TÜSİAD'dan Sedat Peker'in İddialarına Dair 'Oldukça Nazik' Açıklama

TAKİP ET

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, Sedat Peker'in iddialarını oldukça kibar bir dille ele aldı.

Bugün düzenlenen Yüksek İstişare Konseyi toplantısında konuşan Özilhan, Sedat Peker'in AKP'yi derinden sarsan, hedef aldığı isimlerin istifasına ve gözden düşmesine neden olan iddiaları hakkında isim vermeden konuştu.

“Hepimizi son zamanlarda en çok düşündüren ve kaygılandıran konu hukuk devleti anlayışıyla hiçbir şekilde bağdaşmayacak, karmaşık, karanlık ilişkiler ağının mevcudiyetine ilişkin iddialar..." diyen Özilhan, “Bu iddialar, yolsuzluklar, suç örgütleri, siyasi etik, medya etiği, iş etiği gibi başlıkların kamuoyunda yoğun biçimde tartışılmasına yol açıyor; kamuoyu nezdinde dile gelen bu şüphelerin giderilmesi gerekiyor. Temiz toplum, temiz siyaset için her türlü mücadelenin geçmişte olduğu gibi bundan sonra da yanında olacağız; mevcut tartışmaların hukuk devleti ve demokratikleşme sürecinin gelişmesine hizmet etmesi en büyük temennimiz" şeklinde konuştu.

Hükümetin kamu bankaları üzerinden yaptığı kredi genişlemesi ve parasal genişleme üzerinden sağladığı ekonomik büyümenin istihdam yaratmadığını belirten Özilhan “Gelişmiş ülkeler pandemiyle mücadele için büyük mali ve parasal kaynakları seferber edebildi, aşılamanın sağladığı başarının da etkisiyle çok hızlı büyüme sürecine girdiler, ancak Türkiye bu olumlu süreçte şimdilik negatif ayrışmaya başladı. Esnaf, KOBİ’ler ve iş dünyasının diğer mensupları yüksek enflasyon, TL’nin eriyen değeri ve tüm bunların sonucu olan yüksek faizlerden dertli; geleceğe dönük yapılan hesaplar tutmuyor, yüklü kredi borçlarının geri ödenme zorlukları iş insanlarını düşündürüyor" dedi.

Erdoğan'ın TCMB ile ilişkisindeki öngörülemezliğe değinen Özilhan, "Para politikası enflasyonla mücadele hedefi doğrultusunda öngörülebilir biçimde uygulanabilmiş olsaydı TL’nin değerini korumak, enflasyonu ve faiz oranlarını daha düşük tutmak mümkün olabilirdi. Enflasyonla mücadelede işimiz kolay değil; TL’nin değeri ve enflasyon küresel gelişmelerden etkileniyor, dünyada hammadde ve lojistik maliyetleri artıyor ve enflasyonist işaretler görülüyor.

Enflasyonun seyrine bağlı olarak gelişmiş ülkelerin para politikasını sıkılaştırmalarının gündeme gelebileceği bir döneme giriyoruz, bu da enflasyonla mücadele için bizim de para politikasında sıkılığa bir süre daha devam etmemizi gerektirebilir. Yüksek dolaylı vergiler de hayat pahalılığına sebep oluyor; ağır vergiler vatandaşı eziyor, fakirleşmesine sebep oluyor. Dış politikadaki gelişmeler de fon girişini ve dolayısıyla TL’nin değerini etkiliyor" ifadelerini kullandı.

Hükümetin istikrarsız dış politikasının ülke ekonomisini getirdiği noktadan kurtuluşun reçetesini veren Özilhan, "Dış politikamızın uzun vadeli ve istikrarlı bir çizgiye oturması ve liberal küresel sistem yönünde seyretmesi risk primini düşürerek faiz-kur kapanına düşmemizi engelleyebilir, bu sayede TL’nin değerinde önümüzdeki aylarda yükselme ve enflasyonda bir miktar gevşeme umudumuz olduğunu düşünüyoruz. Vatandaşın ödediği vergilerle finanse edilen devletin harcamaları doğrudan insana hizmet etmeyen projelere akıtılırsa sürdürülebilir büyüme sağlanamaz”

TÜSİAD'dan Sedat Peker'in İddialarına Dair Oldukça Nazik Açıklama