1961 yılında ABD ve yedi Avrupa ülkesi altının fiyatını ons başına $35 seviyesinde tutmak için anlaşmaya vararak Londra Altın Havuzu kuruldu. Asıl amaç altın işlemleriyle Doların değerini korumaktı. Bu sayede Bretton Woods sistemi bozulmayacaktı. Ancak 1967 yılına geldiğimizde Avrupa Merkez Bankaları ABD’nin ons/usd konvertibl sistemine güvenmemeye başladılar ve devasa miktarlarda altın almaya başladılar. Bu hareket Bretton Woods sistemi için sonun başlangıcıydı. Zaten 1971 yılında da ABD tarafından ons/usd bağlantısı koparılmıştır. O günden sonra Doların rezerv para kalmasının en büyük amiral gemisi petrodolar sistemi oldu.
1967 yılındaki Merkez Bankalarının altına hücum etmesinden sonra geçtiğimiz yıl merkez bankaları 196’den bu yana en büyük hacimli yıllık alımlarını gerçekleştirdiler. Bu tabloda gördüklerimiz sadece resmi otoritelerin belirttiği miktarlar. Gerçek alımlar çok daha yüksek seviyelerde olabilir.
Lehman’dan bu yana uluslararası para sisteminde geniş çaplı değişimlerin içindeyiz. Batı finans sistemindeki çatırdamalar ve pandemi sonrası yüksek enflasyon, bankacılık krizleri ve resesyon korkusu sistemin toparlanmasına bir türlü izin vermiyor. Bu durumun farkında olan çok az kişi var. Bu paradigma değişiminde doğru konumlanırsak Türkiye için yeni ve kazançlı bir yüzyıl olacak.
Financial Times’a göre 2022’de en fazla altın alan Merkez Bankaları Çin ve Orta Doğu ülkeleri. Bu ülkeler uluslararası para sisteminin paradigma değişiminin merkezinde yer alacakları için bu durum sürpriz değil. Çin yıllardır dünyanın en büyük altın ithalatçısı ve üreticisi. Ayrıca Çin’in yıllardır olabildiğince altını sakladığı da bir sır değil. Çin’in sahip olduğu altın miktarını tam olarak bilmiyoruz çoğu araştırmacı komünist partinin resmi açıklamalarından çok daha fazla altına sahip olduğunu düşünüyor. Pekin bu paradigma değişimi için güvenilir limanla ilk bacağı oluşturmuş durumda.
Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (GCC) Dünya petrol ihracatının %25’ini sağlarlar. Bu %25’in %17’lik kısmını Suudi Arabistan kendi başına sağlıyor. Çin, GCC’nin en büyük ticaret ortağıdır. Xi Jinping’in son körfez ziyareti sırasında şu önemli açıklamayı yaptı:
"Çin, GCC ülkelerinden ham petrol ve LNG ithalatını genişletmeye, petrol ve doğal gaz geliştirme, mühendislik hizmetleri, depolama, taşıma ve rafine etme alanlarındaki işbirliğini güçlendirmeye devam edecek. Şanghay Petrol ve Ulusal Gaz Borsası, petrol ve gaz ticaretinin yuan mutabakatını gerçekleştirmek için bir platform olarak kullanılacak."
Uzun süren hazırlık sürecinin ardından Şangay Enerji Borsası 2018’in Mart ayında Çin Yuanı cinsinden ham petrol vadeli sözleşmeleri başlatmıştı. Sözleşme dayanak varlık olarak brent petrolü kullanır ve vade sonu nakdi uzlaşıyla kapanır. O günden beri herhangi bir petrol üreticisi petrolünü Dolar dışında bir para birimiyle satabilir duruma geldi. Şangay Enerji Borsası, ABD’nin hakim olduğu petrol fiyatlama pazarı için yeni bir fiyatlandırma ölçütü sağlıyor. Xi’nin son ziyaretinde de önü açılan petroyuan sistemiyle petrol piyasasında güç dengesi ABD’den Çin’e doğru kayıyor.
Bu sistemdeki en büyük sorun ise hiçbir petrol üreticisinin Çin Yuan’ı istememesi. Bu yüzden Çin Şangay ve Hong Kong altın borsaları aracılığıyla ons/yuan konvertiblitesini güçlendiriyor. Bu sayede ham petrolü ve altın kontratlarında eş anlı pozisyon alınarak altın cinsinden petrol satılmış oluyor ama petrol fiyatlaması yuan’dan dönüyor. Çin’in iki büyük petrol şirketi olan PetroChina ve Sinopec, Yuan petrol vadeli kontratlarda piyasa yapıcı şeklinde her zaman alıcı konumunda fiyat veriyorlar. Bu sayede satış yapacak bir petrol üreticisi için her zaman bir fiyatlama var. Yuan petrol vadeli kontratların artık yüksek hacimler için hazır olduğunu düşünüyorum. Hazır olmasaydı Xi, GCC tarafına yüksek hacimli alımlar sözü vermezdi. GCC’nin petrolü yuan cinsi satması Bretton Woods sonrası petrodolar sistemiyle hayata tutunan dolar rezerv para gücünü önemli ölçüde kıracaktır.
Yaklaşık 50 yıldır Suudiler petrollerini isteyen herkesten ABD Doları cinsinden ödeme yapması gerektiğini söylemiştir. Ancak bu durum son zamanlarda değişiyor. Xi’nin ziyareti sonrası Suudi maliye bakanı ABD dışındaki para birimleriyle ticaret konusunda açık olduğunu belirtmişti. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi, İran ile nükleer müzakereler ve Yemen savaşında Suudilere yeterince destek vermemesi konularında Suudiler ABD’ye karşı kızgın. Bu kızgınlığı Xi çok iyi değerlendirip Yuan cinsi petrol ödemeleri Suudilere kabul ettirmeyi başardı. Çin zaten dünyanın en büyük petrol ithalatçısı ve bu durum petrol üreticilerinin en büyük müşterilerinin isteklerini görmezden gelmemesine neden oldu.
Petrol-dolar sisteminin temel taşı olan Suudiler petrolünü başka para birimlerine açmak için istekliler. Bu da ABD Doları tutan herkes için muazzam bir değişikliğin sinyalini veriyor. Petrol satın alımlarında rakip çıkması çok fazla doların ihtiyaç dışı kalacağını gösteriyor. Artık izlenmesi gereken altın ve yuana kayacak petrol paraları sonrası boşa çıkacak doların yönünün neresi olacağıdır. Burada FED’in daraltıcı politikalarının mecburen devam edeceğini öngörüyorum. Bu sayede doların gücünü korumaya çalışmalarını bekliyorum. Şunu unutmamakta fayda var Bretton Woods sistemi dağıldığından beri para sadece borçtur ve sistem sizden ne kadar çok borç alırsa paranız o kadar değerli ve geçerlidir.
Kaynak:
https://www.reuters.com/business/energy/chinas-xi-tells-gulf-nations-use-shanghai-exchange-yuan-energy-deals-2022-12-09/
https://www.bloomberg.com/news/articles/2023-01-17/saudi-arabia-open-to-talks-on-trade-in-currencies-besides-dollar
https://www.wsj.com/articles/saudi-arabia-considers-accepting-yuan-instead-of-dollars-for-chinese-oil-sales-11647351541