Hakikaten bazen çok merak ediyorum; batı toplumlarındaki "köy ve kent" yaşamı arasındaki fark, neredeyse sadece kılık kıyafet, konuşma, yemek v.s. oluşan yaşam biçimleriyle değil de neredeyse kapladıkları yüzölçümüyle sınırlıyken -onlardaki köylü ve kentli insanların büyük bir çoğunluğu hemen hemen birbirine yakın şeyleri yer içer, giyer, konuşur, benzer yerlerde gezip tozarken- neden bizim köy ve kentlerimizde yaşayan insanların yaşam biçimleri arasında da tam bir uçurum bulunur diye...
Mesela bizim ülkemizdeki köylerde yaşayan kadın ve erkeklerin kılık kıyafet ve konuşmaları, kentte yaşayan insanların kılık kıyafet, konuşmasına neden hiç benzemez ve kentli kadınlar için son derece normal, gündelik bir şey olan makyaj, köylü kadınlar tarafından neden hiç yapılmaz ve hatta bırakın köylü kadınların makyaj yapmasını, neden makyaj malzemeleri bile bulunmaz ya da o kadınlar, kentli kadın gibi düzenli fön çektirmek için değil kuaföre gitmek, saçını kestirmek için bile gitmez de neden kendi saçını, kendi keser?
Veya köyde yaşayan insanlar neden hiç tatile gitmez veya daha doğru bir anlatımla böyle bir ihtiyacın varlığını bile bilmez, hissetmez ve neden köylerde yaşayan insanların istedikleri zaman dışarıda yemek yiyebileceği herhangi bir lokanta, kebapçı, kahve çay içebileceği kafe v.s., spor yapmak istedikleri zaman gidebilecekleri bir spor salonu, eğlenmek için gidebilecekleri bir sinema, tiyatro salonu v.s. oralarda bulunmaz (ya da onların bunları yapmayı isteyebilecekleri sosyo ekonomik ve kültürel şartları neden oluş -turul- maz)?
Bunların hepsinden önemli olan konuysa yaşadıkları yerlerde bu imkanların olmayışının kendi hayatlarında yol açtığı eksiklik onların (yani köyde yaşayanların); onların, bunlardan mahrum olarak yaşamasının onlarda yaşattığı mağduriyet de kimsenin aklına neden hiç gelmez diye..
İclal Türkmen