KPSS Puanlarıyla Atama Kontenjanında Olup Mülakatlarla Kontenjan Dışı Kalan Öğretmenler İsyan Etti
Milliyetçi Kongre Derneği Eğitim Komisyonu Sekreteri Ramazan Eryılmaz, mülakat mağduru öğretmenlerle görüştü.
Milliyetçi Kongre Derneği Eğitim Komisyonu Sekreteri Ramazan Eryılmaz, mülakat mağduru öğretmenlerle görüştü.
"AKP'li Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in mülakat ısrarı nedeniyle en az 1100 öğretmenin hakkı yendi." diyen Eryılmaz, "En az 1100 öğretmenin emeği yok sayıldı. En az 1100 öğretmenin hayallerini gerçekleştirme fırsatı elinden alındı." ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet tarihinin en şaibeli, en gecikmeli ve en adaletsiz öğretmen atamalarının 23 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirildiğini belirten Eryılmaz, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce hem Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer hem de AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilen sözler tutulmadığını ifade etti. Nitekim söz verildiği halde mülakatlar kaldırılmadı, öğretmen atamaları KPSS puan üstünlüğüne göre yapılmadı.
KPSS puanının yüzde 50’si ve mülakat sonucunun yüzde 50’si esas alınarak yapılan bu atamalar neticesinde en az 1100 öğretmen KPSS puanına göre atama kontenjanı içerisinde olmasına rağmen mülakat sonuçları yüzünden atama kontenjanının dışında kaldı.
"Bu öğretmenler alanlarında derece yapmış olmalarına rağmen farklı illerdeki farklı mülakat komisyonlarının verdikleri adaletsiz puanlar yüzünden sıralamaları alt üst oldu ve atanamadılar. Öğretmenlerin onca yıllık emekleri komisyonların verdikleri puanla bir tutuldu." diyen Eryılmaz, öğretmenlerin hikayelerini paylaştı:
Bunlardan biri Okul Öncesi Öğretmeni Mazlum Kartal. Mazlum, KPSS sonrasında kendi alanında 53 bin 335 öğretmen arasında 537. oldu. Demek oluyor ki adayların yüzde 99’unu geride bıraktı. Alanına 903 kontenjan verilmişti. Mülakat sonucunda sıralaması değişti ve 955. sıraya geldi. Atanamadı. Yaşlı babası inşaatlarda bekçilik yaparak onu okuttu. Evlerinde babaları tarafından terkedilmiş 5 yeğeni de vardı. Ben sadece kendimi değil onların da hayatını kurtaracaktım diyor. Sesini duyuracağım dedim. Bana bu yaşadıklarını kısaca anlatıverdi. O bunları çaresizlik içinde sadece sesine ses olacağını söyleyen birine anlatmak zorunda kaldı.
Bir diğeri İlköğretim Matematik öğretmeni İlayda. KPSS sonrası kendi alanında 14 bin 165 öğretmen arasından 153. oldu. Alanına 174 kontenjan verildi. Mülakat sonucunda sıralaması değişti ve 194. sıraya geldi. Atanamadı. Deprem bölgesindeydi, 2 ay evine giremedi. Başka şehre gitmek zorunda kaldı. Çalıştı, çabaladı. Emeklerinin karşılığını alamadı.
Onların seslerini duyuracağımızı söylediğimizde bize gönderdikleri mesajlardan bazıları:
“Merhaba ben Gizem Demir. Okul Öncesi Öğretmenliği alanında 2023 Kpss'de 576. oldum. Mülakat sonrası sıralamam 1035'e geriledi ve kontenjan dışında kalıp atanamadım. Sınav sürecinde babamı kaybettim ve en büyük motivasyonum ailemde okuyan ilk kişi olup atanmak ve maddi olarak anneme yardımcı olmaktı. Bu küçücük şeyi bile bana çok gördüler.”
