Çin'de Basın Özgürlüğü: 127 Gazeteci Tutuklu, 71'i Uygur Türkü
Basın hürriyetini savunan uluslararası sivil toplum kuruluşu Sınır Tanımayan Gazeteciler, komünist bir yönetim altında olan Çin'de medyanın durumuna ilişkin dikkat çekici bir rapor yayımladı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından yayımlanan 42 sayfalık rapor, Çin'deki basın özgürlüğünün durumunu 10 madde altında inceledi.
Rapora göre Çin'de, geride bıraktığımız birkaç yılda korkunç bir süratle geriye giden basın özgürlüğü, böyle giderse Çinlilerin ilerleyen yıllarda görmeyi bile başaramayacağı bir rüya olmaya devam edecek.
Buna göre ülkede gazeteciler basın kartlarını yenileyebilmek için Çin diktatörü Xi Jinping'in fikirlerini içeren yılda 90 saatlik bir eğitim programına girmek zorunda.
Rapora göre ülkede tespit edilebilen en az 127 gazeteci rejim tarafından gözaltına alınmış durumda. Öyle ki bir gazetecinin ÇKP rejimi tarafından tutuklanması ve berbat koşullardaki hapishanelerde yıllarca tecrit edilmesi için "hassas" konuları haber yapması yeterli.
Ayrıca ülkede yabancı muhabirler de hoş karşılanmıyor. 2020 yılında 18 gazeteci ülkeden kovulurken Gui Minhai, Yang Hengjun ve Cheng Lei gibi Çin kökenli yabancı gazeteciler şu anda casusluk iddialarıyla tutuklu bulunuyor.
Yalnızca 10 gazeteci 2020 yılında Çin Virüsü'ne ilişkin yayınları nedeniyle gözaltına alındı. Bunlardan ikisi (Zhang Zhan ve Fang Bin) halen tutuklu bulunuyor.
Raporda Doğu Türkistan'da basın hürriyetine getirilen kısımlara geniş yer verildi. Pekin rejiminin 2016 yılında "terörle mücadele" yalanıyla Uygur Türklerine karşı başlattığı umumi baskı ve şiddet kampanyasına yönelik tüm basın faaliyetleri korkunç bir sindirmeye tabi tutuluyor. Öyle ki tarafından tutuklandığı tespit edilebilen 127 gazetecinin 71'i Uygur Türkü. İsimleri en çok bilinen Türk gazeteciler İlham Tohti (51) ve Gulmira İmin (43), "ayrılıkçılık" ve "devlet sırlarını ifşa etmek" gibi suçlardan ömür boyu hapse mahkum edildi. İmin'in cezası 2017 yılında 19 yıl 8 aya indirildi.