1552 yılının 15 Ekim tarihi Kazan Tatarları için bir kaygı günüdür. Bu olay tarih sayfalarına, şehitlerin kanı, dul ve yetimlerin gözyaşı ile yazılan bir tarihtir. Kazan Hanlığı tarihinde Süyümbike1 Hanbike’nin önemli bir rolü ve bağımsızlık bağlamında büyük katkısı bulunmaktadır.
Süyümbike (1519–1557), Nogay Hanı Yusuf Mirza’nın kızıdır. Süyümbike 1533 yılında tarihçi Hadi Atlasi’nin (1876–1938) tabiriyle “Ruslar tarafından kullanılan, ulusal şuurdan yoksun kişi” olan Can Ali Han ile evlenmiştir. Süyümbike’nin babası Yusuf Han, millî şuuru yüksek olan bir şahsiyettir. Kızını Rus yanlısı Can Ali ile evlenmesine razı gelmesinin birkaç millî ve siyasi nedeni olduğunu söylemek mümkündür. İlk neden, millî şuuru yüksek olan Süyümbike’nin millilikten yoksun olan Can Ali’ni etkileyeceği ve kendi taraflarına çekebileceği düşüncesidir. Diğer neden ise, Altın Ordu Devleti’nin çöküşünden sonra paramparça olan Türk Dünyası’nı tekrar tek çatı altında toplayarak birleştirmek ve Ruslara karşı birlikte direnmektir. Yusuf Han’ın Türkleri birleştirme fikri bir yere kadar işe yaramış, o dönem Kazan-Nogay-Kırım gruplarını tek çatı altında toplamayı başarmıştır. Dillere destan güzelliğiyle etrafa nam salan Süyümbike, asaleti, zekâsı ile de Kazan Hanlığı’nın en sevilen, en sayılan ve en cesur kadını olmuştur. Zengin, fakir ayırt etmeden herkese eşit davranan Süyümbike, o gün bugündür Kazan Tatar Türklerinin kalbindedir.
1535 yılında Kazanlılar Can Ali Han’a karşı ayaklanmış ve bunun sonucunda 25 Eylül 1535 tarihinde Can Ali Han kendi halkı tarafından öldürülmüştür.2 Can Ali’nin ölüm haberini alan Safa Giray Kazan’a geri dönmüş, Kazan Hanlığı tahtına ikinci kez oturmuş ve gelenek gereği dul kalan Süyümbike ile evlenmiştir. 1549 yılının Mart’ın Safa Giray Han aniden ölmüştür. Böylece, Kazan hansız, Süyümbike dul, Ötemiş Giray ise yetim kalmıştır. Safa Giray’ın ölümünden sonra hanın oğlu Ötemiş Giray (1546–1566) han ilan edilmiştir. Ancak Ötemiş henüz 2 yaşında olduğundan devlet işlerine Süyümbike bakmıştır.
24 Kasım 1549 tarihinde Moskova’dan yola çıkan Rus askerleri 14 Şubat 1550 tarihinde Kazan şehrini kuşatmıştır. Sayısı 150 bin olduğu tahmin edilen Rus birliği Kazan’ın üstüne topla saldırmış, ancak Kazanlıların azimli direnişi ile karşılaşan Ruslar geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Başkurt asıllı tarihçi ve devlet adamı Z. V. Togan’a (1890–1970) göre, bu korkunç anlarda gayretli ve akıllı kadın olan Süyümbike, kalenin üstüne çıkarak savaşı yönetmiştir.
16 Mayıs 1551 tarihinde Kazan bir kez daha Rus askerleri tarafından abluka altına alınmıştır. O dönem Kazan’ın iç vaziyeti karışık olmuş, Kırım mirzaları ile Kazan mirzaları arasında anlaşmazlık artmıştır. Kazan mirzaları Ruslarla barış, Kırım mirzaları ise savaş istemektedir. Kazanlılar çoğunlukta olduğundan, Kırımlılar sözlerini geçirememiş ve 300 Kırımlı şehirden ayrılmıştır. Nokrat boyunda Ruslarla karşılaşan Kırımlıların büyük çoğunluğu öldürülmüştür. Kırımlıların gitmesiyle Kazan mirzaları IV.İvan’a barış isteğiyle elçi göndermişlerdir. Kazanlılar, Rus yanlısı Şah Ali’nin Kazan hanı olmasına razı olmuşlardır. Şah Ali’nin Kazan tahtına oturması Kazan’ın Moskova itaatine girdiği anlamını taşımaktadır. IV.İvan Kazan’ın ele geçirileceğinin ne kadar kolay olacağını tahmin etse de bu olayı biraz erteleyip barışı kabul etmiş ve 3 şartını belirtmiştir:
