Tamil Kaplanları: Kuruluş ve Terör Tarihçesi
Tamil Kaplanları olarak bilinen (Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları - LTTE) adlı ayrılıkçı terör örgütü, 1976 yılında Velupillai Prabhakaran tarafından Sri Lanka’nın kuzey ve doğusunda yaşayan Tamiller için bağımsız bir devlet (Tamil Eelam) kurmak amacıyla teşkil edilmişti.
Tarihi boyunca suikastler, intihar saldırıları, çocuk asker kullanımı ve sivillere yönelik sayısız katliamlar başta olmak üzere her türlü terör eylemini gerçekleştiren örgüt, 1983 yılında Sri Lanka devletine karşı büyük ölçekli bir ayaklanma başlatmış, 26 yıllık terör döneminin ardından 2009 yılında aldığı ağır askeri yenilgi sonucunda tamanen etkisiz hale getirilmişti.
Benzer Terör Stratejileri: Kadın Birlikleri Propagandası ve İntihar Eylemleri
Kürtçü terör örgütü PKK'ya benzer şekilde etnik ayrılıkçı bir ideolojiye sahip olan Tamil Kaplanları'nın sadece kadınlardan oluşan özel birliklerinin (Kadın Kaplanlar) yanı sıra Hava Kaplanları isimli küçük bir hava filosu ve hatta Deniz Kaplanları isminde kendi deniz kuvvetleri de bulunmaktaydı. Deniz Kaplanları adlı bu yapı Sri Lanka Donanması'na karşı deniz botlarıyla intihar saldırıları düzenliyor, kıyı saldırıları ve sızmalar gerçekleştiriyor ve denize döşediği mayınların da yardımıyla örgüte finansman sağlamak adına silah ve insan kaçakçılığı için kullandığı rotaları kontrol ediyordu.
Dünya çapındaki Tamil diasporası sayesinde oldukça güçlü şekilde medya, propaganda ve diplomatik temsil ağları da kurmayı başaran örgüt, ilk intihar saldırısını 1987 yılında bir Sri Lanka askeri konvoyuna karşı düzenledi.
Bu tarihten itibaren intihar eylemleri, Tamil Kaplanları'nın en çok başvurduğu terör eylemlerinden biri hâline gelmişti. Yine PKK'ya benzer şekilde kadın ve çocuk yaşta intihar bombacıları kullanan örgütün, sadece intihar saldırıları için eğittiği "Kara Kaplanlar" isimli özel bir birim oluşturduğu biliniyor.
Suikastler
Örgütün dünya çapında en fazla ses getiren eylemi İndira Gandi'nin oğlu ve Hindistan'ın 9'uncu Başbakanı olan Rajiv Gandi'ye 1991 yılında düzenledikleri suikast oldu. Tamil Kaplanları mensubu iki intihar bombasının terör eylemi sonucu Gandi hayatını kaybetti.
1993 yılında ise Sri Lanka Devlet BaşkanıRanasinghe Premadasa, 1 Mayıs töreni sırasında Tamil Kaplanları mensubu bir teröristin intihar saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. Terör saldırısında Premadasa'nın yanı sıra 23 kişi hayatını kaybetti, 60 kişi ise yaralandı.
Tamil Kaplanları'nın Yenilgisi
Sri Lanka'nın bu tarihten itibaren terörle mücadeleyi daha kararlı ve ciddi şekilde askeri yöntemlerle sürdürmesiyle birlikte 2009 yılında Tamil Kaplanları tamamen yenilgiye uğratıldı.
Yaklaşık 26 yıl süren terörle mücadelenin ardından 2008 yılında tarihinin en kapsamlı askeri harekatına başlayan Sri Lanka Ordusu, 2009 yılının Mayıs ayında Tamil Kaplanları'nın kurucusu ve lideri olan Velupillai Prabhakaran ve örgütün üst düzey komuta kadrosunu etkisiz hale getirdi.
Tamil Kaplanları'nın "uluslararası ilişkiler sorumlusu" Selvarasa Pathmanathan, 17 Mayıs 2009 tarihinde bu askeri yenilgiyle birlikte "örgütün silahlarını susturduğunu ve savaşın acı sonuna ulaştığını" açıklayan bir bildiri yayınladı.
Bu bildiriden bir gün sonra, 18 Mayıs tarihinde Sri Lanka resmi olarak terörle mücadelenin başarıyla sona erdiğini ilan etti.
Tamil Kaplanları'nın Açıklaması: Kesin Teslimiyet Beyanı
Tamil Kaplanları'nın Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Selvarasa Pathmanathan tarafından örgüt adın yayımlanan 17 Mayıs 2009 tarihli bildiri, net ve kesin bir teslimiyet beyanıydı. Açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:
“Bu savaş acı sonuna ulaştı. Silahlarımızı susturmaya karar verdik. Tek pişmanlığımız kaybedilen hayatlar ve daha fazla dayanamamamız. Cesaretle gönüllü olarak ayağa kalkıyoruz ve silahlarımızı susturuyoruz."
Açıklamada herhangi bir ideolojik meydan okuma yer almamakla birlikte, Sri Lanka devleti ve kurucu değerleri de hedef alınmamıştı.
PKK'nın Sözde Fesih Bildirisi: Teslimiyet Değil, İdeolojik Saldırılar ve Hedeflenenler
Kürtçü terör örgütü PKK'nın 2025 Mayıs'ında gerçekleştirdiği sözde 12. Kongresi'nin ardından yayımladığı bildiride ise silahlı terör sonlandırılmış gibi gösterilse de, metin baştan sona Türkiye Cumhuriyeti’nin temel belgelerine ve üniter yapısına yönelik ideolojik saldırılarla doludur. Bildiride özellikle şu ifadeler öne çıkmaktadır:
Partimiz kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı.
Sözde fesih bildirisinde, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası'na olan saldırı bununla da bitmemekte,
ifadelerinin kullanıldığı görülmektedir.Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi.

Bu iki terör örgütünün bildirisi arasındaki farklar yalnızca taktiksel değil; ideolojik derinlikte ve siyasal hedeflerde de net şekilde ortaya çıkmaktadır. Tamil Kaplanları, 2009 yılında uğradığı mutlak askeri yenilginin ardından, ne geçmiş eylemlerini meşrulaştırmaya çalışmış ne de Sri Lanka’nın devlet yapısını hedef alan söylemlere yönelmiştir.
Oysa Kürtçü terör örgütü PKK’nın sözde fesih bildirisi, silahlı mücadeleye son verdiğini duyurmak yerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarına—Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası gibi kurucu belgelere—yönelik doğrudan ideolojik saldırılarla yeni bir siyasi hamlenin zeminini oluşturmaya çalışmaktadır.
Bu bağlamda, Tamil Kaplanları’nın bildirisi bir teslimiyet belgesi niteliği taşırken; PKK’nın bildirisi yeni bir propaganda evresinin, örgütün Suriye'de ordulaşan kolu YPG'nin silah bırakmasına dair hiçbir vaat ya da güvence vermeyen ve legal görünümlü ayrılıkçı siyasetindeki yeni dönemin işaret fişeğidir. Koşulsuz teslim olmak ile taktik değiştirmek arasındaki fark, bu iki örnekte net biçimde görülmektedir.