Türkiye'nin "Suçluları" İade Edeceği Çin'den İntikam Amaçlı Hapis Cezası

İşgalci Çin, Doğu Türkistan gerçeklerini dünyaya duyuran Uygur Hareketi İcra Direktörü Abbas'ın kardeşini 20 yıllık hapis cezasına çarptırdı.

İşgal altında tuttuğu Doğu Türkistan'da sayısız insan hakları ihlaline ve bütün dünyanın gözleri önünde bir soykırıma imza atan Çin Komünist Partisi, Doğu Türkistan gerçeklerini dünyaya duyuran diaspora mensuplarından intikamını anayurttaki akrabalarını cezalandırarak alıyor.

Birçok kez Türkiye'deki Çin işbirlikçilerinin de hedef tahtasına oturttuğu Uygur Hareketi (Campaign for Uyghurs) Kurucusu ve İcra Direktörü Rushan Abbas'ın Doğu Türkistan'daki tıp doktoru kardeşi Gulshan Abbas'ı yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre sözde 'terör' suçlamasıyla tutukladı ve 20 yıllık hapis cezasına çarptırdı.

2017 yılında Dünya Uygur Kurultayı Baş Müfettişi Abdulhakim İdris'in ailesinin toplama kampında esir edilmesinden sonra aynı zamanda İdris'in eşi de olan Uygur Hareketi İcra Direktörü Abbas, ABD'deki bir düşünce kuruluşunda konuya dair bir konuşma gerçekleştirmişti.

Bu etkinlikten sadece bir hafta sonra Abbas'ın kardeşi Dr. Gulshan Abbas ve diğer yakınları, Pekin'den gelen talimatla ÇKP'nin Doğu Türkistan'daki sözde güvenlik güçlerince esir edilmişti. Rushan Abbas, o tarihten sonra yaklaşık 20 ay kardeşinin ve diğer yakınlarının akıbetine dair bilgi alamamıştı. Yerel kaynaklardan alınan son haber, Dr. Abbas'ın işgalcilerin sözde mahkemelerince 20 yıl hapis cezasına çarptırıldığını ortaya koydu.

Karar sonrasında Uygur Hareketi İcra Direktörü Abbas, "Bu Çin’in ne kadar zalim bir yönetim olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bizim Uygur soykırımını duyurmamız ve dünyayı harekete geçirmeye çalışmamızın intikamını, bütün ömrünü insanların sağlığını ve mutluluğuna adamış tıp doktoru ablamı kaçırıp cezalandırarak almak istemiştir" diye konuşurken Abbas’ın eşi Dünya Uygur Kurultayı Baş Müfettişi Abdulhakim İdris de “Bu ceza da bir kez daha ortaya koymuştur ki, vatanımız Doğu Türkistan’da Çin’in Nazilerden ilham alarak inşa ettiği toplama kampları ve baskı düzenine dair ‘insanları eğitiyoruz’ açıklaması sadece bir yalandır. Bugün Müslüman Uygurlar maalesef büyük bir soykırım ile karşı karşıyadır” değerlendirmesinde bulundu.