"Aileme Ayıracağım Vakitte Ders Çalıştım"
“Ben 33 yaşında 10 yıl aradan sonra ikinci üniversiteyi öğretmenlik mesleğini icra etmek için okuyan evli, çocuklu çalışan bır kadınım. Yıllar sonra ne hayallerler ne zorluklarla üniversiteyi bitirdim. Günde 8 saatlik çalışma hayatında özverili bir çalışan, 7/24 ev hanımı ve anne oldum. Bunların yanında geceleri mesai yaparak okulumu bitirdim, uyumadım KPSS çalıştım. İşe giderken otobüste, Marmaray'da KPSS videoları izledim. İş molalarinda herkes hava almaya çıkarken ben oturdum ders çalıştım, çocuğumu uyuttum ders çalıştım. Aileme ayıracağım zamandan çaldım ders çalıştım, hafta sonları gezmedim oturdum KPSS çalıştım. Hayatımdan ailemden esirgedigim çaldığım zamanı ben öğretmenlik mesleğini yapmak için ders çalışmaya adadım. Nitekim emeklerimin karşılığını KPSS'de bölümümde 503. olarak aldım. Fakat bu mülakata girdiğim şehir olan İstanbul'un zorluğu yetmezmiş gibi mülakatta da komisyon adaletsizliğinden Siyavuşpasa'da giren biri olarak mağdur oldum. Sıralamam 1210'a gerileyerek kontenjan dışı kaldım. 6 yaşındaki kızım bile artık atan anne diye evde dolaşıyor. Ben annemle vakit geçirmek istiyorum diyor, ben artık yavrumdan ailemden kistigim vakti onlarla doya doya geçirerek telafi etmek isityorum yenilen hakkımı almak istiyorum, tekrar bu zorlu süreci yaşamak istemiyorum.” (Zeynep Eren
"Ölmeyi Çok İstedim"
“Merhabalar, öncelikle hassasiyet gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Adım Hülya. 4 yıldır tüm sağlık sorunlarına ve ekonomik çıkmazlara rağmen gayret sarf ettim. Kütüphaneye gittiğim kimi günler aç kaldığımı hatırlıyorum. 9 çocuklu bir ailenin okumaya çalışan üyelerinden biriydim. Ücretli öğretmenlik yaptım. O dönem servis beklerken dahi çalıştım. Hiçbir eşimin dostumun iyi ya da kötünü gününü paylaşamadım bu süreçte. Tek hayalim isteğim mesleğimi yapmaktı. Ücretli yaptığım dönemde ilçe milli eğitim müdürlüğünce ödüle layık görüldüm. Bunu şunun için söylüyorum bu bile meslekteki başarımın göstergesidir. Yetmedi edebiyat öğretmenliği branşında 796 olan kontenjan içinde 455. Oldum. Mülakat puanım 84. Sırf Bursa’da girdim diye yılların emeği çöp oldu. Ailem de benim ile perişan oldu. İnanmazsınız ama ölmeyi çok istedim. Sayın bakanın söylediğinin aksine inançlı biri olmam bunun önünü kesti. Allah’a olan güven ile sadece şu an hayattayım. Ve her zorluğu benimle beraber göğüsleyen annem için. Ramazan Bey ameliyat olacağım günlerde ben oturup bu sınava çalıştım. Ameliyatı erteledim. Bakın dikkatinizi çekerim canım pahasına. O yüzden hayatımız sayın Tekin’in söylediği gibi sayılsal verilerden ibaret değil. Meslektaşlarımız canına kıydı. Ben mülakatta giyeceğim kıyafeti almak için bile çok emek verdim. Üniversitede okuyan kardeşime ben bakacaktım. Bizim inancımız öldü Ramazan Bey. İnandığımız yerden kırıldık. Çözüm bu kadar kolay iken bize yaşatılanlar için hakkım helal değildir.”
“'Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacak.' Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk öğretmenleri işte bu sözlerle baş tacı etmişti. Ama şimdi bakıyoruz ki öğretmenlerin emeğinin çabasının hiçbir anlamı ve önemi kalmamış. Bizler seçim öncesi verilen sözlere güvendik inandık. Bu sözlerin öğretmenlere verildiği apaçık ortadaydı. Önce seçim reklamı görselinde öğretmen vardı. Daha sonra sayın cumhurbaşkanının açıklamasının üzerine bir televizyon programında dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer şu sözleri ile cumhurbaşkanımızın sözünü aynı şekilde teyit etmişti. ‘Bundan sonra mülakat olmayacak artık öğretmenlerimiz KPSS puanına göre hızlı bir şekilde atanacak.’ Ancak bu sözlerin üzerinden çok geçmeden yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ‘Mülakatlar kalkmayacak mülakat gibi mülakat yapacağız’ açıklamasını yaptı. Şimdi bu gencecik öğretmenlere de hak vererek cevaplamanızı istiyorum. Bu insanlar öğretmenler çocuklarla buluşmaya can atan öğretmenler kimseye güvenemeyecek mi? Bizler deprem şartlarında kaldırımda arabada çadırda titreyerek oturup ders çalıştık. Evlerimize geçtiğimizde bile bir gözümüz tavandaki avizeye bakarak korkulu bir şekilde ders çalıştık ve en zor şartlarda yüksek KPSS puanlarımızı aldık. Kendim bizzat deprem bölgesinde yaşıyorum ve bu anlattıklarımı harfiyen yaşadım. Daha zor durumda derece yapan öğretmenlerim mevcut. Büyük bir azim ve çabayla girdiğim KPSS sınavında 892 ile kontenjan içine girdim ve o kadar zorluğa rağmen bir zafer kazandığıma inanmıştım. Ama ne yazık ki şehirler arası objektif puanlama sistemi olmadığı için girmiş olduğum kontenjandan haksız yere çıkartılarak 980 e atıldım. Neye göre niçin elendik herhangi bir sebep yok. Bir insanın bile haksız yere elenmesinin büyük bir vebal olmasına karşın 1000 den fazla öğretmenimiz haksız yere elendi. Bu vebalin altından nasıl kalkılacak bilmiyoruz." (Ahmet Uzun)
Bir an önce bu yanlıştan dönülmeli. KPSS puanlarına göre atama kontenjanı içerisinde olup yapılan adaletsiz mülakat sonuçları yüzünden atanamayan öğretmenler hak ettikleri şekilde atanmalıdır.
Hazırlayan: Milliyetçi Kongre Derneği Eğitim Komisyonu Sekreteri Ramazan Eryılmaz
Editör: Semir Yapıcı