Yürürken Konuşalım

TAKİP ET

Türk Milliyetçileri her biri farklı kaynaklardan çıkmış ama aynı denize doğru akmaya meyletmiş, aynı hayale gönül vermiş, aynı ufka varma azmi ile yola koyulmuş bir bütündür

Türk Milliyetçileri her biri farklı kaynaklardan çıkmış ama aynı denize doğru akmaya meyletmiş, aynı hayale gönül vermiş, aynı ufka varma azmi ile yola koyulmuş bir bütündür. Bu yolda her biri farklı bir cisme haiz olsa ve içinde bulundukları şartlar farklılık arz etse de birbirleri ile iletişimi sürdürdükleri ölçüde bir ve bütün olmaya devam edeceklerdir.  Bunun istisnası ise iletişimi kesmeleri ve yürümeyi durdurmalarıdır. Hızın önemli bir unsur haline geldiği günümüzde kervanın yürüyüşünü durdurma ve hangi yöne, nasıl gidileceğine karar verdikten sonra yeniden yürümedüşüncesi kaybedilen zamana, büyük olasılıkla,değmeyecektir. Yolu yürümek, her engele rağmen sağlıklı olandır.

Kervan içerisinde farklı gruplar, tek başına yolculuk edenler, malı az olanlar, pahası fazla bulunanlar, bir unvana sahip bulunan veya adını hiç duyulmamış olanlar olabilir. Bunlar kervanın adını temelde etkilemeyeceği gibi, varılacak hedef belirli oldukça gidilecek yolun kısmen düz veya dağlık olması da temel tartışma noktası olmamalıdır. Önemli olan şartlara intibak edebilmek ve tekâmül kabiliyetini sürdürmektir. Bunlar sağlandığı müddetçe kervan, kendi içindeki usul tartışmalarını yoluna devam ederken de sürdürebilir. Üstelik aynı hedefe gidecek yalnızca bir kervan olmadığı ve aynı hedefe sürekli bir yolculuk sürdüğü için dinlenmek isteyenler, düşünmek ihtiyacı duyanlar, yanındakilerle daha kestirme bir yol bildiği fikri ile kervandan ayrılmak isteyenler de bulunabilir. Ana hedefe varma azimlerini sürdürdükleri sürece bunlar birer farklılık olarak algılanabilir. 

Üstelik, yol devam ettikçe farklı kaynaklardan gelenler veya farklı yolları izleyerek yol yürümüş olanlarla karşılaşmak, tanışmak ve yolu birlikte yürümek de mümkündür. Nihayetinde hedefe doğru yürüme azmini daha fazla ortaya koyanlar, bunu daha düzenli sürdürenler diğerlerinin de dikkatini çekecek ve bir fikir / tavır birliği için gerek şart sağlanabilecektir. Fakat bunlar zamanın, şartların ve de en önemlisi insan unsurunun göstereceği durumlardır. Bunu yolun başında belirli ölçütler ile tahmin edebilmek mümkün gibi görünse de hiçbir zaman gerçek durumdaki senaryoyu birebir yaşamak gibi olmayacaktır. Bu sebeple, sürekli geleceği düşünmek yerine mevcut andan itibaren adım adım ilerlemek ve her adımda yeni durumu düşünerek gelecek adımı belirlemek en sağlıklısıdır. İdeali hedeflemek her zaman istenilen olsa da asıl ideal olan yola çıkmak ve temel dinamiği sürekli bu ideal olana doğru geliştirmek adına çaba göstermektir. 

Öyle ki dünyanın yeni bir döneme girdiği 1900’lü yılların başında bu coğrafyada Türk için ayakta kalan yegâne fikir olan, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet ile rüştünü ispat eden Türk Milliyetçiliği’nin temel olarak her meselede görüşü, söyleyecek sözü ve sözünü söyleme iradesi zaten vardır. Asıl yapmamız gereken bu sözleri kıymetlendirmek, fikrin bizi yönlendirdiği doğrultuda şahsi veya birlikte eserler vermek ve bu vesile ile gelişime ve ilerlemeye hizmet etmektir. Türk Dünyasını, Türkün olduğu her yer olarak gördüğümüzde bu sözün ve söz söyleme iradesinin önemi daha da artmaktadır. Bizi bir araya getirecek olan dilde, fikirde, işte birlik olarak adlandırılmış; “harda Türk var oralıyam” denilerek cisimlendirilmiş bu tavırdır. Bu tavır geçmişte aynı coğrafyada birbirinden habersiz yaşayanları da, birbirinden çok uzak diyarlarda bulunanları da birleştirmeyi başarmıştır. Bunu sürdürmek de bizim birbirimize karşı olan vazifemiz ve uzak diyarlarda bir ses bekleyenlerin üzerimizdeki hakkıdır. 

Dilaver Cebeci merhumun dediği gibi: “Kalın ordu nerde olsa görülür. Ülkülere birlik ile varılır. Yoldaşlarımız, gök pusatlar darılır. Türk'ün Türk'e küseceği çağ mıdır?”