Bahçeli: CHP Artık HDP'dir, HDP Zaten PKK'dır, İP İle CHP de PKK'nın Mandası Altına Girmiştir

TAKİP ET

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli muhalefeti sert sözlerle eleştirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun HDP'yi Kürt sorununda meşru muhatap olarak gördüğüne ilişkin açıklamalarının ardından başlayan tartışmalarda Devlet Bahçeli Kılıçdaroğlu'nu "HDP’yi meşru organ görmek demek, PKK’yı muhatap almak demektir" sözleriyle hedef almış, Kılıçdaroğlu ise Gaziler Haftası Buluşması'nda gazetecilere verdiği demeçte "O zaman HDP'nin TBMM Başkanvekilliği yaptığı zaman el kaldırıp söz istemesinler" demişti.

Kürt Sorunundan Bahsetmek Vatana İhanettir

Bir kez daha Kılıçdaroğlu'nu ve muhalefeti hedef alan Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Sözde Kürt sorunundan bahsetmek, başka bir ifadeyle Kürt kökenli kardeşlerimi sorun olarak işaretlemek, hatta fişlemek demektir. Bunun adı da vatana ve millete ihanettir. Cumhuriyet Halk Partisi’yle İP’in aynı anda HDP’yi meşru organ görüp sözde Kürt sorunu üzerinden PKK’ya zeytin dalı uzatmaları terörizmin değirmenine su taşıyan bedhahlıktır. Kalbinde vatan sevgisi olup da HDP’nin PKK demek olduğunu bilmeyen, görmeyen, idrak etmeyen yoktur. HDP’yi meşru görmek, meşruiyet kavramına vurulmuş paslı zincirdir. CHP Genel Başkanı tarihi bir yanlışın içindedir. İP yönetimi terörizmin pençesinde güç ve iktidar devşirmenin izindedir.

HDP Zillet İttifakını Kapı Kuluna Çevirmiştir

Anlaşılan odur ki, HDP, zillet ittifakının diğer ortaklarını kapı kulu, siyasi kukla, kürek mahkumu haline çevirmiştir. Oy için, iktidar için, koltuk için, makam için Türkiye düşmanlarının bayatlamış projelerine tutunanları, bununla da kalmayıp kuvveden fiile geçenleri Türk milleti affetmeyecektir. Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin kapatılmasını esas alan davayı görüştüğü sırada, CHP Genel Başkanı’nın sivri çıkışı akılları bulandırmış, kuşkuları arttırmıştır. Zamanlama itibariyle çok manidar olan bir dönemde HDP’yi meşru görmek, meşruiyet çemberine almaya heveslenmek Anayasa Mahkemesi üzerinde fiili baskı kurmak anlamına gelecektir.

Sözde Kürt Sorunundan Bahseden Herkes PKK'nın Yanındadır

Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulu’nun yapıldığı bir tarih aralığında, Cumhurbaşkanımızın isabetli ve küresel vicdanın dikkatini çeken konuşmasının yapıldığı esnada, CHP Genel Başkanı’nın gündem ve güven kirliliğini tetiklemesi, buna İP’in heyecanla iştirak etmesi sadece küstahlık değil, aynı zamanda müptezelliktir. CHP bölücülüğün ve terörizmin siyaset ayağı olmaya HDP’den daha çok yatkın ve meyyaldir.

Sözde Kürt sorununu ifade eden kim varsa PKK’nın yanında hizaya girmiş, bölücülüğün ağzıyla konuşmuş sayılacaktır. Terörist Demirtaş’tan selamsız Babacan’a, serok Ahmet’ten satılmış kalemlere varıncaya kadar Kürt kardeşlerimizi sorun olarak gören ve gösteren güruhun ne vatan sevgisi ne de millet mensubiyeti kalmıştır. Kılıçdaroğlu’nun 'Bu ülkeye barışı dostlarımızla getireceğiz' demesi, adeta Türkiye’de savaş varmış gibi ima ve ihsasta bulunması derin bir yarılma, vahim bir kırılma halidir. Bir başka ifadesinde 'KHK kapsamında görevden alınan herkesi görevlerine iade edeceğim' açıklaması 15 Temmuz’un siyasi dayanağını, FETÖ’ye duyduğu gizli sevdayı deşifre etmekle kalmamış, Pensilvanya’lı caniyle kurduğu dirsek temasını da gözler önüne sermiştir. Bu ülkede bir sorun varsa o da terördür ve ona destek veren siyasi mihraklardır. CHP yönetimi yüz kızartıcı bir haldedir.

Kılıçdaroğlu'nun Yapmak İstediği Etnik Temelde Bölünmedir

Sözde Kürt sorununun çözüm adresi olarak siyaset ve TBMM’nin gösterilmesi ise millet iradesini hain bölücülere lekeletme iştahı ve iştiyakıdır. Buna da hiç kimsenin hakkı olamayacaktır. Kılıçdaroğlu’nun amacı ve yapmak istediği etnik temelde bölünmedir, terörle mücadeleye kast etmektir, küresel bir senaryo çerçevesinde sözde Kürdistan’ın kuruluş temellerine harç karmaktır.
Terör örgütünün darbe üstüne darbe yediği bir dönemde HDP’yi meşru ilan etmek PKK’ya el uzatmak, kol kanat germek, mücadele kararlılığını tartışmaya açmaktır. Zillete düşenler ne yapsa, neyi söylese boştur, bölücü terörün kökü kazınmalı, bir daha doğrulmamak üzere beli kırılmalıdır. Terörle mücadelenin adresi de vatanımızın her köşesi, mücavir topraklarda tehdit saçan her kaynaktır. Zillet ittifakının dile getirdiğinin aksine siyasette konuşmakla vakit kaybedilmeden; dağda, ovada, şehirde hainlerin başı ezilerek devletin hükmü şahsiyetiyle ve milletimizin haysiyetli duruşuyla teröristlere ezici cevap verilmelidir.

