Başnot: Bu yazı hiçbir inancı aşağılama amacı taşımamakta, yalnızca İsa’nın bugün Türkiye’de doğması hâlinde yaşanacakları öngörerek toplumun yozlaşmışlığına ayna tutmaktadır.
İsa bugün doğsaydı; annesi Meryem muhtemelen mahallenin namus bekçisi olan kocakarılar tarafından pencere pervazlarında hunharca kınanır ve susma orucunu tamamlayamadan insanlarla ağız dalaşına girer ve hatta belki karakolluk olurdu.
İsa bugün doğsaydı; babası Yusuf mahallenin çok bilmiş ağabeyleri tarafından başkasından hamile kalan bir kadınla evlendiği için ayıplanır, marangoz olarak iş alamaz ve hatta kahvehaneye gidip birkaç el kart oyunu bile oynayamazdı.
İsa bugün doğsaydı; çocukken konuştuğu için televizyon kanallarının haber bültenlerine çıkartılır, “mucize çocuk” olarak lanse edilir ve fazlasıyla övülürdü. Dindar kesimler tarafından “sırtında Allah yazan çocuk” gibi bir damgayla damgalanır, dünyanın dört bir yanından gelen insanların görmesi için günaşırı görücüye çıkartılırdı. Öte yandan, seküler kesimler tarafından da “ya babası öğretmiş çocuğa birkaç kelime, çok abartılıyor” denilerek Filozof Atakan’ın ününü tam aşacakken “kendini bozar” yorumlarına dayanamayarak kendini bozardı.
İsa bugün doğsaydı; yanındaki arkadaşlarının yanında yiyip içmekten imtina ettikleri şeyleri bileceği için ortamlarda “ölücü” ilan edilir ve muhtemelen arkadaşları tarafından “sana mı çalışıyoruz be kardeşim” denilerek mangallara çağrılmaz, sosyal bir izolasyona mahkum olurdu.
İsa bugün doğsaydı; ilk mucizelerini sergilediği zamanlarda eniştesinin zorlamasıyla televizyondaki yetenek programlarına katılır, “yok artık” nidaları eşliğinde ölü olan kuşları uçurur, sahnenin tepesinden sofra indirirdi. Ne var ki gösterinin ardından “kesin ip var” eleştirilerinden sebep oylamayı geçemez ve şöhretten mahrum kalırdı.
İsa bugün doğsaydı; vücudunu meshettiği insanların iyileşmesinden dolayı internette meşhur olur, ardından herkes için hayat değiştirici olabilecek –hatta belki çok satanlarda ilk dört sıraya çıkabilecek- bir kitap yazar, kim bilir belki bir Victoria’s Secret meleğiyle sevgili olur ve çift hakkında magazin programlarında bol bol “kitabının reklamını yapıyor” yorumlarına cevaben “sen benim babamı hiç Google’ladın mı?” gibi bir çıkış yapardı.
İsa bugün doğsaydı; anlattığı metaforik hikayelerden etkilenen bir arkadaşının tavsiyesiyle Youtube kanalı açar ve belki de yeni bir Sunay Akın olurdu. Videolarda anlatacağı hikayelerde kullandığı Karadeniz ağzı,sert mizacı ve garip üslubu dikkat çeker, milyonlarca kez izlenirdi. Tabii bu şöhret dört bir yanda yankılanır, hemşehrilerin bulunduğu Facebook gruplarında veya Whatsapp’taki geniş aile gruplarında sık sık paylaşılırdı. Şöhreti yakalamaya çok yaklaşmış olan İsa sonuna kadar savaşır, gündüz kuşağı programlarında tezgahta “kıymasız lahmacun” yapımını anlatan bir aşçının yanında bir hikaye anlatması istenirdi.
