Altay Kartalı: Osman Batur

TAKİP ET

Doğu Türkistan'ın bağımsızlık liderlerinden Osman Batur Türkistan'ın Köktogay bölgesi Öndirkara mevkiinde doğmuştur. Kaynaklara göre Kazakların Orta Cüz-Kerey-Abak Kerey-Cantekey-Molkı-Aytuvgan boyuna mensuptur. Babası İslâm Bey, annesi Ayça (Kayşa) Hanım’dır.

İlk gençlik yıllarında doğduğu topraklarda aldığı dini derslerin yanı sıra Böke Batur'un sayesinde savaşmayı ve bağımsızlık için mücadele etmeyi öğrenmiştir.

İlk direniş hareketine 12 Şubat 1940’ta Sarıtogay’da Akit Hacı Camii’ne yapılan saldırılar üzerine İris ve Esim Han liderliğinde Çinlilere karşı başlatılan protestolarda yer alarak başlamıştır. Çinlilerin baskısına rağmen silah bırakmayarak tarihe geçen sözlerini bu direniş esnasında söylemiştir: “Bugün silâh veren yarın canını da verir, istiyorlarsa gelip alsınlar!

Bu hareketin sonrasında Osman Batur'un dağa çıkarak sistemli bir direniş örgütleme çabaları Çinlilerin yoğun tepkisini doğuracağı düşüncesinden dolayı ilk başlarda yöre halkı tarafından olumlu karşılanmamıştır. Fakat sonrasında yaşanan olaylar neticesinde halk nezdinde destanlaşan bir sembol haline gelen Osman Batur 1940'ın ortalarından itibaren büyüyen direniş hareketinin lideri haline gelmiştir.

Çin'in Urumçi bölgesinde maden arama izni verdiği Rusların bölgeye gelmesi ile Osman Batur öncülüğünde başlayan isyan hareketi ile Altay'da birçok Rus'un kurşuna dizilmesi bölgede ses getiren hareketlerinin başlıcalarındandır. Çinliler ve Ruslara karşı başlattığı bağımsızlık hareketinin lideri olan Osman Batur'a karşı yoğun uğraşlara giren Rus ve Çin kuıvvetlerini her seferinde mağlup ederek ailesi ve kardeşlerinin de içinde bulunduğu direniş kuvvetlerine katılımın artmasını sağlamıştır.

Sonraki dönemde artan Çin baskıları ile mücadele etmek amacıyla 1942’de Moğolistan ve Sovyetler Birliği’nden yardım alan Osman Batur, Mart 1942’den Nisan 1943’e kadar hükumet askerlerine baskın yaparak düşmana büyük zayiat vermiştir. Bu hüsranın intikamını almak isteyen Çinli kuvvetlerce Osman Batur'un oğulları ve kızları Çin hapishanelerine atılmış, erkek kardeşi Delilhan İslamoğlu ise aynı yıl katledilmiştir.

1943 yılı baharından itibaren Rusya, Çin'e karşı bağımsızlık mücadelesi veren Osman Batur'u ve ihtilâlcileri desteklemeye karar vermiştir. Bu desteğin katkıları ile birlikte Osman Batur, Çin'e karşı Haziran ayından sonra birçok zafer kazanmıştır. 1944 yılına değin devam eden savaşlarda Çin'e karşı elde ettiği başarılar sayesinde Hür Altay / Erikti Altay teşkilât divanı 22 Haziran 1943’te Bulgun’da yaptığı bir törenle Osman’a “Han” rütbesi ve kahramanlıklarından dolayı “Batur” unvanını vermiştir. Bu ünvanın kendisine verilmesi ile kazandığı diplomatik güç sayesinde daha sert direniş gösterme imkanı bulan Osman Batur Moğolistan Devlet Başkanı Çoybolsan’a heyetler gönderip silâh alımı konusunda anlaşmaya varmıştır. Sonrasında artan çatışmalarla birlikte kuvvetleri organize halde tutan sembol lider Osman Batur'a aynı kurul tarafından "başkomutanlık" ünvanıda verilmiştir.

Çin'in Doğu Türkistan direnişi karşısında sürekli yenilgiler alması ile Çin birliklerinin boşalttığı yerler Osman Batur’un kontrolüne geçmiştir. Yeni kazanılan bölgelerle güç bulan direniş hareketinin yaptığı toplantılar neticesinde 16 Nisan’da düzenlenen toplantıda bağımsızlık elde edilinceye kadar mücadeleye devam edileceği açıklanmıştır.

