Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 40-TL'nin Döviz Karşısındaki Hali

TAKİP ET

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermemek için sebepleri sizin için derliyoruz.

Hala Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılı aşkın iktidarında birçok skandal yaşandı. 

Şüphesiz bu skandalların her biri başlı başına AKP Genel Başkanı Erdoğan'a oy vermeme sebebi. 

TamgaTürk, 14 Mayıs'ta yapılması planlanan seçimlere 66 gün kala seçim süreci boyunca her gün AKP Genel Başkanı Erdoğan'a neden oy verilmemesi gerektiğine ilişkin bir seri başlatıyor.

Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 1-Türk İsmini Kaldırması

Erdoğan'a Oy Vermemek İçin 66 Sebep: 39-Kalıcı Yaz Saati Uygulaması

AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın her şeye karar verdiği istibdat rejiminde ekonomi politikaları da onun iki dudağının arasında. Erdoğan, kendi uydurduğu bir ekonomik düzenle Türk ekonomisinin çöküşüne sebep oldu.

Yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, ağır vergiler Türk milletinin giderek artan bir şekilde fakirleşmesine neden oluyor. 

Bu sırada TL de sürekli değer kaybediyor. AKP istibdadının ekonomi politikalarında adeta bilinçli bir halde değersizleştirilen TL, Euro-Dolar karşısında oldukça değersiz.

2008 yılında TL'den 6 sıfır atılmasıyla ‘1 dolar 1 TL olur mu’ tartışmalarının yapıldığı ve ihracatçıların Türk Lirası’nın döviz karşısında aşırı değerlenmesinden şikayetçi olduğu dönemin ardından dolar 2013 yılında yükselmeye başladı. 

Fetullahçı terör örgütünün 15 Temmuz 2016’daki terör saldırıları sonrasında dolar 3,05 TL'ye kadar yükselmişti. 15 Temmuz’un sonrasında hükümetin açıklamalarıyla kur yeniden 3 TL seviyesinin altına düştü.

 

Bu arada ABD Merkez Bankası’nın 2008 küresel finans krizinde piyasaya sürülen paraları geri çekmeye başlamasıyla Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere giden para miktarı da azaldı. Erdoğan, TL’deki değer kaybına karşı vatandaşlardan yastık altındaki dövizlerini bozdurmasını istedi. Erdoğan’ın faizleri indirmesi için sert sözlerle çıkıştığı Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın görev süresiyse doldu, yerine yardımcısı Murat Çetinkaya atandı. Dolar, 2016 yılını 3,5 TL seviyesinden kapattı.

Ancak esas yükseliş AKP'nin istibdat rejiminin kurumsallaştığı 16 Nisan 2017 referandumundan sonra oldu.

"Yetkiyi Verin Nasıl Uğraşılır Göreceksiniz"

 

2017 yılını 3-4 TL aralığında kapatan dolar, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimleri’ni kazanmasının ardından 5 TL sınırını da aştı.

Seçimler öncesinde 23 Mayıs’ta döviz kurundaki ani yükseliş karşısında olağanüstü toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), faiz artırımına gitti. Kurdaki ani yükseliş ekonomik dengeleri de etkiledi, enflasyon yıllar sonra ilk kez yüzde 20’nin üzerine çıktı. AKP Genel Başkanı Erdoğan kendi uydurduğu ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ sözleriyle faizin düşürülmesi yönündeki çağrılarını sürdürdü.

Erdoğan, “Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil. Bizim geleceğimizi, biz belirleyeceğiz. 24'ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” sözleriyle, seçimi kazanması halinde doların düşeceğini ifade etmişti.

Rahip Brunson Olayı

Ancak casusluk yaptığı suçlamasıyla 9 Aralık 2016'da tutuklanan ABD'li Rahip Andrew Brunson'ın seçimden sonrasında ev hapsine alınması üzerine, ABD’den peş peşe sert açıklamalar geldi.

Brunson'ın serbest bırakılmaması durumunda Türkiye'ye ekonomik yaptırım uygulanacağının duyurulmasıyla Ağustos ayı başında 5 TL olan dolar bir hafta içerisinde 6,5 TL seviyesini geçti. Dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Türk ekonomisini iki tivitle mahvedeceğini söyledi.

12 Ağustos gecesi uluslararası piyasalarda 7,20 TL’yi test etti. Ekim 2018'de Brunson'un serbest bırakılmasının ardından dolar yeniden 5 TL seviyesinin üzerine geriledi. Dolar kuru 2018 yılını 5,29 TL’den kapattı.

31 Mart Seçimleri

31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde AKP, Ankara ve İstanbul dahil, birçok şehri kaybetti.

Yüksek Seçim Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline ilişkin AKP’nin yaptığı itirazıysa 36 gün sonra kabul etti, seçimin yenilenmesine karar verdi. YSK’nın açıklamasıyla Türk Lirası dolar karşısında büyük değer kaybı yaşadı, 9 Mayıs günü 6,24 TL’den işlem gördü.

Görevden Almalar: Laf Dinlemiyordu

Bu gelişmeler yaşanırken Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya da görevden alındı. Yardımcısı Murat Uysal bir gece yarısı Cumhurbaşkanı kararıyla yerine atandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çetinkaya’nın görevden alınmasına ilişkin “TCMB (başkanını) görevden alma yetkisini de aldık, laf dinlemiyordu. Yeni arkadaşla devam ettik. Dedik ki faiz oranlarını düşüreceğiz” sözlerini kullandı.

Böylece bir yıl sürecek hızlı faiz indirimi süreci de başladı. Uysal, yüzde 24’ten devraldığı faizi 1 yılda yüzde 8,25’e kadar indirdi. Türk Lirası’nın çekiciliğini azaltan faiz indirimi sürecine ve yerel seçimlerin doları sert yükseltmesine rağmen, 2019’da dolar 6 TL’nin altında işlem görmeye devam etti. Yaşanan gelişmelere karşın dolarda 6 TL’nin altına hızlı düşüş, piyasalarda TL’nin değer kaybının durdurulabilmesi amacıyla Merkez Bankası ve kamu bankalarının milyarlarca doları bulan satışlar yaptığı şeklinde yorumlandı.

Muhalefet partileri ileride işleyeceğimiz 128 milyar doların nerede olduğu sorusunu bu dönemde sormaya başladı.

128 Milyar Dolar Nerede?

Merkez Bankası ve kamu bankaları, Türk Lirası’nın korunması için piyasaya döviz sürmeye devam etti. Bu amaçla 2019’dan beri 100 milyar dolardan fazla döviz sürüldüğü iddiası gündeme geldi. Bu müdahaleyle döviz arzının belirginleştiği Haziran ayından itibaren dolar 6,85 TL seviyesine gerileyerek, aylarca bu seviyeden işlem gördü. Merkez Bankası’nın altın ve swap hariç döviz rezervinin hızla eriyerek eksiye düştüğü tartışmaları da böylece ortaya çıktı. Kuru ve faizi baskılamaya yönelik politikalar döviz mevduatına yönelişi de hızlandırdı. 2020 yılı TL’ye güvenin azalmasıyla döviz mevduatlarının payının, 2001 ekonomik krizinden bu yana en yüksek seviyeye ulaştığı yıl oldu.

9 kez üst üste faiz indirimi yapan Merkez Bankası Başkanı Uysal, çift haneden düşmeyen enflasyon karşısında Eylül ayında ilk kez politika faizinde artırıma gitti. Bu adım Türk Lirası’nı destekledi. Ancak Ekim ayında faizin sabit tutularak piyasadaki artış beklentisinin karşılanamaması liradaki değer kazancını tersine çevirdi. 6 Kasım 2020’de 1 dolar 8,58 TL’den işlem gördü.

Berat Albayrak'ın İstifası

8 Kasım’da Erdoğan'ın damadı AKP'li Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak görevinden istifa ettiğini duyurdu. 30 Kasım’da da Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal görevinden alınarak yerine Naci Ağbal atandı.

Albayrak’ın istifası ve Merkez Bankası’nı yeniden siyasi etkiden bağımsız hale sokacağı yönünde güçlü mesajlar veren Ağbal’ın göreve gelişi doların ateşini de düşürdü. “Acı da olsa doğru reçeteleri uygulayacağız” açıklamasını yapan Erdoğan’ın da ‘ekonomide yeni dönem’ ve göreve gelen ekonomi yönetiminin destekleneceği vurgusuyla, Dolar/TL kuru 2020 yılını 7,5 seviyesinin altında kapattı.