Kılıçdaroğlu HDP'nin Girdabında Boğulacaktır

Kılıçdaroğlu, HDP’nin girdabında boğulacaktır. CHP yönetimi PKK’nın ve FETÖ’nün tuzağında kaybolacaktır. İP teslimiyetçi ve HDP’yi Kürt siyasi hareketi gören siyasi pespayeliğinin bedelini millet nezdinde ödeyecektir. Türk milleti, bölücülüğü ve kalabalıklaşan siyasi bölücüleri tarihin çöp sepetine fırlatıp; mukadderatına, mukaddesatına ve bin yıllık kardeşlik hukukuna cesaretle sahip çıkacaktır. Kardeşliğimizin ve milli varlığımızın arasına etnik fitne sokmaya ve bu temelde bir ayrışma süreci başlatmaya çalışanlar eninde sonunda pişman olacaklardır.

Milliyetçi Hareket Partisi, hangi etnik kökenden gelirse gelsin Türk milletine ortaklaşa vücut veren bütün vatandaşlarımızı büyük Türk milleti ailesinin ayrılmaz bir parçası olarak bütünüyle kucaklayan bir siyasi anlayışın temsilcisidir. Bin yıldır birlikte yaşadığımız, ortak kardeşlik hukuku ve akrabalık bağları geliştirdiğimiz Kürt kökenli kardeşlerimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit haklara sahip onurlu bireyleridir.

 İP ile CHP PKK'nın Mandası Altına Girmiştir

CHP artık HDP’dir, HDP zaten PKK’dır, nihayetinde İP ile CHP de PKK’nın mandası altına girmiştir. Temel sakatlık etnik bölücülük sorununu Kürt kökenli vatandaşlarımızın tamamını ilgilendiren ve kapsayan bir sorun olarak takdim edilmesi ve ayrıştırıcı bir zeminde çözüm arayışlarına girilmesidir. Türk milleti bu kokuşmuşluğa izin vermeyecektir. Bölücü terörün taleplerini tüm Kürt kökenli vatandaşlarımıza yaygınlaştırmaya çalışmak, PKK’nın bunların tümünün sözcüsü ve temsilcisi olduğu anlamına gelecektir.

Böyle bir yaklaşım Kürt vatandaşlarımızın çok büyük çoğunluğuna yapılacak bir hakaret olacak, buna da herkesten önce Cumhur İttifakı ve MHP karşı çıkacaktır. Emperyalizmin vaatlerle kiraladığı zillet ittifakı tarih önünde, millet önünde, ecdat önünde, şehit ve gazilerimizin huzurunda mutlaka hesap verecektir. Demokratik hesap günü ise uzak değildir."

Ne Olmuştu?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Erdoğan'ı çözüm süreci konusunda İmralı'yı muhatap aldığı için eleştirmiş ve görüşülmesi gereken adres olarak HDP'yi işaret etmişti.

Kılıçdaroğlu "Kemal Kılıçdaroğlu ve İttifakları" belgeselinde yaptığı açıklamalarda "Kürt sorunu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. Devlet dediğiniz kurum gayrimeşru bir organla muhatap olmaz. Erdoğan bunu yaptı. Devleti, İmralı ile muhatap kıldı. Mesela İmralı meşru bir organ değil. Meşru bir organ kimdir? HDP'yi meşru organ olarak görebiliriz. Halkın desteği var" demişti.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ise Kılıçdaroğlu'na Twitter üzerinden verdiği yanıtta "Asla unutulmaması gereken şey demokratik çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı’dır" demişti.

Bunun ardından Temelli'ye yanıt veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çözüm sürecinin yanlış adresle yapıldığı için başarısız olduğunu belirterek sorunun çözümü için TBMM'yi işaret etmiş ve "Bizim için bu konuda tek adres var o da Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Parlamento dışında bir adres yoktur. İmralı da Kandil de muhatabımız değildir. Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşu dahil en kritik sorunlarını Meclis’te çözmüştür. Meclis millet iradesinin Kabe’sidir" demişti.

İYİ Parti adına konuya ilişkin ilk açıklamayı yapan Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ise "Hiç kimse Kürt seçmen kitlesini HDP’nin sadık bendesi olarak görmesin" demiş, Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının ardından Twitter hesabı üzerinden Kılıçdaroğlu'na destek niteliği taşıyan bir açıklama yapan eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Çözümün adresi de doğal olarak TBMM’dir" demişti.

Bunun ardından yazılı basın açıklaması yapan Bahçeli Kılıçdaroğlu'nu "HDP’yi meşru organ görmek demek, PKK’yı muhatap almak demektir" sözleriyle hedef almış, Kılıçdaroğlu ise Gaziler Haftası Buluşması'nda gazetecilere verdiği demeçte "O zaman HDP'nin TBMM Başkanvekilliği yaptığı zaman el kaldırıp söz istemesinler" demişti

Bahçeli CHP Artık HDP'dir HDP Zaten PKK'dır İP İle CHP de PKK'nın Mandası Altına Girmiştir