Yırtılan Bir Tıp Diploması ve Bir Anı: Bir Doktor İçin Diplomasını Yırtmak Ne Demek?
Doç. Dr. Kutsal Doğan, dikkat çekici bir anıyı paylaştı.
Dün Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde özel bir tıp merkezinde meydana gelen olayda Dr. Şeyhmus Baraj, sıra beklemek istemeyen "hasta yakını" adlı eşkıyaların saldırısına uğramıştı.
Lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi'nde alan ve halihazırda Florida Üniversitesi'nde akademik kariyerini sürdüren Doçent. Dr. Kutsal Doğan, sosyal medya hesabından şu anıyı paylaştı:
Bir Abdi İpekçi Yurdu Anısı
"İTÜ’de mühendislik okuyoruz. Zor. Maçka’da Abdi İpekçi Yurdu’nda kalıyoruz. En ücra yerde bir etüt odası var. Bulduk. İçeride biri var. Girdik çalışıyoruz. O da. Gel zaman git zaman tanıştık. Marmara’da İngilizce Tıp okuyan bir arkadaş. Okul hazırlıkla 7 sene. O hep orada.Öyle kalın ve öyle ince yapraklı kitapları var ki. Ansiklopedi gibi düşünün ve sayfaları jiletle 5’e bölün. Öyle ince. Meraklıyım. Arada izin isteyip kitapları inceliyorum. İngilizce kitaplar. O zaman İngilizcem yok kadar az. Çoğunu anlamıyorum. Ama arkadaş o kitapları bitirdi.
"O Diplomalar Kolay Alınmadı"
Biz sınavlardan önce etütte çalışmaya başlardık ama o arkadaş etütte geçirirdi yılın çoğunu. Öyle çalışırdı. Yanlış anımsamıyorsam o da derece ile bitirdi okulu. Normalde hafızam iyidir ama şu anda ismini tam anımsayamıyorum. 32 sene öncesi. Kısacası o diplomalar kolay alınmadı.Tıp okuyan dostlar eminim ki o kitapların hangileri olduğunu anımsarlar. Sayfa sayfa ve renk renk işaretlemişti. Çevresinde Tıp okumamışlar bilmezler. O diplomayı yırtacak duruma gelmenin ne demek olduğunu tam idrak edemeyebilirler.
Bir nebze de olsa perspektif vermek niyetim...
"Her Diploma Aynı Değil, Bazısı Gerçekten Daha Zor"
Yani arkadaşlar her diploma aynı değil. Bazısı gerçekten daha zor. Bu gayet doğal bir durum. Öyle olması da gerekiyor. Bir Mimarlık bir İnşaat mesela başka bazı bölümlerden daha zordur. Onlar da etütlerin daimi üyesidir. Ama bir de Tıp Diploması var ki o ayrı bir seviye... Net.Şimdi biraz daha hafızamı zorladım. O oda resmi bir etüt odası değildi. Vaktinde başka bir amaçla yapılmış bir oda. Böyle gizli koridordan geçip gidiyorduk. İçeride birkaç masa vardı ve bu arkadaş gibi birkaç sınıf arkadaşı ve biz iki mühendislik öğrencisi merakla keşfetmiştik...
"TUS'u İlk Anlayışım O Kısa Yolculuktaydı"
Bir iki yıl geçti, biz iki arkadaş eve çıktık, yurttan ayrıldık. Tıp öğrencisi ile yollarımız ayrıldı. Bir gün İzmir-Dikili arası gidiyorum. Otobüse o arkadaş bindi. Çandarlı’da tatile gelmiş. Ama TUS’a çalışıyordu. TUS’u ilk anlayışım o kısa yolculuktaydı, anlatmıştı uzun uzun."Çok Başarılı Olmuştur, Kıymeti Bilinmiş midir?"
Neyse okulu bitirdik. Burslarla ABD’ye geldik iki arkadaş. Master, doktora. Ev arkadaşım TR’ye döndü, Bilkent’te hoca oldu. Ben ABD’de kaldım. Sonra TR’de döndüm ama olduramadım orada. Geri geldik. Doktor arkadaş da eminim çok başarılı olmuştur. Kıymeti bilinmiş midir? Yorum yok.Yorum var tabii de dilimi bozmadan yapmak zor. Of diyeyim sadece. Siz anlayın. Of!!!"