Şu dönemde insan evde vakit geçirmeye mahkum ve hemen her şeyden sıkılıyor. Ne varsa eskilerde var deyip elinizdeki oyunlardan sıkıldığınızda deneyebileceğiniz eski oyunları derledim.
1. Ultimate General Civil War
Uzun yıllar 97 çıkışlı Sid Meier’s Gettysburg oyununu oynadıktan sonra, çağdışı kaldığıma üzülen sevgili dostum Yasin Saygılı Ultimate General Gettysburg’u hediye etmişti. Akabinde Civil War çıktı, hemen aldım.
Oyun gerçek anlamda strateji yapmanızı sağlıyor; strateji oyunlarında genelde taktik yön ağır basar, yahut grand stratejilerde (HOI serisi gibi) operasyonel boyut daha önemlidir. Ultimate General oyun kurgusuyla gerçek anlamda strateji yapmanızı sağlıyor; taktikler hala önemli, ancak stratejinin anlamını bilmiyorsanız yenilmeniz kaçınılmaz.
Oyunda bir(den fazla) kolordu yönetiyorsunuz, birimlerinizi tümen, tugay ve tabur seviyesinde yapılandırıyorsunuz. Silah altına alınacak erattan, kullanacakları silahlara kadar her şeyi siz belirliyorsunuz ve muharebelerde yer şekillerinin sağladığı avantajlar ve dezavantajlar oldukça belirleyici oluyor. Çok az atraksiyonla büyük zevk almanın mümkün olduğunu ispatlayan yapımcılarına teşekkür ediyorum. Listedeki tek “modern” oyun bu, ancak eski oyunların gösterişsiz zevkini yansıttığı için listeye aldım.
2. Disciples II
Oyun tarihinin en güzel artwork ve en güzel ses ambiyansı dallarında ödül verilseydi Disciples II tüm zamanların en iyisi ödülünü alabilirdi. Üstelik başlı başına epey dikkate değer bir fantastik evren oluşturan hikayesi oyunun iptila puanını artırıyor. Eski Heroes oyuncuları Disciples II’yi Heroes’a benzetirlerdi, haklılar da. Ancak Disciples çok daha ötesi ve Gold Edition’u alıp oynamayı 2002 yılından beri hak ediyor.
Sıra tabanlı oyunda her gün haritayı gezen bir “party”niz, savaşa tutuştuğunda yine sıra tabanlı olarak çatışıyor. Bu yüzden party’deki ünite dizilişleri önem arz ediyor. Oyunun olumsuz tarafı, oyundaki ırkların birbirlerine çok yakın özellikte tasarlanmış olması – ırka göre strateji pek değişmiyor.
3. Spartan Gates of Troy
Çoklarının gözünden kaçtığını düşündüğüm bu oyun hala oynanabilir kalmayı başaran bir 2004 oyunu. Yunanistan ve Anadolu’nun büyük bir kısmını kapsayan haritada, tarihi Yunan şehir devletlerini yönetiyorsunuz. Diplomasi, ekonomi ve askeri stratejiyi dönemin şartlarına göre gayet güzel hissettiriyor, üstelik hiç karmaşık değil.
Savaşlar dönemin şartlarını iyi yansıtıyor: Yer şekillerinin etkisini yansıtmayı şöyle böyle başarmışlar, ünitelere ne yapacaklarını çok genel hatlarla söylüyorsunuz ve savaş başladığında artık müdahale şansınız kalmıyor. O dönemde orduya ancak böyle komuta edebilirdiniz, bu da oyunun gerçekçiliğini artıran bir özellik.
En büyük sorun, zorluk seviyesini artırdığınızda avantajlı konumda başlayan yapay zeka devletleri bir anda büyüyor ve diğerlerini yutuyorlar, bu da oyunu çok tekdüzeleştiriyor.
4. Rollercoaster Tycoon 2
Hala oynayan çoktur diye tahmin ediyorum, ben hala oynuyorum. Tycoon furyasının zirvesi olan bu oyun 2002 çıkışlı. Bir lunapark inşa ediyorsunuz, Rollercoaster hatlarını bizzat dizayn edebiliyorsunuz. Bu dizaynda yeterince heyecanlı ama ürkütmeyecek kadar yavaş olmasına dikkat ediyorsunuz. Bir süre sonra parkınız çok büyüyor, yemek, tuvalet, içecek gibi ihtiyaçları karşılayan dükkanlar, şapka, kıyafet satan dükkanlar, sair atraksiyonlarla binlerce ziyaretçiyi ağırlıyorsunuz.
Oyunda parklar iki çeşit: Girişte para alınan ve atraksiyonları bedava sunan parklar ile girişi bedava, oyuncakları paralı parklar. İlk tip erken oyunda avantaj sağlarken ikinci tip park baştaki yokuşu aştığınızda çok daha ciddi para bırakıyor.
Ziyaretçileri tutup havuza atan ruh hastaları hala oralarda bir yerlerde kasten kötü dizayn edilmiş rollercoaster hatlarında ziyaretçilerin raydan çıkmasını izliyor olmalı.
5. Max Payne
Tüm zamanların en iyi hikayelerinden biri – tüm zamanların en iyi oyunlarından biri. Max Payne, çıktığı tarihte birçok yenilik getirmişti, zamanı yavaşlatma bunlardan biriydi. (Red Dead Redemption serisinde hala yaşıyor mesela.) Sniper ile ateş ettiğinizde mermiyi takip eden animasyon da unutulmazları arasındaydı.
Eski oyunlar dönemin imkanlarından ötürü daha doğrusal ilerler, öyle açık dünya kurmak çok zordur ve Max Payne de öyle; kafanıza göre ilerlemeniz mümkün değil. Ancak hikayenin güzelliği ve oyunun her defasında düşman unsurların yerini biraz olasılık hesabı yaparak rastgele hale getirmesi bu etkiyi kırıyor.
6. SWAT 3
Bir SWAT ekibinin liderisiniz ve takımınızın silahlarını seçerek, donanımını ayarlayarak briefing aldıktan sonra SWAT operasyonları düzenliyorsunuz. İlk bölümler kolay olsa da, bir süre sonra doğru taktikler kullanmanız ve ekibi yönetmeniz gerekiyor.
Görevleri kusursuz yürütmeniz ve yasalara uymanız (silah doğrultmayan kimseye ateş etmemek – uyarı yaparak ateş etmek gibi) madalya kazanmanızı sağlıyor.
Bize o dönem çok gerçekçi gelen grafikleri bugün komik, ama oynanabilirlik zevki hala aynı. Bir bölümde Kürt teröristlerle de karşılaşacaksınız, spoiler sayılmaz.
7. Quake 3 Arena
Elimize silah alıp sağa sola sıktığımız oyunları pek sevmem ama Quake bunlardan farklıydı. Hiç sıkıldığımı hatırlamıyorum, çeşit çeşit silahla yeterince detaylı ama yeterince basit haritalarda kapışmak çok zevkliydi. Birkaç yıl öncesinde bazı serverlarda gerçek insanlara karşı oynamayı başarmıştım, metal müzik gibi Quake de ölümsüz demek ki.
Bu listenin yanında anmak istediğim diğer oyunlar: Carmageddon, Midtown Madness, Zoo Tycoon, Civilization 3, Driver, SimCity 3000.
M. Bahadırhan Dinçaslan
Serinin diğer seçkileri:
Faydalı Kilisenin Papazından Mitoloji Kitapları Seçkisi
Müthiş tavsiyeler hocam. Ama sadece Quake 3 değil, elimize silah alıp sıktığımız diğer oyunlar da eklenebilir bence.