Esir Türklerin Umudu: Başbuğ Alparslan Türkeş Anılıyor

TAKİP ET

Türk milliyetçiliğinin efsanevi Alparslan Türkeş, vefatının 25. yıl dönümünde anılıyor.

Türk milliyetçiliğinin efsanevi lideri Alparslan Türkeş, vefatının 25. yıl dönümünde anılıyor.

Kıbrıs'a sürülmelerinden önce Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde bulunan Yukarıköşkerli köyünde meskun olan Koyunoğlu Aşireti'nden Ahmet Hamdi Bey ve Fatma Zehra Hanım'ın çocukları olan Alparslan Türkeş, askeri eğitiminin ardından Türk ordusunda subay olarak hizmet verdi. 

1944 yılında Hüseyin Nihâl Atsız hakkında başlayan ve 23 tutuklulukla devam eden Türkçülük-Turancılık Davası'nda yargılanan ve işkence gören Türkeş, bu sırada Erdek'te üsteğmen olarak görev yapıyordu. Davada "Biz, milliyetçiyiz. Biz bütün Türklerin, dünyada yaşayan Türklerin mutlu olmasını istiyoruz, esaretten kurtulmasını istiyoruz. Yani bu fikir, eğer Turancılıksa; bu fikri taşıyoruz" demişti. Beraat eden ve ordudaki vazifesine dönen Alparslan Türkeş, açılan sınavda gösterdiği başarıyla Amerikan Harp Akademisi'ne girmeye hak kazandı. Yurda dönüşünün ardından farklı görevlerde bulunan Türkeş, 27 Mayıs 1960 günü ihtilal bildirisini radyoda okuyan isimdi.

Sürgün Yılları 

13 Kasım 1960'da Milli Birlik Komitesi Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel'in yayımladığı bildiriyle komite dışı bırakılan ve tarihe "Ondörtler" olarak geçecek olan isimler arasında bulunuyordu. Yeni Delhi Büyükelçilik Müşaviri olarak Hindistan'a sürgüne gönderilen Alparslan Türkeş, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamının doğru olmayacağını belirttiği bir mektup gönderdi. Bu mektup Milli Yol dergisinde neşredildi.

23 Şubat 1963'de yurda döndüğünde Hüseyin Nihâl Atsız'ın kardeşi Nejdet Sançar onu karşılayan kalabalık grubun içerisinde yer alıyordu. 

CKMP'den Milliyetçi Hareket Partisi'ne

Huzur ve Yükseliş Derneği'nin kuruluş çalışmalarıyla siyasete girmeye hazırlanan Alparslan Türkeş, 1965 yılında Cumhuriyeçi Köylü Millet Partisi'ne önde gelen milliyetçi isimlerle birlikte katıldı. Partiye katılmasından bir buçuk ay sonra olağanüstü kongre isteyen Türkeş, gerçekleştirilen kongrede genel başkan seçildi. 1965 yılında yapılan seçimlerde milletvekili seçildi. 

Şubat 1969'da Adana'da yapılan olağanüstü kongrede CKMP'nin adı Milliyetçi Hareket Partisi'ne dönüştürüldü. Amblemi üç hilal olarak belirlendi. 

Yüreği Esir Türklerle Bir Attı

Milliyetçi Hareket Partisi ile birlikte esir Türk yurtlarına yönelik çalışmalarını giderek hızlandıran Alparslan Türkeş, "Benim fikrime göre her şeyden mühim olan vesair sahada en ileri dereceye ulaşması için çalışmak lâzımdır... Turan, yani Türk Birliği yalnız Asya’dakiler değil, bütün Türklerdir. Yani ilmî manâsından başka olarak Türkiye’dir. Memleketimizin ilim, irfan, sanayi, iktisadı bütün yeryüzündeki Türklerdir. Yani Türk Birliği yalnız Asya’dakilerle değil, Bulgaristan’daki, Yunanistan’daki vesair yerlerdeki Türkleri de içine alan bir mefhumdur" demiş, Sovyetler Birliği'nin dağılması ihtimaline ilişkin ise "Efendim, meselâ 1917 de olduğu gibi 1965’te veya 1999’da Rusya’da bir ihtilâl zuhur edebilir. O zamana kadar Türkiye harp endüstrisi bakımından da ilim ve irfan bakımından da ilerlemiş bulunur ve Türkiye’nin müzahereti ile bu birliğe doğru yürünebilir. İşte fırsat budur" ifadelerini kullanmıştı.

Türk Birliği Ülküsü

"Milli Doktrin Dokuz Işık" adlı eserinde "… Türk Birliği ülküsü, yeryüzündeki bütün Türklerin bir millet ve devlet hâlinde, bir bayrak altında toplanması ülküsüdür. Bunun tahakkuku, bazı kimselere ilk bakışta imkânsız gibi görünebilir. Birçok kimseler bunu zararlı bir hayâl (ütopi) olarak da vasıflandırabilir. Fakat unutmamak lâzımdır ki, her hakikat önce hayâl ile başlar. Yine hatırlamak gerektir ki 1919 yılında hür ve müstakil bir Türkiye kurmak için Anadolu’da dünyanın galiplerine karşı savaşa girişmek de çılgınlık ve hayâl diye vasıflandırılmıştı. Fakat inanmış ve kendilerini bir ülküye vermiş olanlar, yurdu kurtarmaya ve müstakil bir Türkiye meydana getirmeye muvaffak oldular. Türk Birliği de sistemli çalışmak, fırsat kollamak ve her şeyden önce Türkiye’yi korumak ve yükseltmeye çalışmak suretiyle bir gün elbet hakikât olacaktır…" ifadelerine yer vermişti.

Dış Türklerle Münasebetleri

Türkeş, hayatı boyunca Türkiye dışındaki Türklerin refahı ve iyiliği, Türk dünyasının bir gün birleşmesi ülküsü için mücadele etti. Irak Türklerinin şehit lideri Şehit Necdet Koçak'ın idam edilmemesi için yoğun gayretler sarf etti. Azerbaycan'ın Sovyetlerden bağımsızlığını sağlayan Ebulfez Elçibey'e fahri doktora verildiğinde o salondaydı. Türkmenistan'ın 5. kuruluş yıldönümü kutlandığı sırada Türkmenistan'daydı. Kırım Türklerinin Milli Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu hapishanede kötü şartlar altında ve işkence altındayken Kırımoğlu'nun durumunun düzeltilmesi için Türkiye'de mitingler organize ediyordu. Çin Komünist Partisi'nin soykırıma tabi tuttuğu Uygur Türklerinin lideri İsa Yusuf Alptekin'in her daim yanındaydı. Türk Keneşi, bugünkü adıyla Türk Devletleri Teşkilatı, Alparslan Türkeş'in fikriydi.


 

Türk Dünyasının Başbuğu

Bilinen bilinmeyen bütün hizmetleriyle Türkeş, "Türk Dünyasının Başbuğu" olarak anıldı. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bulunan Azadlık Meydanı'nda Ebulfez Elçibey ile mitinge katıldığında meydan "Başbuğ Türkeş" diye inlemiş, bu unvanın bir atıftan ibaret olmadığına tarih şahit olmuştur. Ebulfez Elçibey onun vefatından sonra "Böyük Türk dünyası zaman zaman yeni Başbuğlar yetişdirecek. Ancaq Başbuğ dedikde hamıdan önce könlümüzde daim yaşayan Alp Arslan Türkeş yad edilecek, gelecek nesiller onu gurur ve iftiharla hatırlayacaqdır" demişti.

Dış Türklerin Ona Bakışı

Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ise Alparslan Türkeş'in adını ilk duyduğu an için “1973 yılında 3 yıl ceza verdiler. Moskova’daki cezaevine trenle giderken vagonda bir gazete vardı, gazetede Türkiye’nin siyasi durumu anlatılırken bir yorumda şu ifade yer alıyordu: 'Türkiye’deki en iyi parti Türkiye Komünist Partisi (TKP); en faşist, en kötü parti ise Milliyetçi Hareket Partisi (MHP).' Alparslan Türkeş’in ismini ilk kez orada duymuştum. Biz Sovyet propagandasının tam tersini anlıyorduk. Sonra arkadaşıma dönüp: ‘Galiba Türkiye’de en sayılan kuvvet Alparslan Türkeş’in partisidir.’ dedim. Sonra öğrendim de Dış Türklerin davasını, Kırım Türklerinin davasını dile getiren o yıllarda Alparslan Türkeş ve Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Onun için elbette ona saygımız çok büyüktür" demiş, "Bu âlicenap insan ve onun ülküdaşları, bizimle beraber ağlamışlar, bizim acılarımızı paylaşmışlar, bizler için dualar etmişler. Kırım Tatar Türkleri merhum Alparslan Türkeş’e ve Ülkücülere müteşekkirdir" ifadelerini kullanmıştı.



Tüm Türk dünyasını yüreğinde taşıyan Başbuğ Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997'de Ankara'da hayata gözlerini yumdu.

Alparslan Türkeş, Türk dünyasının bir gün bir olacağına inanan ve bu uğurda çalışan tüm Türk milliyetçilerinin gönlünde yaşamaya devam ediyor, edecek...

TamgaTürk olarak Başbuğ Alparslan Türkeş'i saygıyla ve özlemle anıyoruz.

esir türklerin umudu alparslan türkeş anılıyor