Kullanılma Telaffuzu bile iğrenç
***
Sözü dolandırmayalım. Ülkücülük bir irade beyanıdır. İmandır, mücadele azmi ve cesaretidir. Ülkücü kullanılmaz. Kullanıldıysa kendi derdine yansın. Ülküsünü ve ülkücülüğünü sorgulasın, ülkücülüğü değil… Biz Türklüğün bekası için mücadele ettik. Mücadelemiz doğruydu. Karşımızda bizi yok etmeye çalışan insanlar vardı. Kendimizi savunduk. *** Ülkücü Hareket 60’lı ve 70’li yılların küresel ölçekli mücadelesinden soyutlanamaz. Bu mücadelede elbette işbirliği yaptık. Devlet(!) içindeki belirli yapılar bizi desteklerken, belli bir kesimi de kösteklemeye çalıştı. Polisinden, hakimine ve ‘teşkilât’ına kadar her kurum çalışanı dünya görüşüne göre konumlandı. Bizi koruyan polisler de oldu, işkenceden geçirenler de. Kimi hakimler acımasız cezalar kesti, kimisi olabilecek en hafif cezayı verdi. Demem o ki karşımızda homojen bir devlet(!) olmadı. Orada da ekipler mücadelesi varmış demek ki. *** O dönemin sıcak ortamında, gencecik çocukların, yukarıda bahsedilen parçalı yapının kurbanları olmamaları imkânsızdı zaten. Elbette içimizden bilgi sızdıran ispiyoncular ve provoke eylemleri yönlendiren ajanlar olmuştur. Bunda şaşıracak ne var? Sol hareketleri Türkiye için zararlı gören, özünde Türk milliyetçisi olan ‘teşkilât’ mensuplarının varlığı da şaşırtmamalı bizleri. Böylesi bir durum ‘kullanılmış’ olmayı gerektirmez… *** Dün dünde kaldı. Fakat bugün de yarın da devlet(!) içindeki parçalı yapı hareketi etkilemeye devam edecek. Onun için düne takılıp kalmadan bugünün ve yarının tedbirlerini almalıyız. Benim basit bir yaklaşımım var: Hareketi gizli güçlerden korumak istiyorsak, gizli kapaklı işlerin içinde olmamalıyız. Harekette aydınlanmamış tek bir nokta kalmamalı. Bunun yolu da içselleştirilmiş bir parti içi demokrasi, kesin kurallara bağlanmış ilkeler ve meşruiyetten taviz vermeyen bir mücadele yöntemi… Elbette böylesi bir yapının hareketi ‘steril’ bir hale getireceğini iddia ediyor değiliz. O zaman da içimize görevli sızacak büyük ihtimalle. Ancak talimat veremeyecek, alınan kararları etkilemeye çalışacaktır en kötü ihtimalle… Bu da hayatın gerçeği… *** Başa dönelim… Kullanılmak; iradenin teslimidir. Kullanılmak, salt talimatla hareket etmektir. Kullanılmak, talimat alanların emirlerini kayıtsız şarttsız yerine getirmektir. Kullanılmak; ilkesiz, ölçüsüz, fikirsiz olarak adamcılık yapmaktır… Ülküsü olan kullanılmaz bu sebeple… Bilerek kendini feda eder belki fakat asla kullanılmaz… Bazı arkadaşlar yaptıkları fedakârlık sonucu bedel ödemelerini ‘kullanılmak’ şeklinde adlandırıyorlarsa öncelikle kendilerine haksızlık yapıyorlar demektir.