Yunanistan'da ve Sözde 'Türk' Diyanet İşleri Başkanlığı'nda 9 Eylül Matemi: Cuma Hutbesinde Zafere Dair Tek Kelime Edilmedi

TAKİP ET

Sözde "Türk" Diyanet İşleri Başkanlığı, İzmir'in Yunan işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde verilen cuma hutbesinde ne Büyük Zafer ne de bu zaferin yaratıcısı olan kahraman Türk ordusu ve onun Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili tek kelime edildi.

100 yıl önce bugün, şanlı Türk ordusu karşısında müthiş bir bozguna uğrayan Yunan ordusu denize döküldü ve Türk ordusu İzmir'e girdi.

Fakat İzmir'in kurtuluşunun yıl dönümünde, bugün verilecek cuma hutbelerinde ne Büyük Zafer ile ilgili ne de zaferin yaratıcısı şanlı Türk ordusu ve onun Başkomutanı Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili tek kelime edildi.

Yunanistan'ın Diyanet İşleri Başkanlığı

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan cuma hutbesi akıllara tek bir soruyu getirdi:

Türk zaferini anmak, Diyanet İşleri Başkanlığı'na çok mu zor geliyor? 

Hepiniz Silinirsiniz, Büyük Atatürk'ün Hatırası Silinmez

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kurduğu İslamofaşist tek adam rejiminin kontrolü altındaki devlet kurumları ve pek çok görevli şahıs, Türk ordusunun büyük zaferiyle nihayet bulan Büyük Taarruz'un önemini küçültmek, bu zaferin mümessili olan Büyük Türk Başbuğu Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'ün aziz hatırasını unutturmak için büyük bir gayret sarf ediyor.

Bu acınası çabayı sarf eden kurumlardan biri olan Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 9 Eylül 2022 Cuma Hutbesi'nin tam metni şu şekilde:

"Tarih: 09.09.2022
 
İLİM BİR NURDUR

Muhterem Müslümanlar!

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Mescid-i Nebevî’de biri dua ve niyazda bulunan, diğeri ilimle meşgul olan iki grup gördü. Her iki grubun da hayır üzere olduğunu söyledi. Ardından إِنَّمَا بُعِثْتُ مُعَلِّماً “Ben ancak bir muallim olarak gönderildim.” buyurarak ilimle meşgul olanların yanına oturdu. 

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam ilme ve irfana, bilgiye ve hikmete büyük önem verir. اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ  “Yaratan Rabbinin adıyla oku!”  emriyle başlayan ilk vahiy, bizleri kâinatı ve bütün varlığı vahyin ışığında okumaya ve anlamaya davet eder. “De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”  ayet-i kerimesi, ilmin ve âlimin Allah katındaki değerini gösterir. Rabbimizin kalem üzerine yemin etmesi, Kur’an-ı Kerim’de “Kalem” ismiyle müstakil bir sûrenin bulunması da kadın erkek her mümin için ilmin ve bilginin ne denli kıymetli olduğuna işaret eder. 

Kıymetli Müslümanlar!

İlim, insanlığa her alanda rehberlik eden çok değerli bir hazinedir. Zira insan, kendini ilimle bilir. Rabbini ilimle tanır. Allah’ın mesajlarını ilimle anlar. Varlığın gaye ve hikmetini ilimle kavrar. Nefsini ilimle terbiye eder. Hakkı, adaleti, ahlakı, fazileti ve doğruyu ilimle öğrenir. Yaratıcısına karşı sorumluluklarını ve kulluk görevlerini ilimle yerine getirir.

Değerli Müminler!

İlmin asıl sahibi Yüce Allah’tır. Allah Teâlâ, insanı yaratmış, ona bilmediklerini öğretmiştir. İlim tahsil etmenin amacı da Cenâb-ı Hakk’ı tanımak, rızasını kazanmak ve insanlığa faydalı olmaktır.   Bu gayelerden yoksun bir ilim insanlığa barış ve huzur değil savaş ve felaket getirir. Nitekim Resûlüllah (s.a.s) Cenâb-ı Hakk’a şöyle dua etmiştir: “Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.”  “Allah’ım! Bana öğrettiklerinle beni faydalandır. Fayda verecek ilmi bana öğret ve ilmimi artır.” 

Aziz Müslümanlar!

Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Kuşkusuz âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler miras olarak ne altın ne de gümüş bırakmışlardır; onların bıraktıkları yegâne miras ilimdir.”  O halde Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in mirasına sahip çıkalım. İlmi, Hakk’ın sevgisini kazanmak için talep eden ve bildiğiyle amel edenlerden olalım. Yarınlarımızın teminatı olan evlatlarımızın ilim, irfan, hikmet ve güzel ahlakı kuşanmış bireyler olarak yetişmeleri için gayret gösterelim. 

Kıymetli Kardeşlerim!

Önümüzdeki hafta on sekiz milyonu aşkın öğrencimizle üniversite öncesi okullarımız, ardından da sekiz milyonu aşan öğrencimizle üniversitelerimiz eğitim öğretime başlayacaktır. En büyük zenginliğimiz olan çocuklarımızı ve gençlerimizi ilim, irfan, bilgi, hikmet ve güzel ahlakla yetiştirmek millet olarak en önemli sorumluluğumuzdur. Bu süreçte evimizin de bir eğitim yuvası olduğunu unutmayalım. Evlatlarımızdan ilgi ve desteğimizi esirgemeyelim. Onlara okulu, öğretmeni, hocayı, kitabı sevdirelim. Bu vesileyle yeni eğitim-öğretim yılının öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, tüm ailelerimiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.

Hutbemi en güzel muallim olan Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu müjdesiyle bitiriyorum:

'Kim ilim öğrenmek için yola çıkarsa Allah da ona cennete giden yolu kolaylaştırır.'"

yunanistan sözde türk diyanet işleri başkanlığı 9 eylül matemi cuma hutbesinde zafere dair tek kelime edilmedi atatürk izmirin kurtuluşu