Gulca Katliamı Şehitleri Ankara'da Anıldı: Türk Milletinin Harekete Geçerek Doğu Türkistanlılara Sahip Çıkmasını İstiyoruz

TAKİP ET

Binlerce Uygur Türkünün katledildiği Gulca Katliamının 27. yılı Ankara'da Uygur Araştırmaları Enstitüsü'nde anıldı.

Soykırımcı Çin yönetiminin 5 Şubat 1997 yılında, Doğu Türkistan'ın Gulca şehrinde gerçekleştirdiği katliamın üzerinden 27 yıl geçti. Ankara'da Uygur Araştırmaları Enstitüsü'nde düzenlenen anma toplantısında Gulca Katliamında şehit edilen Uygurlar anıldı. 

Çin Konsolosluğu Önünde Toplanan Uygur Türkleri 'Gulca Katliamı'nın Yıl Dönümünde Çin'i Protesto Etti

 

Uygur Akademisi Vakfı, Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı ve Dünya Uygur Kurultayı, Gulca Katliamı'nın yıldönümünde şehit olan Uygur Türklerini anarken, ortak bir basın bildirisi yayımladı. 

Anma toplantısına siyasetçilerden sadece İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin katıldı. 

Gulca Katliamını anan sivil toplum kuruluşları, Çin'in Doğu Türkistan'a karşı tutumunun geçmiş günlerden farklı olmadığına değinerek Doğu Türkistan'daki duruma dikkat çekti.

Basın bildirisi öncesinde konuşan Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı Başkan Vekili Prof. Dr. Erkin Emet "Doğu Türkistan'ın her toprağında şehit kanı var. 5 Şubat 1997'de Uygur Türkleri sadece adalet istedi. Uygur gençler karakol önünde 'Biz adalet istiyoruz' sloganı attığı için katledildi. Gulca'da yaşanan katliamdan görüntüler, ilk kez dünya basınında yayımladnı. Gulca, Doğu Türkistan davasında bir milat oldu. Çin'in Türkleri yok etmek için politikaları hep vardı, Gulca'dan sonra dünya bu konuyla ilgilenmeye başladı." dedi.

Türk ve İslam dünyasının Doğu Türkistan konusundaki sessizliğine dikkat çekilen basın bildirisini Uygur Akademisi Genel Sekreteri Abdülhamit Karahan okudu. Bildiride şu ifadeler kullanıldı: 

"Doğu Türkistanlılar olarak, Çin yönetimine 5 Şubat Gulca Katliamı'nda ve diğer olaylarda şehit edilen Doğu Türkistanlıların hesabını mutlaka bir gün soracağız."

Toplama kamplarının kapatılmasını isteyen basın bildirisinde Türk devleti ve Türk halkından harekete geçmeleri istendi. Söz konusu bildiride şu sözlere yer verildi: 

"Doğu Türkistanlılara, Çin Hükümeti ve Çin Komünist Partisi tarafından sistematik bir şekilde soykırım politikaları uygulanmaktadır, bugün de toplama kampları aracılığıyla Uygur Türkleri başta olmak üzere bütün Doğu Türkistanlılara soykırım devam ediyor. Çin yönetimi, bundan 27 yıl önce, 5 Şubat 1997'de Doğu Türkistan'ın Gulca şehrinde gerçekleştirdiği katliamda yüzlerce Uygur Türkünü katletmişti.

5 Şubat Doğu Türkistanlıların vicdanında derin iz bırakmış, kolektif hafızasından asla silinmeyen kanlı bir gündür. Modern dünya ve insanlık için utanç verici bir gündür.

Bilindiği gibi, 5 Şubat 1997 günü Kadir Gecesiydi. Bu mübarek geceyi idrak etmek ve ibadetle geçirmek isteyen bir grup Müslüman Türk kadını bir evde toplanarak Kur'an okumak istemiş, ancak Çin güvenlik güçlerinin baskınına maruz kalmıştır. Zorla polis karakoluna götürülen kadınlardan bazılarının suçsuzken vahşice öldürülmesi nedeniyle halk doğal ve haklı olarak reaksiyon göstermiş, ancak Çin komünist hükümeti halktan özür dileyeceğine kalabalığın üzerine kurşun yağdırmıştır. Bu katliamda yüzlerce Müslüman Türk şehit edilmiş, binlercesi tutuklanıp hapse atılarak işkenceye maruz kalmışlardır. Bu katliam Doğu Türkistanlıların bedensel ve zihinsel dünyasında derin travmalara ve sarsıntılara yol açmıştır. Bugün huzurunuzda katliam sırasında şehit edilen kardeşlerimizi derin saygıyla anarken, Çin komünist yönetiminin bu barbarca katliamını asla unutmayacağımızı kamuoyuna bir kez daha duyurmak istiyoruz.

Çin komünist yönetiminin bugün yaptıkları dünden farklı değildir. Çin bugün modern dünyanın gözleri önünde soykırıma devam etmektedir. Doğu Türkistan'da kurdukları sözde "Mesleki Eğitim Merkezleri"nde milyonlarca Müslüman Türkü sebepsiz yere alıkoymakta, insanlık tarihinde emsali görülmeyen zulüm ve işkencelere tabi tutmakta, bütün insanlığın gözleri önünde kadınlarımıza hayvanlar gibi topluca tecavüz etmekte, şeref ve insanlık onurunu ayaklar altına almaktadır. Diasporadaki Doğu Türkistanlılar aileleriyle, yakınlarıyla, eş dostlarıyla irtibat kuramamanın kahrını yaşamakta, büyük bir merak ve endişe içinde çaresizce beklemektedir.

Doğu Türkistan'da bunlar yaşanırken, Çin'in Doğu Türkistan'daki politikalarını 10 ülke soykırım olarak tanımışlardır, birçok ülke sessizliğini sürdürmektedir. Özellikle Türk ve İslam dünyası sessizce izlemektedir. 

Doğu Türkistanlılar olarak, Çin yönetimine 5 Şubat 1997 Gulca Katliamında ve diğer olaylarda şehit edilen Doğu Türkistanlıların hesabını mutlaka bir gün soracağız.

Ayrıca Doğu Türkistan'daki en az 3 milyondan fazla Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer Türk ve Müslüman Doğu Türkistanlıların bulunduğu "Toplama Kamplarının" derhal kapatılması, Doğu Türkistan'daki Çin soykırımının hemen durdurulması için Türk devletlerinin ve milletinin harekete geçerek, Doğu Türkistanlılara sahip çıkmasını istiyoruz."

Anma toplantısında konuşan Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Erkin Ekrem "Doğu Türkistan Fransa'dan, Almanya'dan, İngiltere'den büyük; Türkiye'nin iki buçuk katı bir topraktır. Türklerin eski yurdu olan Doğu Türkistan hep mücadele sahası oldu. İslamiyet öncesi bu bölge halkı olmadan Türklerin medeniyetinden bahsetmek mümkün değil. Ancak deniz yollarının keşfi sonrasında İpek Yolu'nun çöküşü ile bu coğrafyanın kaderi değişti. Ekonomisi çöktü. Ekonomik çöküş peşinden kültür ve medeniyet de çökmeye başladı. Doğu Türkistan hem Türklerin toprağıdır hem de Müslümanların en doğudaki toprağıdır. Bugün yine büyük güçlerin mücadele sahası haline geldi. Ancak Türkler artık kendilerini koruyamıyor çünkü Çin kendi kimliğini kabul ettirmeye çalışırken kültürel asimilasyon yapıp Türkleri yok etmek istiyor." ifadelerini kullandı. 

Çin'in emperyal projesi Kuşak-Yol projesine dikkat çeken Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, "Doğu Türkistan bütün dünyanın kanayan yarasıdır. Çin son dönemlerde bu yarayı daha büyük bir cüretle kaşıyor. Kamplar, Gulca'nın yaşadıklarını tüm Doğu Türkistan'a yayıyor. Burada her türlü asimilasyon yapılıyor. Dünya bu konuda sessiz. Gulca, Çin'in emperyal projesi Tek Kuşak-Tek Yol'un önemli bir noktası. Burası ileriye dönük olarak Çin tarafından seçildi. Asimilasyon ve soykırım uygulanıyor. Türkiye ve Türk dünyası gerekli adımları atmalı. Nasıl ki Güney Afrika, Gazze için Uluslararası Adalet Divanı'na başvurdu; aynı şekilde Doğu Türkistan için de yapılmalı. Birçok ülke Çin ile ilişkiler bozulmasın diye Çin'in yalanlarını kabulleniyor." dedi. 

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in Doğu Türkistan raporuna değinen İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, "Doğu Türkistan en az yüz yıllık mesele; bu sadece Türklerin değil insanlığın meselesi. Bunu bütün dünya da biliyor. BM raporu üzerindne tüm dünyanın harekete geçmesi gerekiyordu ama herkes sessiz kaldı. Kimsenin harekete geçmemesi Doğu Türkistan'ın öksüzlüğünü ortaya koyuyor. Çin, emperyalist emelleriyle Afrika ülkelerine kadar ulaştı. Türkiye bunu görmeli ve hesabını iyi yapmalı. İpek Yolu'na karşılık Doğu Türkistan'daki insan hakları dramının sonlandırılması için harekete geçilmeli. Ancak bunlar konuşulmuyor. Bunlar konuşulmayınca Gulca gibi katliamlar devam eder. Kamplarda ne olduğunu bilmiyoruz. Türk milleti olarak soydaşlarımıza sahip çıkmak mecburiyetimiz var. Biz bunu yapmakla mükellefiz." dedi.

doğu türkistan uygur türkleri gulca katliamı soykırım soykırımcı çin çin yönetimi