BM, Soykırımcı Çin'in Tutsak Ettiği Türk Vatandaşı Mevlüde Hilal'in Tutukluluğu İçin 'Hukuki Değil' Dedi

TAKİP ET

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu, 2017'den beri Çin'in soykırım kamplarında esir tutulan Türk vatandaşı Mevlüde Hilal'in de aralarında olduğu dört Uygur Türkü hakkındaki başvurularla ilgili karar verdi.

Soykırımcı Çin,Doğu Türkistan'da kurduğu soykırım kamplarında Uygur Türklerine yıllardır zulmediyor. Bu kamplarda tutulan Uygurlar için BM'ye yapılan başvurularda yeni sonuçlar çıktı. 

Serbestiyet'in haberine göre, BM İnsan Hakları Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu, 2016-2017 yıllarında toplama kampına götürülen, biri Türk vatandaşı olan dört Uygur Türkü hakkında karar verdi. 

Gülden Sönmez'in avukatlığını üstlendiği Uygur Türklerinin toplama kamplarında tutulması başvurusunda BM, Türk vatandaşı Mevlüde Hilal ile Halemaimaiti Yiliyasi, Abudureheman Kuerwanjiang ve Paliden Yasheng’in Çin’deki tutukluluklarının hukuki olmadığına karar verdi. 

7 yıldır soykırımcı Çin'in toplama kamplarında tutulan Mevlüde Hilal, 2012 yılında Gulca'da hastalanan annesinin yanına gitti. Hilal, 2016 yılında bir çocuk sahibi oldu. 2017 yılında ise Çin kuvvetleri tarafından toplama kamplarına götürüldü. 

Bir iş insanı olan Halemaimaiti Yiliyasi'den ise 2017'de kampa götürüldüğü günden beri haber alınamadı. 

Paliden Yasheng ise 2016 yılında soykırım kampına götürüldü. BM Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu'nun kararında Yasheng'in ağır işkenceye maruz kaldığı tespiti yer aldı. Yasheng'in pek çok yakını da toplama kampına götürüldü. 

Abdurrahman Kuerwanjang'dan ise toplama kampına götürüldüğü yıl olan 2017'den beri haber alınamıyor. 

Avukat Gülden Sönmez, Kamp Mağdurları Platformu'nun İstanbul Kazlıçeşme Kültür Merkezi'nde düzenlediği toplantıda BM'de alınan kararın önemiyle ilgili bilgiler verdi. 

Serbestiyet'e konuşan Sönmez, Türkiye'nin Mevlüde Hilal'in Çin'den iadesini talep edebileceğini şu sözlerle dile getirdi: 

"Birincisi, özellikle Feride Yasin’in (Paliden Yasheng) görmüş olduğu işkencelerle ilgili araştırma yapılması için ayrı bir çalışma grubunun soruşturma yapması karara bağlandı.

İkincisi, bu defa karar verilen mağdurlardan biri Türkiye vatandaşı Mevlüde Hilal. Çin Anayasası’nın 9’uncu maddesine göre Çin vatandaşlığını kaybetmiş biri. Yani çifte vatandaşlık durumu da söz konusu değil Mevlüde Hilal yalnızca Türkiye’nin vatandaşı.

Diğer mağdurlar gibi Mevlüde Hilal’in akıbeti hakkında da ilk defa bu kararla bilgi edinilmiş oldu. Çin, Birleşmiş Milletler Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu’na savunma verirken hem Mevlüde Hilal’i tuttuğunu kabul etti hem de bu durumun hukuka uygun olduğunu ispat edemedi. Bu yüzden de BM’den Mevlüde Hilal’in tutulmasının hukuki olmadığına hükmedilerek mahkumiyet kararı gibi değerlendirilebilecek bu karar çıktı.

Türkiye vatandaşı olduğundan dolayı Mevlüde Hilal için bu BM kararıyla birlikte bir dilekçe yazarak Dışişleri Bakanlığı’na başvuru yaptık, kararı bildirdik. Dışişleri Bakanlığı’ndan, Mevlüde Hilal’in derhal Çin’den teslimini talep etmek üzere resmi girişim başlatmalarını ve küçük kızıyla beraber Türkiye’ye getirilmeleri için Çin’le resmi temasa geçmesini istedik.

Bu BM kararı, Türkiye’ye böyle bir imkan oluşturuyor. Bu karara kadar vatandaşının akıbeti belli değildi. Türkiye, şimdi bu karara binaen Mevlüde Hilal’i Çin’den talep edebilir.

Hemen bu karara binaen resmi bir nota gönderip Çin’den Mevlüde Hilal’in kızıyla beraber teslim edilmesinin talep edilmesi gerekiyor.

Türkiye’nin böyle bir kanuni sorumluluğu var. Bunun gereğini yapmak zorunda.

Sonuç alınabilir mi alınmaz mı ayrı ama Çin buna karşı direnirse Türkiye’nin devlet olarak bunu Birleşmiş Milletler mekanizmalarına taşıma hakkı var. Sadece siyasi platformda kalması gerekmiyor, hukuki platformlara da taşınabilir."

"Türkiye Mevlüde Hilal'i Buraya Getirmek Zorunda"

"Bundan sonra bahanesi olmaz bunun. BM’nin bu kararında Çin’in cevaplarıyla her şey ortada.

Türkiye, mutlaka resmi girişimde bulunmak ve netice almak zorunda. Mevlüde Hilal’i buraya getirmek zorunda.

Mevlüde Hilal’in avukatı olarak Dışişleri Bakanlığı’ndan talebim, gün dahi geçirmeden ısrarla ve inatla tekrar tekrar yazarak en kısa sürede sonuç alması. Bu uzun siyasi görüşmelere kalacak bir konu değil. Bu bir mahkeme kararı olarak kabul edilmek zorunda ve bu mahkeme kararı icra edilmek zorunda. Hem Çin icra etmek zorunda hem Türkiye icra etmek zorunda.

Türkiye’nin bu kararı uygulatmak isterse uygulatabileceğini biliyorum. Çin’le olan ilişkiler de gayet buna müsait. Artık Türkiye devleti, kendi vatandaşının hukukunu koruyacak ve bunun gereğini talep edecek.

Eğer bu gerçekleşmezse biz başka hukuk yollarına başvurabiliriz. Türkiye bunu yapmadığı takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar bu durumu götürme hakkımız var, birçok hukuk yolumuz var. Ben Türkiye’ye karşı hukuk yoluna gitmeden bu mevzunun çözülmesi gerektiğini düşünüyorum."

türk vatandaşı uygur türkü soykırımcı çin toplama kampı hukuki değil