toplanmayı planladıklarını belirten Soykan, çiftin kızları Derya ve Emel'in Lüleburgaz'a gezmeye gitmek istediklerini, kızları Zehra'nın kızı Bihter'in de onlarla birlikte gitmek istediklerini aktardı.

Lüleburgaz Tren Kazası

"Sabah erken saatte trene bindiler. Onlar Lüleburgaz’da vakit geçirirken köy evinde akşam yemeğinin hazırlıkları vardı. Dönüş için trene bindiklerinde yağmur başlamıştı. Tıka basa dolu tren çok hızlı gidiyor, Sarılar Köyü yakınında rayların altı tamamen boşalmış menfeze yaklaşıyordu. Lokomotif buraya girdiği an makinistler koltuklarından fırladı, trenin beş vagonu büyük bir gürültü ve çığlıklarla savruldu. Saat 17.00 sıralarıydı. Vakıflar Köyü’ndeki evin telefonu çaldı, feryatlar yükseldi" diyen Soykan, "4 yaşındaki Mustafa Kemal hafif, 10 yaşındaki Efe ağır yaralanmıştı, hastanedeydiler. Derya, henüz 6 aylık kızı Beren, Emel ve Bihter hiçbir yerde yoktu. Saat gece yarısına yaklaşırken morgda yere dizilmiş cenazeler arasında buldular onları. 7’si çocuk 25 kişi hayatını kaybetmişti. Bir gün sonra Vakıflar Köyü’ndeki camide tabutlar vardı, birisi küçücüktü. Babası Melih Kurtuluş, Beren’in tabutunu köy camisindeki musalla taşının üzerine koydu" ifadelerini kullandı.

Dava Süreci

Güvenç ailesinin kızları ve torunlarının göz göre göre ölüme sürüklendiğini bildiklerini belirten Soykan, "Tren yolundaki dolgu toprakla yapılmamıştı. Menfezler ve borular yetersizdi. Yeterli sayıda yol ve geçiş kontrol memuru olmadığı için rayların altının boşaldığı fark edilmemişti ve daha pek çok ihmal vardı. Ama onların büyük acılarına adaletsizliği eklediler. Sadece dört alt düzey memura dava açıldı. Ulaştırma Bakanı, TCDD üst yönetimi korundu. Adliye koridorlarında kapılar yüzlerine kapandı. Duruşmalarda talepleri reddedildi. Oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden anne Mısra Öz’e dava açıldı. Tutuklu tek sanık yoktu" dedi.

Ailenin Avukatı Can Atalay Gezi Davasında Tutuklandı

Ailenin avukatı Can Atalay ve arkadaşlarının hep yanlarında olduğunu belirten Soykan, "Can Atalay duruşmalarda, adliye önünde onların sesi oldu, gerçek suçluları anlatıyordu. Mücadeleleri sonucunda yeni bilirkişi raporu üst düzey yöneticilerin sorumluluklarını ortaya koydu" ifadelerini kullandı.

Can Atalay'ın Gezi davasında hukuksuz, delilsiz 18 yıl hapse mahkum edildiğini belirten Soykan yazısında şu ifadelere yer verdi:

Güvenç Çifti Adliye Bahçesinde

"70 yaşındaki Remzi Güvenç ve Mürüvvet Güvenç, geçen hafta gri kasvetin içinde, beton adliye bahçesinde ellerinde dilekçeyle yürüyordu. Bu dönem adaletsizliğinin tarihi kanıtı dilekçelerinde şöyle yazıyordu: 'Davamızı başından sonuna kadar takip ederek en detaylı bilgi sahibi olan Avukat Can Atalay’dır. Avukatımızın 25 Mayıs’ta görülecek duruşmaya getirilmesini istiyoruz.'

Adaletsizliğe mahkûm Remzi Amca ve Mürüvvet Teyze’ye bunu da çok görecek misiniz?"

timur soykan yazdı adaletsizliğin tarihi dilekçesi