Türk Devrimleri; Harf Devrimi ve Ölçüler Kanunu

TAKİP ET

ÖLÇÜLER KANUNU Kanun No: 1782 Kabul tarihi: 26/3/1931 Madde 1 — Türkiye'de kullanılacak ölçüler için âşarî metre sistemi kabul edilmiştir

ÖLÇÜLER KANUNU Kanun No: 1782 Kabul tarihi: 26/3/1931 Madde 1 — Türkiye’de kullanılacak ölçüler için âşarî metre sistemi kabul edilmiştir. Alelûmum mukavele ve akitlerle fatura, ticaret defterleri, ilân ve sair ticarî evrak ve vesikalarda bu ölçülerden maadasının kullanılması memnudur. Bu gibi akit ve vesikalardaki miktarlar metre sistemi ölçülerine göre yazılmış olmadıkça muteber değildir. Bu maddenin hükmü sayı ile alınıp satılanlara şamil değildir. Bu kanunda kullanılan ölçü kelimesi tartıyı da ifade eder. Madde 2 — Her nevi ölçü aletleri bu kanun ahkâmı dairesinde ayarlanmış bulunacaktır. TÜRK HARFLERİNİN KABUL VE TATBİKİ HAKKINDA KANUN Kanun Numurası: 1353 Kabul Tarihi: 1/11/1928 Yayımlandığı R.Gazete: Tarih: 3/11/1928 Sayı: 1030 Madde 1 – Şimdiye kadar Türkçeyi yazmak için kullanılan Arap harfleri yerine Latin esasından alınan ve merbut cetvelde şekilleri gösterilen harfler (Türk harfleri) unvan ve hukuku ile kabul edilmiştir. İki birbirinden çok farklı kanunu neden bir arada paylaştığımı okurlarım merak edeceklerdir anlatayım efendim: Osmanlı ekonomik sistemi dış borç, yabancı sermaye ve ithalata bağımlı bir tüketim toplumu yaratmıştı. Sonunda bunun bedelini ödedi, sistem sürdürülemez noktaya geldi kitlendi ve çöktü. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet ütopyası ise öz kaynak ve nitelikli insana dayanan bir sınai üretim toplumu yaratmaktı. Siyasi askeri ve ekonomik bağımsızlığın temelinin üretim gücünden geldiğini Mustafa Kemal Atatürk çok iyi biliyordu. Mustafa Kemal Atatürk’ün idealindeki çağdaş sınai üretim toplumu modeli, modern üretim toplumları ile rekabet edebilecek sınai, fenni ve entegre üretim hedefine ulaşmayı öngörüyordu. İşte sizinle paylaştığım bu iki kanun işte böyle bir üretim toplumunun gerek duyduğu altyapıyı kurmak için çıkarılmıştır. En temelde Türk Devrimlerinin hedefi çağdaş bir üretim toplumu oluşturmaktır. Yeterli okur yazar sayınız ve nitelikli insanınız yoksa  sınai, fenni ve entegre üretim yapamazsınız. Kanunlarınız ölçü sisteminizi belirli ve sabit bir standarda bağlamamış ise de sınai, fenni ve entegre üretim yapamazsınız. Değil mi? Hem üretim ve ticaret hayatında sık sık karşılaşılan bu sorunları ortadan kaldırabilmek, ve hem de dünya ile uyum sağlayabilmek amacıyla standart ölçüler kullanmak gerekmekteydi işte bu yüzden çıkarılan ölçüler kanunu ile metrik sisteme geçildi. Ölçüler Kanunu ile, arşın, okka, endaze gibi uluslararası geçerliliği ve standardı olmayan ve hem de bazı bölgelere göre değişen eski birimler kaldırılmıştır. Standart ve uluslararası ölçü birimleri olan "onlu" esasa göre yapılmış metre ve kilo esasının kabul edilmesiyle, hem dünya çapında ticari ve İktisadi işlemler çok kolaylaşmış, hem de yurdun her yerinde tam bir ölçü düzeni kurulmuştur. Bugün bize çok doğal gelen, günlük hayatımızda çok sık kullandığımız böyle bir sistemin Osmanlı zamanında kurulamamış olması Osmanlı sisteminin üretim ekonomisinden ne kadar uzak olduğunun da önemli bir göstergesidir. Ölçüler kanunu muhafazakar çevrelerden hemen hiç eleştiri almayan temel cumhuriyet kanunlarından biridir çünkü kültür alanını değil üretim alanını ve ekonomiyi ilgilendirir. Lakin Harf devrimi çok daha fazla eleştiri alır, hemen her eleştiri “dedelerimizin mezar taşını bile okuyamıyoruz” sığlığındadır üstelik. Tabi bu sloganı kullananlar dedelerimizin sadece Arap alfabesini değil; Göktürk alfabesinden Uygur alfabesine, Kril alfabesinden Grek alfabesine kadar dünyadaki hemen hemen bütün alfabeleri kullandıklarını da bilmezler. Küresel ölçekte kitlesel okur yazarlık kampanyası sanayi devrimi ile birlikte başlamıştır. Her sınai imalat çok sayıda yazılı formül, yönerge ya da talimat gerektirir. Yeterli sayıda okur yazar, hesap kitap yapar insanınız yoksa asla bir sanayi toplumu kuramazsınız! Hele hele de icat, tasarım ve üretim yeteneği üst seviyede bir sınai toplum yaratma idealiniz varsa muhakkak ki okur yazar hesap kitap yapar nüfusunuzu arttırmanız gerekir. Kaldı ki okur yazar olmak dahi yetmez nüfusun en azından belirli bir yüzdesinin de okuma yazma seviyesini aşıp temel bilimler ve mühendislik alanlarında da beceri kazanmaları gerekir. Yeni Türk alfabesinin kabulü okur yazar, hesap kitap yapar nüfusu hızla arttırabilmek amacını taşımaktadır. Osmanlı’da okur yazarlık fevkalade düşüktü, Cumhuriyet sonrasında ise büyük bir hızla artmıştır. Üretim ekonomisini derinden etkileyen bu iki kanun son derecede etkili ve başarılı olmuş Türk ekonomisinin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır.