Bu yıl Yeditepe Üniversitesinden Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden onur öğrencisi olarak mezun oldum. Benimle yaşıt birçok Avrupalı veyahut Amerikalı mezuniyetinin haklı sevincini yaşarken, içinde bulunduğum Türk gençliğinin mezuniyetine sevinmediğini hatta üzüldüğünü ve kaygılandığını görüyorum.
Türkiye’de büyük bir akademik enflasyon var. Bunun başlıca sebeplerinden birinin Türkiye’de gereğinden çok fazla üniversite olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Diğer ülkelerde bu durum nasıl bilmiyorum ama nüfusa oranladığımızda Türkiye’de üniversitelerin gerçekten yarısından fazlasını gereksiz buluyorum. Bunun yanında üniversitelere ait kontenjanlarının fazla olduğunu ve barajın da çok düşük tutulduğunu düşünüyorum.
Bir diğer sebebin ise Almanya gibi ülkelerin aksine Türkiye’de üniversite okumanın zorunlu olma saçmalığına bağlıyorum. Her Türk genci kendini üniversite okumak zorunluluğunda hissediyor. Oysaki Almanya gibi ülkelerde bizdeki meslek lisesi tarzı liselerden çıkışlı insanların gayet güzel paralar kazandığını biliyorum. Bizde ise lisans eğitimi gerektirmeyen işlerin dahi lisans programı olmasına şaşıyorum.
Türkiye gibi ekonomisi kötü ve gelişmemiş ülkelerin insanlarının başvurduğu üniversite öğrencilerine (Amerika’da kaçak kalmasın, daha sonra gitmesi için bir sebebi olsun diye üniversite öğrencilerini kapsıyor) sağlanan “Work and Travel” yani çalış ve gez adlı bir program var. Bu program üniversite öğrencilerine yaz mevsiminde Amerika’da giriş seviyesinde işlerde çalışmasına imkan veren, bunun yanında gittiği yerin kültürünü tanımanıza ve yabancı dilinizi geliştirirken para kazanmanıza ardından dilerseniz daha sonra kazandığınız parayla gezmenize yardımcı olan bir program. Ben bu programa iki kez gittim ve neredeyse toplam bir yılı aşkın kaldım. Amerika’da 16 yaşındaki bir çocuk kendine çok kolayca bir araba ve ev alabiliyordu. Benimle aynı işte çalışan yaşıt Amerikalı dostlarımın hepsinin refah düzeyi gayet yüksekti, istedikleri hayatı yaşadıklarını söylüyorlardı ve hiçbiri üniversite mezunu değildi. Bu durum eyaletten eyalete farklılık gösterse de arada devasa bir fark olmadığını en azından her Amerikalı gencinin çalışırsa araba alabileceğinin teminatını verebilirim. Siz hiç 16 yaşındaki bir Türk gencinin araba alabileceğini hayal edebiliyor musunuz?
Benim derdim üniversite okumakla da değil aslında, güzel bir gelirim ve iyi bir yaşamım olacaksa gerekliliklerini yapmak isterim ama AKP kontenjanları bu kadar arttırıp bu kadar üniversite açılmasına izin verip, üç çocuk üç çocuk diye sayıklarken Türk gencine de buna göre bir istihdam sağlamak zorunluğunda değil mi? Tüm bunlar yetmiyormuş gibi Türkiye’de Ocak 2021’de sadece 3.688.238 milyon mültecinin kayıtlı olduğu söyleniliyor.* Bunun bir de kayıtlı olmayanları var ve şu an Afgan mülteciler de geldiler ve gelmekteler. Tüm bunlar zaten yüksek olan işsizlik oranını daha da arttırmakta ve Türk milletinin refah seviyesini düşürmekte.
Binlerce iş başvurusunda bulundum ve onlarca mülakata girdim çıktım. 12 yıllık eğitim hayatım eğer bir işe girebilirsem de altı gün boyunca çalışıp, sabah 5,6 gibi kalkıp akşam 8,9 gibi eve varıp bir asgari ücret alabilmek için. Peki siz 5.000 yıl önce Mısır Piramitlerinin inşaatından çalışan Mısırlı kölelerin bira tayınlarının günlük ortalamasının 5 litre olduğunu biliyor muydunuz?** Gelgelelim Bugünün Türkiye'sinde, eğer ben haftalarca hatta aylarca peşinden koşturduğum kıçı kırık asgari ücretli bir işe girersem, ben o maaşla sadece günlük 3 litre bira alabileceğim. Kısacası ortalama bir Türk’ün hali Mısırlı bir köleden de beter.
Özetlemek gerekirse her Türk genci gibi öfkeliyim, kaygılıyım ve çaresiz hissediyorum. Mezuniyet sonrası yollar bana belirsiz ve sisli gözüküyor. Çok fazla üniversite mezunu olması, mülteci krizi, ekonomik krizler, terör, iç ve dış politikadaki başarısızlıklar, yolsuzluklar ve torpiller. Tüm bunlar bizi bugüne getirdi. Elbet pes etmek yok, karanlık bir yolun sonunda belki bir ışık vardır diyerek ilerlemekten hiç vazgeçmeyeceğim ama unutmasınlar AKP bize bir gençlik borçlu ve biz en yakın zamanda bu borcun hesabını kesmek istiyoruz…
E. Haktan Altın
Referanslar:
* https://www.unhcr.org/tr/turkiyedeki-multeciler-ve-siginmacilar