İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, Saadet Partisi Grubu’nun Doğu Türkistan’la ilgili önerisine ilişkin konuştu.
Saadet Partisi’nin önerisini kabul edeceklerini ifade eden Kavuncu, “Bugün Doğu Türkistan'da dünyanın kulak vermediği, görmediği, artık bir soykırım hâlini alan bir insanlık vahşeti söz konusudur. Bu vahşetin mazisi de maalesef bugünün ya da dünün değil çok daha öncesinin kanayan bir yarasıdır. Böke Batur'dan Osman Batur'a, oradan İsa Yusuf Alptekin'e kadar çok kıymetli ve değerli mücadele adamları Doğu Türkistan için mücadele vermiş ve bu mücadelelerinin bedelini maalesef farklı şekillerde ödemişlerdir. Bugün Doğu Türkistan'da insanlığı ayaklar altına alan uygulamalar başta dinî ve millî vecibeler olmak üzere her türlü manevi alanı yasaklamaya kadar gitmiş ve bu yasaklamalar Çin rejimi tarafından uygulanan toplama kampları gibi insanlık dışı uygulamalarla desteklenmiştir. Bugün yüz binlerce Doğu Türkistanlı ailelerine, akrabalarına, sevdiklerine ulaşamamaktadır. Bugün yüz binlerce Doğu Türkistanlının hayatta olup olmadığından bile şüphe duyulmaktadır” dedi.
İstanbul İl Başkanlığı döneminde Doğu Türkistanlı bir mağduru grup konuşmasında kürsüye çıkardıklarını ifade eden Kavuncu, “İstanbul İl Başkanlığım döneminde Doğu Türkistanlı kardeşlerimizden birini, ki adı Nursima'ydı, onu grup konuşmamızda milletin kürsüsüne çıkarmıştık. Maalesef, Türkiye'de birtakım çevrelerin bizim anlayamadığımız bir yaklaşımı var, ısrarla Çin'deki bu zulmü görmezden geliyorlar; biz de istedik ki bunu canlı olarak anlatalım ve Nursima o gün grup konuşmamıza geldi. Ki bizzat ben de kendisiyle Çin Konsolosluğuna gitmiştim. Altı yıldır yedi yıldır babasından, ağabeyinden, akrabalarından haber alamadığını, Çin'in bir vatandaşı olarak bu konuda haber alabilme özgürlüğünün olduğunu vurgulamıştık ama bir geri dönüş bile yapmadılar ve Nursima hâlen ne babasından ne kardeşlerinden haber alıyor. Bu bir yalan değil, bu bir uydurma değil arkadaşlar. Milyonlarca insanın orada canı yanıyor. Türkiye'de birtakım çevreler de siz eğer Doğu Türkistan'daki zulmü dile getirirseniz, sizi Batıcı olmakla, birtakım yerlerin uşağı olmakla suçluyorlar. Asıl uşak, ipi Çin'in elinde olanlardır; asıl uşak, ta kendileridir. Biz yetiştiğimiz ortamda şöyle öğrendik: Ne Amerika ne Rusya ne Çin, her şey Türk'e göre Türk için; bakış açımız budur” ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de Çin Rejimi Sanıldığından Güçlü"
Kavuncu, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Bir an düşünün, yıllar boyunca ailenizden haber alamıyorsunuz, hayattalar mı, toplama kampındalar mı bilmiyorsunuz. Ailenize dönmek isteseniz öldürülecek misiniz, yoksa hapse mi atılacaksınız, siz de mi toplama kampına gönderileceksiniz, hepsi belirsiz. Tıpkı Gazze'deki gibi bütün insanlığın gözü önünde katledilen insanların yanında Doğu Türkistan gibi bir açık hava hapishanesine hapsedilen milyonlar olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Çok açık bir şekilde dile getirmek istiyorum ki Türkiye'de Çin rejimi maalesef sanıldığından çok daha güçlü. Sözde "Batı emperyalizmi karşıtlığı" adı altında buradaki insanlık vahşetini görmezden gelerek Çin rejiminin reklamını yapan aparatlar, Çin rejiminin fonladığı kurum ve kuruluşlar bu vahşetin bizzat ortağıdır. Zulüm Amerika'dan, Batı'dan, Rusya'dan ya da Çin'den, nereden gelirse gelsin karşısındayız. Doğu Türkistan'daki vahşeti meşrulaştırmaya çalışan zihniyetin insanlıkla uzaktan yakından alakası yoktur. İnsan hakları konusunda her türlü hassasiyeti olanların da Doğu Türkistan'a her zamankinden daha güçlü hassasiyet göstermelerini temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.”