İsa bugün doğsaydı; kitap yazmak veya Youtube kanalı açmak gibi işlerden parayı kıramadığı takdirde üniversite sınavına hazırlanır, bir Tıp bölümünü kazanır ve aylık 1000$ kazanmak için canhıraş bir şekilde TUS’a çalışırdı. Eğer TUS’a çalışırken Concerta bağımlısı olup “kendini bozmazsa” hasbelkader bir yere atanır ve görme engelli hastalar için özel tedavi metotları geliştirirdi. Ancak ne var ki gözü açılan hastalar memleketin hâlini görünce “senin uygulayacağın tedaviyi” diyerek hastane koridorlarında İsa’ya şiddet uygularlardı. Haber programlarına yüzünde bandajlarla ve vücudunda sargılarla çıkan İsa’nın çekim sırasında kadraja yürüyerek girmesi istenir, bu sırada hadise anlatılır ve İsa aldığı darbelerin izini gösterip davacı olacağını söylerdi.
İsa bugün doğsaydı; Tanrıdan haber getirdiği iddiasında bulunurken sarf edeceği “Ben kralım” sözü yüzünden kendisine dava açılırdı. İsa, kendimi ben savunacağım diye avukat tutmaz; anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan dolayı yargılanırken “Benim krallığım bu dünyada değil” savunması da fayda etmez ve muhtemelen ömür boyu hapse mahkum edilirdi. Halbuki İsa taşlanan bir kadın için “Taş atmayan kalmasın” diyerek bir kadın cinayetine iştirak etmiş olsaydı iyi hâlden dolayı cezai indirimden faydalanır ve mevcut kanunlar sayesinde cezaevine girmezdi.
İsa bugün doğsaydı; öğretisini anlattığı takipçilerinin yalnızca biri tarafından değil on ikisi tarafından da ispiyon edilir ve yukarıdaki suçtan dolayı yakalanırken havarilerinin “vallahi mobilya takımı alacağız, çocuklar okula başlayacak, yengen seninle gezmeme zaten kızıyordu” ve benzeri yorumlarını esefle kınardı.
İsa bugün doğsaydı; taşıdığı sevgi dolu yüreğe rağmen damarlarından irin akan bu toplumdan bütün benliğiyle tiksinir ve henüz göğe çıkmadan toplum adına duyduğu utanç sebebiyle yerin dibine girerdi…
İsa bugün doğsaydı; annesi Meryem muhtemelen mahallenin namus bekçisi olan kocakarılar tarafından pencere pervazlarında hunharca kınanır ve susma orucunu tamamlayamadan insanlarla ağız dalaşına girer ve hatta belki karakolluk olurdu.
İsa bugün doğsaydı; babası Yusuf mahallenin çok bilmiş ağabeyleri tarafından başkasından hamile kalan bir kadınla evlendiği için ayıplanır, marangoz olarak iş alamaz ve hatta kahvehaneye gidip birkaç el kart oyunu bile oynayamazdı.
İsa bugün doğsaydı; çocukken konuştuğu için televizyon kanallarının haber bültenlerine çıkartılır, “mucize çocuk” olarak lanse edilir ve fazlasıyla övülürdü. Dindar kesimler tarafından “sırtında Allah yazan çocuk” gibi bir damgayla damgalanır, dünyanın dört bir yanından gelen insanların görmesi için günaşırı görücüye çıkartılırdı. Öte yandan, seküler kesimler tarafından da “ya babası öğretmiş çocuğa birkaç kelime, çok abartılıyor” denilerek Filozof Atakan’ın ününü tam aşacakken “kendini bozar” yorumlarına dayanamayarak kendini bozardı.
İsa bugün doğsaydı; yanındaki arkadaşlarının yanında yiyip içmekten imtina ettikleri şeyleri bileceği için ortamlarda “ölücü” ilan edilir ve muhtemelen arkadaşları tarafından “sana mı çalışıyoruz be kardeşim” denilerek mangallara çağrılmaz, sosyal bir izolasyona mahkum olurdu.