1. Rus vatandaşlığını kabul eden Çirmeş, Mordva ve Çuvaşların toprağı Moskova mülkü sayılacak;
2. Rus esirlerinin tamamı salıverilecek;
3. Süyümbike, oğlu Ötemiş Giray ve taraftarları esir olarak Moskova’ya gönderilecek.
11 Ağustos 1551’de Kazan’ın son hanbikesi Süyümbike oğlu Ötemiş Giray’la Tatar hainleri tarafından Korkunç İvan’a teslim edilmiş, bu da Tatarlar için sonun başlangıcı olmuştur. Moskova’ya geldikten sonra annesinden ayrılan Ötemiş 6 Ocak 1553 tarihinde Çudovo Manastırı’nda vaftiz edilmiş ve adı Aleksandr olarak değiştirilmiştir. Ötemiş uzun yaşamamış 11 Haziran 1566 tarihinde 20 yaşında ölmüş ve hükümdar ailesinin üyeleri yanına Arhangelsk Katedrali’nde toprağa verilmiştir. 5 Eylül’de Moskova’ya getirilen Süyümbike, 8 ay sonra Şah Ali’ye verilmiştir. Süyümbike ömrünün kalan kısmını hiç sevmediği hatta nefret ettiği birisi ile geçirmek zorunda kalmıştır. 1557 yılında hayatını kaybeden Süyümbike’nin mezarının nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir. Kasım şehrinde bulunan Şah Ali mezarının bulunduğu yerde isimsiz bir kabir bulunmaktadır. İşte o mezarın Süyümbike’nin mezarı olduğu tahmin edilmektedir.
Günümüzde Tataristan’ın başkenti Kazan’da Kazan Hanlığı’nı andıran bir yapı bulunmaktadır. Kazan’a gelen herkesin dikkatini çeken bu yapı, Kazan Hanlığı’nın kahraman hanbikesi Süyümbike’nin adını taşıyan bir minaredir. Süyümbike Minaresi’nin diğer adı “Han Mescidi”dir. Bu minarenin ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte, minareye Süyümbike adının kim tarafından verildiği de meçhuldür. Kazan Tatarları çok sevdikleri hanbikelerinin adını ebedileştirmek istemiş olmalıdır ki, halkın kalbindeki isim bu yapıda bugün de yaşamaktadır. Süyümbike Minaresi ile ilgili bir rivayete göre, Süyümbike Korkunç İvan’ın eline geçmemek için bu minareden atlamıştır. Kazan Kalesi’nin en yüksek yerinde kırmızı tuğladan inşa edilen yedi katlı bu minare Kazan’ın süsü ve simgesidir. Çarlık Rusya’sı döneminde Süyümbike Minaresi’nin tepesinde dönemin simgesi olan çift başlı kartal takılı olmuştur. 1917 yılında Çarlık Rusya’sının simgesi indirilmiş ve Sovyetlerin vaat ettiği ay simgesi 1918 yılında minarenin tepesine takılmıştır. Ancak “milliyetçiliğe”, “Sultan Galiyevciliğe karşı” mücadeleye başlandığı yıllarda ay tekrar sökülmüştür (1929). 1990’lı yıllarda Sovyetlerde yaşanan değişimlerin bu minareyi de kapsadığını söylemek gerekir. 25 Eylül 1990’da ay sembolü tekrar minareyi süslemeye başlamıştır.
Kahraman Türk kadını Süyümbike’nin hayatı ve hazin sonu halk edebiyatında, ressam, şair ve yazarların eserlerinde hayat bulmuştur. Kazan Tatarları başta olmak üzere Türkiye’de de Süyümbike’yi konu edinen eserlere rastlamak mümkündür. M. Kaya’nın “Kazan Melikesi Süyüm Bike” (1964), İ. V. Nevruzhan’ın “Süyüm Bike” (İstanbul 1984, Çallı 1992), M. Oğuz’un “İlk Hançer” (Ankara 1985), R. Batulla’nın “Süyümbike” (Kazan 1992), M. Hebibullin’in “Süyümbike Hanbike ve İvan Groznıy” (Kazan 1996), R. Hamit’in “Han Kızı” (Kazan 1995), H. Doğan’ın “Siyün Bike – Moskova Önlerinde Talihsiz Bir Türk Sultanı” (İstanbul 1999) gibi oyun ve romanlar bunlardan bazılarıdır. Kazan Tatarlarının bağımsızlık simgesi Süyümbike eserlerde ve Türk milletinin kalbinde ebediyen yaşayacak ve yaşatılacaktır!
Roza Kurban
1. Süyümbike, Kazan Tatar Türkçesinde Söyémbike şeklinde yazılmaktadır.
2. Bazı kaynaklara göre, Can Ali Han Eski Kazan şehrine gönderilmiş ve çok geçmeden hastalanarak ölmüştür.