Demokrasinin milliyetçilik sahasını haddinden uzun süredir terk ettiği iddiasının doğruluğunda uzlaşmak çok zor olmasa gerek. Ana akım milliyetçiliğin hangi mecrada icra edildiğinin tartışma konusu haline gelmesiyle “demokrasi” yeniden ve nihayet milliyetçilik tartışmalarının temel sorunu haline geldi. 40 yılı aşkın süredir siyasal hayatımızda milliyetçiliğin kurumsal temsilcisi olarak kabul edilen MHP’nin müstebit iktidar eliyle kongre yapamaz hale getirilmesi, bir kısım milliyetçinin talep ettiği demokrasinin ne denli hayati olduğunu göstermiş oldu.
İYİ Parti’nin “milliyetçi, kalkınmacı ve demokrat” olma iddiası ile Meral AKŞENER’in “kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” seslenişi; MHP’den ayrılarak İYİ Parti’yi kuran milliyetçilerin hikayesiyle son derece uyumluydu. Esasen İYİ Parti tam da bu sebeple kurulmuştu. Zira İYİ Parti’yi kuranlar, demokratik kongre taleplerinin delege eliyle değil, yargı eliyle gerçekleştirilmediğini ileri sürerek deyim yerindeyse “baba ocağından” kopmuşlardı.
İYİ Parti’nin kuruluşuyla birlikte partiyi kuran milliyetçilerin de sınavı başlamış oldu. Zira; Ziya Paşa’nın ünlü beytinde denildiği gibi: “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”. Türkiye gibi, farklı görüşlerin derhal “hizip” olarak adlandırıldığı, “hizip” kelimesine dahi son derece olumsuz anlamların yüklendiği bir siyasi ortamda, İYİ Parti’de çok sesli bir partinin zafiyet oluşturacağı fikri mi hâkim olacaktı yoksa parti yönetimi farklı görüşleri “hoş görmek” yerine bunlara saygı mı duyacaktı?
İYİ Parti’nin bu sınavda tam puan aldığını söylemek zor. Zaman zaman parti içindeki farklı görüşlerin ağır tepkiler aldığı hatta parti dışına itildiğine yakından şahit olduk. Fakat 2 Nisan 2023 Pazar günü 15 ilde yapılan önseçimler demokrasi konusunda tutarlı bir tavır sergilenmesi için umut verici oldu. Ankara 2. bölgede yapılan ön seçimlerde yaşanan olaylara rağmen İYİ Parti teşkilatları seçimlerin icrasında iyi bir sınav verdi. Önseçimler iyi organize edilmişti ve önseçim sonuçları parti tabanının büyük kısmı tarafından meşru kabul edildi.
Fakat demokrasi sınavının bitmediği açık. Şimdi sırada genel merkezin sınavı var. Ön seçimi başarıyla icra eden parti örgütü; ön seçim sonuçlarının milletvekili listelerine yansıyıp yansımayacağını, ne ölçüde yansıyacağını dikkatle izleyecektir. Unutulmamalıdır ki Robespierre’in dediği gibi; “Aristokrasi, monarşiden daha cumhuriyetçi değildir” ve parti içi aristokrasi oluşturan yapıların demokrat olma iddiaları en hafif tabiriyle gülünç olacaktır.
İYİ Parti’ye parti içi demokrasi konusunda pek çok eleştirim bulunuyor. Ön seçimin ideal şekilde yapılmadığını biliyorum. Önceden açıklanmış, bir prensibe bağlanmış, yapılacağı konusunda tereddüt yaşanmayacak bir ön seçimin çok daha doğru sonuçlar doğuracağını görüyorum. Seçime katılanların -başta bir ön seçim olup olmayacağına dair bilgi sahibi olmak, buna göre propaganda yapmak, buna göre çalışmak bakımından- eşit şartlarda yarışmadığını biliyorum. Fakat yeni dikilmiş fidanın, prensipte gübre faydalı bir ilave olsa bile, gübreye boğulmasının doğru olmadığını da biliyorum. Bu sebeple sürece dair eleştirilerimi, mevsiminde açıklanmak üzere erteliyorum. Şimdilik, demokrasi talebiyle “baba ocağını” bile terk eden milliyetçilerin demokratik haklarını gasp etmeye cüret edecek olanlara, kendi tek adamlığını ilan etmeye kalkan Ceaser’ın akıbetini ve son sözlerini hatırlatmakla yetiniyorum: “Et tu, Brute?”
AKP Genel Başkanı’na karşı yıllardır muhalefet ettik, baba ocağımız MHP’den bile ayrıldık. Bahadırhan Bey’in tabiri ile RTE ile aynı kıza talip olmadık, kişisel bir husumetimiz yok. Biz milliyetçi Türkiye’den sapıldığı, cumhuriyetimizin ulus devlet olarak kurulan öz değerleri özümsenmediği için direndik. Herkes Öcalan’ın mektubunu dinlerken biz TVlere tükürdük. Şimdi ister İYİP içindeki bazı terkettiğimiz MHP anlayışındaki kişiler olsun isterse de kendi menfaatine uymayan yerde Oktrollerini üzerimize salan mevcut CHP yönetimi olsun, bize posta koyamaz. HDP’ye el bebek gül bebek yapılırken Türk milliyetçileri marjinalize edilemez, Atatürk Türk devletini nerede kurdu ise o noktadayız, uzaklaşan CHP’dir. Çukur karakteri tipli Vartolu rumuzlu, ağabeyi terörist iken öldürülen PKK yandaşı Oktroller, sipariş anket düzenleyip şimdi vekil adayı olan K. Ö.ler, İran katil rejimi yanında TC’ye karşı savaşacağını söyleyen E.E.ler… sizi görmedik değiliz. Sizin ile de hukuk içinde mücadele edeceğiz…
İsmail Enver, Gaspıralı İsmail, Ziya Gökalp, Nihal Atsız, Necdet Sançar, Zeki Velidi... beyler ile yoğrulmuş bir fikriyatın pratiği daha güzel olmalı. Birilerinin Aksakallı ilan edip ululaştırdığı insanlara itaat etmek için yola çıkmadık. Bahadırhan abimiz hep rasyonel, ahlaklı milliyetçilikten bahsediyor. İyi Parti'ye oy vereceğim diye her şeyini onaylamak zorunda değilim. Eğer kendinden menkul Boomer Aksakallı sultası devam eder ise yolumuza başka bir çatıda devam ederiz, herkes bunu bilmeli!.. Genciz, azmimiz var, Kür Şad gibiyiz...
Peş peşe bu kadar uzun cümleyi sıralamak okuyucunun anlamasını epey güçleştiriyor. Sona geldiğimde "ne okudum yâhu" iç sesiyle halının motiflerini seyre daldım.