Ekonomiyi Kurtarmak İçin 'Son Birkaç Ay': 'Merkez Bankası Bayrak Çekecek'
CHP'li Milletvekili Özgür Karabat ekonominin durumuna ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Ekonomiyi kurtarmak için harekete geçilebilecek son birkaç ayın içinde olduğumuzu belirten Karabay, Türkiye'nin kredi risk priminin (CDS) 900 puanı aştığını ve finansman bulmak ne kadar zorlaştıysa Merkez Bankası'nın kasasının da o kadar boş olduğunu söyledi.
BDDK ve TCMB'deki AKP'li "fanatik bürokratların" Türkiye'nin nasıl bir felakete savrulduğunu umursamadığını belirten Karabat, Eylül ayından itibaren dolar kurunun tutulmasının çok zor hale geleceğini ve Merkez Bankası'nın sonunda "bayrak çekeceğini" yazdı:
Karabat'ın açıklamaları şu şekilde:
"Ekonomiyi Kurtarmak İçin Son Birkaç Ay"
"Çöküş içindeki ekonomiyi kurtarmak için bir an önce harekete geçmek gerekiyor. Yoksa çok daha ağır bedeller ödemek zorunda kalacağız. Çok kritik birkaç aylık süre içindeyiz. İbretlik durumumuz şöyle...Kredi risk primimiz (CDS) 900’ü aştı. CDS’ler dünyada: Hollanda 13, Almanya 15, ABD 20, Fransa 26, Kanada 33, İspanya’da 61, Çin 85. Olması gereken seviyeler bunlar ama Türkiye uçmuş durumda. Savaştaki Ukrayna’nın bile 550. Arjantin 1030, Rusya 13 bin.
"Rezervleri Boş Merkez Bankamız"
900 puan CDS nedeniyle finans kaynakları Türkiye’ye daha yüksek faizle veriliyor. ABD’nin sert faiz artırımlarına yakında Avrupa Birliği de dahil olacak. Hem ABD doları hem de euro daha çok değerlenecek. Bizim ise rezervleri boş Merkez Bankamız var.AKP’nin BDDK’daki ve Merkez Bankası’ndaki “fanatik bürokratları” ülkenin nasıl bir felakete savrulduğunu umursamadan, özel sektör üzerinde oyunlar oynuyor. Krediler kısılıyor, "dövizinizi bozun" telefonları açıyorlar.
Küresel enflasyonu frenlemek için tüketimler kısıtlanmaya başladı. Bununla birlikte emtia fiyatları geriliyor. İhracatımızın artış hızı bu aydan itibaren yavaşlayacak. Euronun değer kaybetmesi de ihracatı vuracak. Dış ticaret açığı daha da büyüyecek.
"Merkez Bankası Bayrak Çekecek!"
Eylül ayı ile birlikte Türkiye’ye akan turizm geliri de azalmaya başlayınca dolar kurunu tutmak çok zor olacak. Eksi 55 milyar dolarlık rezerviyle Merkez Bankası’nın artık emanet paralarla piyasaya müdahalesi de sona erecek. Yani MB bayrak çekecek!AKP son bir çare Körfez sermayesini İstanbul’a çağırdı. Birleşik Arap Emirlikleri prensleri, bakanları Dolmabahçe’de ağırlandı. Sözde Türkiye’ye yatırım yapacaklar.
Hayır! Elde kalan son şirketlere çok ucuza çökecekler!
Körfez sermayesi burada taş üstüne taş mı koyacak, hayır! Yılbaşından bu yana AKP, Arapları ikna etmeye çalışıyor; ama nafile. Türk lirasının değerinin daha da düşmesini ve Varlık Fonu’ndaki şirketleri ucuza almak istiyorlar.
"Nebati, TCMB Bayrak Çekince de Gülecek misin?"
Bakan Nebati ne yapıyor? İş gücünün yüzde 60’ının hizmet sektörüne mahkum olmasıyla mutlu oluyor. Yüksek enflasyon nedeniyle yapılan maaş zamları ile övünüyor. Vaatlerinin hiçbiri tutmuyor; ama utanma duygusu olmadığı için çıkıp gülerek konuşabiliyor!Aralık 2021’de Kur Korumalı Mevduat devreye alındığında bunun ekonomideki sorunlara çare olmayacağını, kısa sürede doların eski seviyelerine geleceğini söylemiştik. Şimdi o noktadayız. Sn. Nebati, MB bayrak çekince de utanmadan gülecek misin?
"AKP Ticari Mahremiyeti Yok Etmiştir"
Bu ibretlik tablo AKP’nin eseridir. 3 kıtanın birleştiği noktada, doğası coğrafyası çok değerli, Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkeyi 3 kuruşa mahkum hale getirdiler.AKP’nin bu ülkeye daha büyük felaketten başka vereceği bir şey yoktur.
Şunu da belirtmekte fayda var. AKP ticari mahremiyeti yok etmiştir. Şirketlerin hesaplarının dökümü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Nebati’nin önündedir. 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminden daha tehlikeli bir oyun oynuyorlar.
"AKP İşletmelerin Bilançolarını Bozacak Müdahalelerde Bulunuyor"
2014’te adaylar bağış topluyordu. Fanatik bürokratlar, AKP’li yöneticilere ve yandaş şirketlere listeler veriyordu. İş dünyası Erdoğan’a bağış yapmak zorunda bırakılıyordu. AKP şimdi işletmelerin bilançolarını bozacak müdahalelerde bulunuyor.AKP’nin ticari mahremiyeti nasıl yok ettiğini, Birgün’de kaleme aldığım makalemde ayrıntılarıyla dile getirmiştim.