Faiz İndiriminin Dönüşü

AKP Genel Başkanı Erdoğan yeni ekonomi yönetimine destek mesajı verse de bu durum uzun sürmedi. Naci Ağbal yönetimi sürekli hedef alındı ve en nihayetinde Ağbal da dört ay sonra görevinden alındı.

Böylece 20 ayda Merkez Bankası’nın başındaki isim dördüncü kez değişti.

Ağbal'ın yerine onu eleştiren eski milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı. Ağbal görevden alınmasından bir gün önce, beklentilerin üzerinde 200 baz puan faiz artışıyla politika faizi oranını yüzde 19’a yükseltmişti. Göreve geldiği tarihte 8,58 TL olan dolar kuru, Ağbal döneminde 7 seviyesinin altına düşmüştü ancak piyasalar başkanlık değişimine sert tepki verdi, dolar 8 TL’nin üzerinde hızla yükselmeye başladı.

Kavcıoğlu, ilk kez 23 Eylül'de politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 18'e indirdi. Karar öncesi 8,64 seviyelerinde olan kur, kararın açıklanmasının ardından 8,80 seviyesine kadar yükseldi.

Ekim ayında 9 liraya ulaşan kur, Erdoğan’ın Kavcıoğlu’yla görüşmesi ve sonrasında Kavcıoğlu'nun politikalarına karşı çıktığı iddia edilen Merkez Bankası’nın iki başkan yardımcısıyla, bir Para Politikası Kurulu üyesini görevden alması sonrası 9 liranın da üzerine tırmandı. Erdoğan'ın kabine toplantısı sonrası Suriye’yle ilgili sınır ötesi operasyon açıklaması da doların ateşini yükseltti.

18 Ekim’de dolar 9,32 TL’ye yükseldi. 21 Ekim’de Merkez Bankası’nın politika faizini sürpriz bir şekilde 200 baz puan indirmesiyle, dolar 9,47 seviyesini gördü. Artık dolar için "rekor kırdı" ifadesi rafa kalkmıştı.

AKP Sebep, Yüksek Kur Sonuç

Merkez Bankası’nın politika faizi kararından bir gün önce Erdoğan meclisteki konuşmasında “Anlayan anlar, anlamayan anlamaz biz faize milletimizi ezdirmeyiz” dedi, ‘faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ söylemini tekrarladı. Oysaki olan AKP sebep, yüksek kur sonuç haliydi.

Enflasyonun yıllık bazda altı aydır yükselmeye devam ettiği 2021’de üçüncü kez faiz indirimine gidileceği ihtimalini kuvvetlendirdi. Dolar ilk kez 10 TL'yi aşarak 10,56 liraya kadar yükseldi. 18 Kasım’da Merkez Bankası PPK toplantısı kararında, Eylül ve Ekim ayında olduğu gibi ‘indirime devam’ dedi. Politika faizi 100 baz puan düşürülerek yüzde 15'e çekildi. Dolar/TL faiz kararının açıklanmasıyla 11,25 TL’yi aştı. Merkez Bankası, PPK toplantısı kararında faiz indirimine Aralık ayında da devam edeceğinin sinyalini verdi.

22 Kasım’da Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuşan Erdoğan, bir kez daha düşük faizi savundu. Erdoğan, büyüme, istihdam ve yatırım odaklı bir politika izlediklerini belirterek, "Bu politikayla biz ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, nasıl yaptığımızı, hangi risklerle karşı karşıya olduğumuzu gayet iyi biliyoruz" diyerek yapılanların bilinçli olduğunu ifade etti.

23 Kasım’da ise Türk Lirası, Amerikan Doları karşısında tarihinin en sert değer kayıplarından birini yaşadı. 22 Kasım’da piyasa kapanışında 11,83 olan kur, 23 Kasım’da saatler içinde 13,50 seviyesine kadar yükseldi.