İsa bugün doğsaydı; ilk mucizelerini sergilediği zamanlarda eniştesinin zorlamasıyla televizyondaki yetenek programlarına katılır, “yok artık” nidaları eşliğinde ölü olan kuşları uçurur, sahnenin tepesinden sofra indirirdi. Ne var ki gösterinin ardından “kesin ip var” eleştirilerinden sebep oylamayı geçemez ve şöhretten mahrum kalırdı.
İsa bugün doğsaydı; vücudunu meshettiği insanların iyileşmesinden dolayı internette meşhur olur, ardından herkes için hayat değiştirici olabilecek –hatta belki çok satanlarda ilk dört sıraya çıkabilecek- bir kitap yazar, kim bilir belki bir Victoria’s Secret meleğiyle sevgili olur ve çift hakkında magazin programlarında bol bol “kitabının reklamını yapıyor” yorumlarına cevaben “sen benim babamı hiç Google’ladın mı?” gibi bir çıkış yapardı.
İsa bugün doğsaydı; anlattığı metaforik hikayelerden etkilenen bir arkadaşının tavsiyesiyle Youtube kanalı açar ve belki de yeni bir Sunay Akın olurdu. Videolarda anlatacağı hikayelerde kullandığı Karadeniz ağzı,sert mizacı ve garip üslubu dikkat çeker, milyonlarca kez izlenirdi. Tabii bu şöhret dört bir yanda yankılanır, hemşehrilerin bulunduğu Facebook gruplarında veya Whatsapp’taki geniş aile gruplarında sık sık paylaşılırdı. Şöhreti yakalamaya çok yaklaşmış olan İsa sonuna kadar savaşır, gündüz kuşağı programlarında tezgahta “kıymasız lahmacun” yapımını anlatan bir aşçının yanında bir hikaye anlatması istenirdi.
İsa bugün doğsaydı; kitap yazmak veya Youtube kanalı açmak gibi işlerden parayı kıramadığı takdirde üniversite sınavına hazırlanır, bir Tıp bölümünü kazanır ve aylık 1000$ kazanmak için canhıraş bir şekilde TUS’a çalışırdı. Eğer TUS’a çalışırken Concerta bağımlısı olup “kendini bozmazsa” hasbelkader bir yere atanır ve görme engelli hastalar için özel tedavi metotları geliştirirdi. Ancak ne var ki gözü açılan hastalar memleketin hâlini görünce “senin uygulayacağın tedaviyi” diyerek hastane koridorlarında İsa’ya şiddet uygularlardı. Haber programlarına yüzünde bandajlarla ve vücudunda sargılarla çıkan İsa’nın çekim sırasında kadraja yürüyerek girmesi istenir, bu sırada hadise anlatılır ve İsa aldığı darbelerin izini gösterip davacı olacağını söylerdi.
İsa bugün doğsaydı; Tanrıdan haber getirdiği iddiasında bulunurken sarf edeceği “Ben kralım” sözü yüzünden kendisine dava açılırdı. İsa, kendimi ben savunacağım diye avukat tutmaz; anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan dolayı yargılanırken “Benim krallığım bu dünyada değil” savunması da fayda etmez ve muhtemelen ömür boyu hapse mahkum edilirdi. Halbuki İsa taşlanan bir kadın için “Taş atmayan kalmasın” diyerek bir kadın cinayetine iştirak etmiş olsaydı iyi hâlden dolayı cezai indirimden faydalanır ve mevcut kanunlar sayesinde cezaevine girmezdi.
İsa bugün doğsaydı; öğretisini anlattığı takipçilerinin yalnızca biri tarafından değil on ikisi tarafından da ispiyon edilir ve yukarıdaki suçtan dolayı yakalanırken havarilerinin “vallahi mobilya takımı alacağız, çocuklar okula başlayacak, yengen seninle gezmeme zaten kızıyordu” ve benzeri yorumlarını esefle kınardı.
İsa bugün doğsaydı; taşıdığı sevgi dolu yüreğe rağmen damarlarından irin akan bu toplumdan bütün benliğiyle tiksinir ve henüz göğe çıkmadan toplum adına duyduğu utanç sebebiyle yerin dibine girerdi…