Uygur Türkleri'nin sesi ol! Kamplarda ağlamak yasak!

TAKİP ET

İstanbul'da duraklarda Çince durak isimleri asıladursun, ikili ilişkiler gelişedursun, Çin ise Birleşmiş Milletlerin rakamlarına göre yaklaşık 1 milyon Uygur Türkü'nü kamplarda zorla tutsun

İstanbul'da duraklarda Çince durak isimleri asıladursun, ikili ilişkiler gelişedursun, Çin ise Birleşmiş Milletlerin rakamlarına göre yaklaşık 1 milyon Uygur Türkü'nü kamplarda zorla tutsun.

Gülbahar Jelilova, Çin'in eğitim kampı adını verdiği kampta 1 yıl boyunca yaşamış bir Uygur kadını. Jelilova'nın anlattıkları Çin'in eğitim anlayışının işkence olduğunu gözler önüne seriyor. Jelilova kampa ilk girdiğinde gördüğü manzaranın küçük kız çocukları ve kolları ve ayaklarına bağlanmış zincirler olduğunu söylüyor.

Kampta ağlamak yasak

Jelilova korkudan ağlamaya başladığını ve diğer kızların ona ağlamamasını söylediğini anlatıyor. Kızların ona söylediğine göre kamplarda ağlamak yasak, ağlamanın cezası var. Uygur Türkçesi konuşmak da yasaklar arasında, kendi öz dilini konuşmanın cezasının işkence olduğunu anlatıyor Jelilova.

Tecavüz normal!

Jelilova yaşadıklarını "Kampa girdiğim gün işkence yaptılar ve 24 saat yiyecek vermediler. Yemek yoktu, sadece hamur ve çok az çorba veriyorlardı. Betonların üzerinde uyuyorduk. Haftada bir bize iki ilaç veriyorlardı, uyuşuyorduk. Vücudumuzdaki ağrıları hissetmiyorduk artık. Kameraları ve kamerasız yerler vardı. Kamerasız yerlerde işkence yapıyorlardı. Kendi dilimizi konuşamıyorduk, konuştuğumuzda ise işkence yapıyorlardı. Bize Çin marşı okutuyorlardı. İletişim adına hiçbir şey yoktu’’ ifadeleriyle anlatan Jelilova kamplarda tecavüzün normal karşılandığını anlatıyor.

Çin'in varlığını reddettiği bu kamplar hakkında Jelilova "Çinli yetkililer yalan söylüyor, kendimi gizlemiyorum. Alın beni götürün o kampa, tek tek göstererek neler olduğunu anlatırım" diyerek sesini duyurmaya çalışıyor.

çin çin eğitim kampı çin kampı eğitim kampı gülbahar jelilova toplama kampı türk dünyası türk dünyası haberleri uygur