Kur, Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasında ‘‘faiz kamburdur’’ sözlerini kullandığı dakikalarda 11,84 seviyesinden 12,65 seviyesine çıktı. Ardından Merkez Bankası’nın Türk Lirası’nın hızlı değer kaybı karşısında, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının uygulanmakta olan dalgalı kur rejimi altında kur seviyesine ilişkin bir taahhüdü yoktur. Merkez Bankası belli koşullar altında kalıcı yön amacı taşımadan sadece aşırı oynaklığa müdahale edebilmektedir. Döviz piyasalarında gerçekçi olmayan ve iktisadi temellerden tamamen uzak, sağlıksız fiyat oluşumları gözlemlenmektedir” açıklamasını yapmasıyla dolar yeni tarihi zirvesini gördü. Piyasaların bu açıklamaya sert tepki vermesiyle kur 13,50 liraya kadar çıktı. Dalgalı görünüm 24 Kasım’da da sürdü. Sabah saatlerinde 13 liradan alıcı bulan dolar, gün içinde toparlanarak 11,60 seviyelerine kadar gevşese de ardından 12 liranın üzerine çıktı.

Gözlerdeki Işık: Nureddin Nebati Dönemi

Berat Albayrak'ın yerine gelen Lütfi Elvan 2 Aralık'ta, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa etti.

Elvan'ın yerine faiz indirimlerini savunan ve Berat Albayrak'a yakınlığı ile bilinen Nureddin Nebati atandı. Elvan görev tesliminde kamu maliyesini en iyi şekilde devrettiğini vurgularken, Nebati "Önceliğimiz yüksek faiz değil, yatırım ve istihdam olacak" dedi.

Kur Korumalı Mevduat: Gizli Faiz

16 Aralık’ta Merkez Bankası’nın gösterge faizini yüzde 14’e düşürmesi ile 20 Aralık’ta 1 dolar, 18,35 lirayı gördü. Aynı gece Erdoğan, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine geçileceğini açıkladı. Buna göre vadeli TL hesaplarında eğer döviz fiyatı verilen faizden daha fazla artarsa, aradaki fark tasarruf sahibine ödenecekti. Erdoğan’ın açıklamasının ardından dolar hızla düşerek, 10,6 liraya kadar geriledi. Bu durum Nebati'nin televizyonlarda söylediği "Lan nasıl?" sözleriyle akıllara kazındı.

AKP Sebep, Enflasyon Sonuç

Dolar, 2021 Aralık ayının son haftasında 11,30-11,50 seviyesinde seyretti. Ancak AKP istibdadı yeni yıl hediyesi olarak başta enerji olmak üzere birçok kalemde büyük zamlar yaptı. TÜİK verilerine göre Ocak 2022’de tüketici enflasyonu yüzde 48,69 oldu.

24 Şubat’ta işgalci Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ve Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) Mart 2022’de faiz artırımlarına başlaması doların yeniden TL karşısında yükselmesini de beraberinde getirdi. Dolar Mayıs sonunda 16 lirayı geçti.

AKP istibdadının geçmişte darbe finansörü olarak suçladığı Birleşik Arap Emirlikleri ve Kaşıkçı davası nedeniyle ters düştüğü Suudi Arabistan’la yeniden yakınlaşması ülkeye istenen ölçüde döviz akışını sağlamadı. İhracatta kırılan rekorlar, ithalatta kırılan rekorların altında kaldı ve Mayıs 2022'de 12 aylık cari işlemler açığı 29 milyar 444 milyon dolara yükseldi.

Enflasyon, tartışmalı TÜİK rakamlarıyla bile Haziran 2022’de yüzde 78,62’ye çıktı.

Birçok merkez bankası enflasyonla mücadeleyi merkeze alıp faiz artırımına giderken Bakan Nebati, 6 Haziran’da “Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik” dedi. Merkez Bankası böyle bir ortamda politika faizini yüzde 14’te tutmayı sürdürdü. 

Öte yandan yıl sonuna kadar Merkez Bankası'nın faiz indirimleri devam etti. Merkez Bankası son olarak Şubat ayında faizi 0,5 puan daha indirerek yüzde 8,5 civarına getirdi.

Bu haberin yazıldığı 17 Nisan 2023'te dolar 19,39 seviyesinde işlem görüyor. Erdoğan'ın "yetkiyi verin" demesinin üzerinden geçen zamanda 14 Mayıs seçimlerine gidilirken Türk milleti her geçen gün biraz daha fakirleşti.

Serimiz devam edecek...

erdoğan döviz döviz kuru döviz kurları dolar dolar tl tl dolar merkez bankası faiz indirimi dolar kaç tl