"Türken Raus" Diyen Avrupalılardan Türkleri Ev Sahibi Kabul Eden Avrupalılara

TAKİP ET

Türklerle birlikte 1960'lı yıllarda işçi anlaşmaları ile Avrupa'nın belirli ülkelerinden insanlar, iş gücü olarak belirli ülkelere geldiler

Türklerle birlikte 1960'lı yıllarda işçi anlaşmaları ile Avrupa'nın belirli ülkelerinden insanlar, iş gücü olarak belirli ülkelere geldiler. İspanyol, Portekizli, İtalyan, Yunan ve dağılan Yugoslavya'dan binlerce insan, Almanya, Belçika, Hollanda, İsveç, Danimarka gibi ülkelere geldiler. Almanya'da maden, fabrika, inşaatlarda; İsveç'te restoranlarda; Avusturya'da inşaat ve restoranlarda; Belçika'da fabrikalarda; Hollanda ve Danimarka'da bahçe ve tarla işlerinde; Genellikle ihtiyaçları neredeyse oralarda bir nesilden faydalandılar. İlk gelen işçiler ihtiyaçları karşıladığı için dil bilmeseler de geldikleri ülkenin kültürünü bilmeseler de yadırganmadan birer iş sahibi oldular... Çünkü onlara ihtiyaç vardı. İtalya'nın Sicilya'sından, Türkiye'nin Erzincan, Sivas, Kütahya'sından, Portekiz'den, Yugoslavya'dan gelen iş gücü, hep birlikte aynı bekar evlerini paylaştılar. Aynı dini paylaşanlarla Türkler arasında tek fark vardı? Aynı dine mensup olanların ne yiyecek problemi ne içecek problemleri vardı... Farklı dine ve inanca sahip olan Türkler,kendi zaruri ihtiyaçları, diğer misafir işçilerden farklıydı. İlk yıllarda işsizlik problemleri olduğu zaman, (Ausländer raus) yabancılar dışarı sözleri, daha sonra (Türken raus) sözlerine dönüştü. Ne zaman dönüştü? 1982'de Avrupa Birliği serbest dolaşım hakkı, birden İspanyol, İtalyan ve Yunan vatandaşlarını birinci sınıf vatandaş haline getirdi. Almanlarla aynı haklara sahip oldular ve bir kanun çıkardılar... İşsizlere ilk önce Alman ve ortak pazar ülkeleri daha sonra diğer yabancılar diyerek, her bunalımda Türkleri dışlamaya başladılar... İlk dışlamayı her zaman Türklere gösteriyorlardı, artık 'yabancılar dışarı' sözleri 'Türkler dışarı' diyerek özellikle yabancı düşmanı partilerin önünü açıyordu. Türklere kolay kolay ev vermedikleri gibi işçi ailesi olmak için Almanya'ya gelmek isteyenlere zorluklar çıkartarak aile birleşimini de engellemeye çalışıyorlardı. Tabii ki bu konularda onlarca kitap yazılacak bilgi ve birikimler var. 1984'de Almanya ilk defa Türklere iş yeri açma ve mülk alma kanununu çıkarttı. Ondan sonra işler değişti, özellikle üçüncü nesil bu kanunu uygulamaya başladı ve bir çok iş yerleri açıldığı gibi İtalyan ve Yunanlıların elinde olan (gastronomi) yani restoranlar açılmaya, süpermarketler açılmaya ve iş yerlerindeki Türk yemek zevki ve Türk damak tatları, Almanların Türkleri daha fazla tanımasına sebep oldu. Bugün geldiğimiz nokta.. Türklerin büyük bir kısmı kalıcı olmak istediğini belirterek Almanların yaptığı her faaliyetin içinde bulunmaktadırlar. Yeni gelen özellikle iki Almanya birleştikten sonra, Doğu Avrupa'dan gelen işçilerden sonra Türk insanı kıymete bindi ve bugün dünden daha rahat ve her şeye rağmen seçme seçilme hakkı olan ayrıca; bulunduğu ülkenin vatandaşlığını alan Türkler, Avrupa'da bulunduğu ülkenin ev sahibi konumuna doğru hızla ilerlemektedirler.