Açıklanan bu bildiri ile kuvvetlerin çatışmalarda gösterdiği başarıların aynı döneme denk gelmesi ordunun moralinin yüksek tutulduğunu göstermektedir. Haziran ayında savaş Altay’ın diğer bölgelerine de yayılmıştır. Art arda mağlup edilen Çinlilere ağır darbeler vuran Doğu Türkistan Direniş Ordusu Çinli kuvvetlerin zayıflamasından istifade etmek için Urumçi idaresi Altay’a kesin taarruz yapmayı kararlaştırmıştır. İki taraf arasında muhtemelen temmuz ayında vuku bulan savaşlar on beş gün kadar sürmüş ve Çin askerî birlikleri geri çekilmek zorunda kalmıştır. Osman Batur’un Altay’daki başarıları Doğu Türkistan’ın diğer bölgelerinde de etkisini gösterince İli'de (Kulca) Ali Han Töre liderliğinde büyük bir ayaklanma başlamıştır. Bu hareketin başarıya ulaşmasıyla Kulca (Gulca) Doğu Türkistan Cumhuriyeti kurulmuş ve Ali Han cumhurbaşkanlığına getirilmiştir.

Kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti'ni ilk tanıyanda Osman Batur olmuştur. Ardından bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyeti tarafından Osman Batur 7 Ekim 1944’te Kulca idaresi tarafından Altay valiliğine tayin edilmiştir. Bunun üzerine Çinliler, Osman Batur’un on sekiz yaşındaki kızı Kabiyra ile on dört yaşındaki oğlu Baydolla’yı anneleri Mamey’in gözü önünde hunharca katletmişlerdir. On bir yaşındaki oğlu Kariy ve dokuz yaşındaki kızı Sapiyan’ı da 20 m. derinliğindeki bir kuyuya attıldığı haberinin Osman Batur'a ulaşması kendisii derin bir hüzün kaplamıştır.

Çin'in zalimce artan baskıları karşısında güç bulan Osman Batur 1945’te Uluttu Korgav Uyumu’nu (Ulusu Koruma Teşkilâtı) kurmuştur. Ardından 6 Eylül’de yapılan bir törenle Altay halkının savaşı kazandığı ilân edilmiştir. Hemen sonrasında Moğolistan ve Sarsümbe’deki Rus konsolosu, Osman Batur’u tanıdıklarını bildirmiştir.

Kazanılan zaferler neticesinde Doğu Türkistan Millî Ordusu’nun Manas’a gelmesi üzerine Çin askerleri ateşkes ilân edince İli liderleri elçilerini Urumçi’ye göndermiştir. Barış görüşmeleri 14 Eylül’de başlamıştır. Müzakereler neticesinde Çin ve Kulca hükümetleri arasında anlaşma imzalanmış (2 Ocak 1946) fakat 1946’da Ali Han Töre’nin ortadan kaybolması üzerine karışıklıklar alevlenmiştir. Aynı dönemde hükümete karşı olan güvensizliği yüzünden Osman Batur, bütün görevlerinden alınınca Kulca ile irtibatını kesmiştir. Görevlerinden alındıktan sonra eylülde Tayankol’a yerleşmiştir.

Ertesi yıl Doğu Türkistan, Komünist Çin işgaline uğrayınca Osman Batur, Milleti Yükseltme Cemiyeti’ni kurmuştur ve yeniden direniş hareketlerini örgütlemeye başlamıştır. Fakat aynı zamanda gelişmelerden rahatsız olan Doğu Türkistan’daki Türk liderleri düzenledikleri bir toplantıda dış ülkelere göç etmeye karar vermiştir. sman Batur ise komünist birliklerine karşı altı ay kadar gerilla savaşını devam ettirmiştir. 26 Eylül 1949’da Genel Vali Burhan Şehidî ve kumandan Tao ülkenin savaşsız Komünist Çin’e teslim edildiğini ilân etti. Çin karşısında tutunamayacağını anlayan Osman Batur yanında kalan az sayıda adamıyla birlikte 28 Ağustos 1950’de Makay’a çekilmiştir.

Çin Komünist birlikleri ise Doğu Türkistan'da direnişin zayıflaması neticesinde Osman Batur’un yakalanması için 8. Kızılalay’ı görevlendirmiştir. Osman Batur son savaşını yaptığı Kayız’da 17-18 Şubat gecesi Çin Kurtuluş Ordusu’na esir düşmüştür. 21 Şubat’ta Dunkuang’a, oradan 16 Mart’ta Urumçi’ye götürülmüştür. Ağır işkencelerden sonra idama mahkûm edilmiş ve idam kararı infaz edilmeden önce Urumçi sokaklarında dolaştırılmıştır. Kızı Azapay’ın da esir olarak çalıştırıldığı bir elbise imalâthanesine götürülmüştür. 29 Nisan’da kurşuna dizilmiş ve şehit edilmiştir. Doğu Türkistan’ın hürriyet ve istiklâl mücadelesinde Osman Batur’un seçkin bir yeri vardı

osman batur doğu türkistan altay kartalı çin rusya çkp doğu türkistan direniş ordusu hür altay erikli altay çoybolsan ali han töre gulca ili Kabiyra baydolla mamey kariy sapiyan Uluttu Korgav Uyumu sarsümbe