Virüsler: 1 - İnsanlar: 0

TAKİP ET

Yaşanması muhtemel küresel felaketleri sıralarken, 3

Yaşanması muhtemel küresel felaketleri sıralarken, 3. Dünya Savaşı, iklimsel felaketler, su savaşları ve hatta dünyanın bir gök cismiyle çarpışması gibi ihtimalleri tipik bir yaklaşımla sayarız, ancak oldukça yüksek bir ihtimali hep göz ardı ederiz. Mikroplar, virüsler. ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki nükleer kriz, küresel silahlanma ve nükleer füze başlığı sayısındaki global artış, insanlığı olası bir küresel felaket için önlem almaya teşvik etti. Nitekim nükleer silahların üretiminin yasaklanması ve kullanımının kısıtlanması çerçevesinde birçok ikili ve çok taraflı antlaşmalar yapıldı. Ancak bugün itibariyle tüm dünya farkına vardı ki, nükleer felaketten daha muhtemel olan salgın hastalıkları önleyici bir sisteme çok az yatırım yapıldı. Yakın dönemde tecrübe ettiğimiz SARS, MERS ve Ebola salgınları, mevcut sistemin küresel salgınlar için ne kadar yetersiz kaldığını gözler önüne sermişti. Bu salgınları yakından takip eden Dünya Sağlık Örgütünün, salgınlara karşı sistemin geliştirilmesi ve salgınların önünün alınması noktasında başarısız olduğu da gayet açık. Ebola virüsünün havadan yayılmayan bir virüs türü olması, bölgedeki sağlık ekiplerinin yoğun çabası ve birazda şanslı olduğumuz için virüs, Batı Afrika’nın dışına yayılmadı. Ebola salgını sonrasında birçok uzman insanlığın bir sonraki salgına hazır olmadığını, olası bir salgın durumunun felaketle sonuçlanabileceğinin altını çizmişti. Ve çok sürmeden felaket kapıya dayandı. Ebola uyarısına dikkate almayan insanlık, şimdi Corona virüsü ile baş etmeye çalışıyor. Yapabileceğimiz en mantıklı şey, bu salgından ders alarak bir sonraki muhtemel salgın için hazır olmaktır. Öte yandan, Corona virüs epidemisi küresel bir problem olmasına rağmen, özelde her ülkenin salgına karşı mücadele sürecinde siyasi hükümetler büyük bir sınav veriyor olacak. Hükümetler bu salgın sürecini iyi yönetir ve ölüm rakamlarını diğer ülkelere nazaran düşük tutmayı başarırlarsa, ülke içinde popülaritelerinin artacağına şüphe yok. Ancak süreci iyi yönetemeyen hükümetler, salgın sonrası siyasi bir krizle mücadele etmeye başlayacak. Bu realiteyi idrak eden birçok ülke, kamu diplomasisi faaliyetlerini bu çerçevede şekillendirme eğiliminde. Salgın ile beraber Avrupa Birliği üyelerinin birbirine bağlılığı, efektifliği ve AB değerleri de sınavdan geçiyor. Mevcut durumda salgının merkezi haline gelen İtalya’da resmi makamlar, AB’den yeterli destek görmedikleri konusunda yakınmaya başlamışken, Rusya alelacele İtalya’ya tıbbi malzeme ve İtalyan ordusuna yardım etmesi için Rus askeri birliklerini gönderdi. [caption id="attachment_9388" align="alignnone" ] Rus askerî personeli İtalya'da[/caption] AB’den yardım görmediğini veya aldıkları yardımın yeterli olmadığını söyleyen tek ülke İtalya değildi, Sırbistan ve Bulgaristan da aynı minvalde açıklamalar yaptılar. Sırbistan, Çin’den yardım talep ederken, AB’den tek bir maske bile gelmediğini söyleyen Bulgaristan’a Türkiye tıbbi destek sağladı. Dolayısıyla bu ülkelerde, siyasi hükümete karşı güvensizliğin artması ile beraber, üye ülkelerde AB’nin işlevselliği masaya yatırılarak Avrupa Birliği sorgulanmaya başlanacak. Türkiye, Çin ve Rusya gibi ülkelerin stratejik tıbbi yardımları, bu tür epidemilerin uluslararası yardımlaşma olmadan çözülemeyeceği gerçeğini de su yüzüne çıkarıyor. ABD’nin 2008 ekonomik krizi ve önceki krizlerdeki rolü göz önüne alındığında, mevcut durumda hiçbir ülke ‘Önce Amerika’ diyen bir devletin kriz yönetiminde lider koltuğunda oturmasını istemiyor. Bu kapsamda uluslararası kamuoyunda ABD algısı sert bir değişim yaşadı. AB de yardımlaşma ve dayanışma görevinde başarısız olursa, dünyanın en saygın bölgesel birliğinin temel değer ve prensipleri kendi üyeleri tarafından ciddi manada sorgulanmaya başlayacak. Virüslere karşı savaşımızda şimdiye kadar başarısız olduğumuz kesin, Corona virüsü salgını ışığında, öncelikle epidemilerle mücadeleye ve salgın sonrası vuku bulacak sosyo-ekonomik ve siyasal bozulmalara yoğunlaşmalıyız.