Bu yazı aslında hayata gözlerini yuman yüzlerce ülkücü adına yazılmış bir yazıdır.
Bünyamin Erdal’ı kaybettik, İsveç Türk Federasyonun genel başkanlarından ve dünyanın öbür ucunda teşkilatın kurucularındandı.
İsveç gibi sosyal demokratların kalesi olan ülkede, hem aşırı solcular hem de PKK’nın üst düzey yöneticilerinin yaşadığı ülkede ülkücü olmanın ne kadar zor olduğunun da bilincinde olmak gerekiyor.
Bünyamin Başkanı ortaokul birden beri tanırım, ilkokulu köylerinde okumuş ve ortaokulu okumak için ilçeye yerleşen bir arkadaşımızdı. Yürekli ve cesur bir arkadaştı, orta okulda girmişti mücadeleye, bizim ilçede Kürtçüler yoğun olarak yaşadığı için, mücadele de çok çetin olur ve herkes kendini belli ederdi.
Babası ve ailesi zengindi, kalabalık bir aileden geliyordu. Üstelik ailesinde eğitimli insan çoktu, birçoğu sol görüşlüydü.
Bünyamin tam bir ülkücü duruşu olan okulun en ciddi talebelerindendi, sık sık öğretmenlerle kavga eder ve onların propaganda yapmasını engellemeye çalışırdı, boylu biri olduğu için de öğretmenler bayağı kendisinden çekinirdi.
Erken evlenerek İsveç’e gitti.
12 Eylül’den sonra ilçeye her geldiğinde mutlaka teşkilata maddi imkanları elverdiği kadar yardım ederdi.
Bünyamin Başkan Bulgaristan’dan kaçarak İsveç’e yerleşen Türklerin kaldığı ilticacı kamplarını ziyaret eder ve onlara maddi imkanlarını dökerdi.
Bünyamin Başkan iyi bir ticaret insanıydı, bir ara İsveç’te dört tane “pizza” dükkanı vardı ve bu işte çok başarılıydı.
Her seçim öncesi ilçe teşkilatı Bünyamin başkanın getireceği parayı bekler, ona göre harcama yapardı.
MHP’nin ilk defa ilçenin belediye başkanlığını kazandığı seçimde iki ay beraber çalışmıştık, onun maddi ve manevi desteği azımsanamayacak kadar çoktu.
Azerbaycan’da Karabağ olaylarından kaçan Türklerin her şeyiydi, onlara çok maddi yardımlarda bulunmuştu.
Kazandığı kadar da harcardı, önceliği hep Ülkücüler olurdu.
İstanbul’da şehit edilen “Öğütçü”kardeşlerin ailesine evin alınmasında iyi bir yardımda bulunmuştu. Benim bildiğim birçok ülkücü öğrenciye burs vermişti.
Her yerde olduğu gibi bazı şeyleri eleştirdiği için, kurucusu olduğu İsveç teşkilatına giriş yasağı konmuştu..
O da bir vakıf kurarak (İsveç Kululular Vakfı) hizmet etmeye devam etmişti.
Hayatında ülkücü harekete hiçbir maddi ve manevi katkısı olmadığı gibi, 20 yıldır sigarasını bile teşkilata aldıranlar, onun için çok sevdiği, kurduğu teşkilata giriş yasağı koydurmuştu.
Bünyamin Başkan ömrü boyunca harekete hizmet etti, onun önceliği hep ülkücülüktü, hiçbir zaman ülkücülükten geçinmedi, aksine ülkücülüğe ve ülkücülere yardımlarda bulundu.
İsveç'te Stokholm’de yapılan minareli camide, o dönemin Bayındırlık Bakanı Koray Aydın Bey’le beraber çok emekleri vardı.
Aslında bir ülkücünün ardından derken; dünyanın dört bir yanında kendi çapında, Türk milletine hizmet etmekle yanıp tutuşan, nice yiğit ülküdaşlarımızın olduğunu biliyorum..
Bünyamin Başkan da onlardan biriydi.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun...
Ülkücü hareketin ve milletimizin başı sağolsun.
Habib Yalçın